CHP İl Başkan Adayı Nusret Bayar ‘Masaya yumruğunu vuran il başkanı olacağım’ ifadelerinin yanlış anlaşıldığını, mecaz anlamda kullandığını söyledi
CHP Antalya İl Başkan Adayı Nusret Bayar, Akdeniz Manşet Gazetesi’ni ziyaret etti, 9 Şubat 2020 Pazar günü gerçekleştirilecek CHP Antalya İl Başkanlığı Kongresi ile ilgili açıklamalarda bulundu. 600 delege ile 45 doğal delegenin yeni il başkanını seçmek için sandık başına gideceği seçimde Nusret Bayar, mevcut il başkanı Ahmet Kumbul, eski il başkanlarından Ömer Melli ve Mustafa Şeker ile yarışacak. İl kongresinin tamamlanmasının ardından kadın ve gençlik kolları başkanlığı seçimleri yapılacak. Nusret Bayar sorularımız üzerine şöyle konuştu:
Kazanmak kadar kaybetmeyi de bileceksin
Siyaset ve ticarette inanmak ve mücadele etmeye inanırım. Önce inanacaksın başarıya, sonra da mücadele edeceksin, kazanacaksın. Kazanmak kadar kaybetmeyi de düşüneceksin. Kaybettiğin zaman da partiye küsmeyeceksin, siyasi mücadelene devam edeceksin. Benim de 35 yıllık siyasi yaşamım içerisinde hiç bir şekilde kırılmam, bükülmem, darılmam mümkün olmadı, olmaz da. Çünkü koşullar gereği yarışların tamamına bilerek giriyorsun.
Neden aday oldu
Antalya tabanı, partinin birleştirilmesi ve bütünleştirilmesi konusunda bana aday olmam konusunda tekliflerle geldi. Dedim ki bu bir parti görevidir. Partinin ihtiyacı varsa ben de elimi taşın altına koyarım dedim ve aday oldum. (Şansınızı ne olarak görüyorsunuz seçimde sorusuna) Kendimi il başkanı olarak görüyorum. Her zaman örgütümle birlikte mücadele ederim. Hem tabanımızın hakkını hem de örgütümüzün hukukunu korumanın yanındayım. İlk genel seçimde Antalya’nın tamamını kırmızı yapacağız Türkiye haritası üzerinde.
Masadaki yumruk meselesi
(Masaya yumruğumu vuracağım, masaya yumruğunu vuran il başkanı olacağım derken ne demek istediniz sorusuna) Bu; olaylar karşısında dik duracağımızı, mücadele edeceğimizi, eğilmeyeceğimizi, bükülmeyeceğimizi, partimizin hakkını, örgütümüzün hukukunu korumayı bildirmektir. Bizim partimizin özünde yurtta barış, dünyada barış vardır, kavga yoktur. Oradaki kavga bir yanlış anlaşılma olduğunu tahmin ediyorum arkadaşlarımın. Veya yanlış yönlendirme olduğunu tahmin ediyorum. AKP’ye karşı, dik duracağım, kavga edeceğim. Onların yapmış oldukları siyasi çalışmaları, yanlış ise önlerinde dimdik durarak hangi koşullarda olursa olsun cevabını vereceğim. Bu kavga mıdır? Değildir. Partinin hukukunu korumak, dik durmak kavga mıdır? Değildir. Partilinin hakkını korumak kavga mıdır? Değildir. ‘Kavga’, oradaki bir mecaz anlamıdır.
Adaylar arasında kavga olayı
(Ömer Melli de aday. Diğer adaylar arasında hep kavga var demişti sorusuna) Valla bizde kavga yoktur yarış vardır. Yarış da sosyal demokrat partilerin özüdür, olması gerekendir. Ömer arkadaşımız, Ömer abimiz diyeyim böyle bir şeyi yanlış anlamıştır. Veya o söylemi yanlış söylemiş olabilir. Ben Ömer abinin böyle bir şey söyleyeceğini zannetmiyorum. Biz Ahmet Kumbul arkadaşımız ile her kulvarda görüşüyoruz. Telefonda görüşüyoruz. İki gün önce aradım. Bazı sohbetlerimizi yaptık. Ömer abimizi de ilk aday olduğumuz zaman belki ilk arayan benim.
‘CHP halen yaşıyor’
Siyasetten zevk alıyorum. Siyaset beni gençleştiriyor. (Kumbul da siz de örgüte vurgu yapıyorsunuz. Bir sorun mu var orada, ikiniz de aynı jargonu kullanıyorsunuz sorusuna) Örgüt ve taban bir ağacın kılcal damarlarıdır. Kılcal damarları beslemezseniz ağaç yavaş yavaş gider. Örgüt de taban da çok önemlidir. Bu partiyi 1996-97 yıldır ayakta tutan örgüttür. Bu kadar uzun bir süre yaşamını idame ettiren başka bir örgüt yoktur, başka siyasi bir parti yoktur. Demokrat Parti kaybolmuştur, Milli Selamet kaybolmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, Millet Partisi kaybolmuştur. Adalet Partisi kaybolmuştur, Doğru Yol Partisi kaybolmuştur, Anavatan Partisi (ANAP) kaybolmuştur. Ama Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hâlâ yaşıyor. Bir gün AKP’de kaybolacak, bekleyin göreceksiniz.
Vekillerin desteği meselesi
(Kumbul’un öğlen yemeğine milletvekilleri katılmıştı. Sizin kahvaltınıza gelmediler. Belediye başkanlarının, milletvekillerinin desteğini aldığınızı düşünüyor musunuz sorusuna?) CHP bir bütündür. Biz belediye başkanlarımızla da milletvekillerimizle de görüşüyoruz. Biz dedik ya seçimi kazanmaya gidiyoruz ve seçimi kazanacağız. Herkes birbirine destek olabilir. Kahvaltımıza katılmamış olabilirler, Antalya dışında olabilirler, siyasi çalışmalarda olabilirler.
Tek aday konusu
(Ola ki genel merkez biz tek aday istiyoruz derse nasıl bir tavır sergilersiniz sorusuna?) Olacak işe bakın, olmayacak bir işi burada konuşmanın anlamı yok. Seçime zaten 9 gün kalmış. İki aydır üç aydır adaylar çalışıyor. Genel başkanımız, genel idare kurulumuz böyle bir tasarrufta bulunmazlar. Ama biz örgütümüzle beraber yolumuza devam ediyoruz. Zaten bu olmayacak bir şey. Zaten olacak olsaydı Ömer arkadaşımız Ankara’ya bir kaç kez gitti geldi. O zaman bu işin böyle olmayacağı belli oldu. Bir de şu var, genel başkanlar başarı ister, aday istemez. Kim daha başarılı olabilecekse, kim daha enerjikse, kim daha iddialıysa ona bakar. Bu benim adamım, ben bunu seviyorum demez. Beni ve başında bulunduğum örgütü en iyi kim temsil eder, oy sayısını en fazla kim yükseltir ona bakar. Ben il başkanı olduğum zaman Antalya’da Cumhuriyet Halk Partisini birinci parti yapacağım. O kadar da net ve kesin söylüyorum.
Kumbul bunu açıklayamıyor
(Size göre Kumbul’un yanlışları var mıydı sorusuna?) Ben Kumbul’u başarılı bulsam karşısına geçmezdim bir, aday olmazdım iki. Ben geçen dönem Kumbul’u gövdemle destekleyen bir partiliyim, Kumbul’a ciddi destek verdim. Ama Kumbul; CHP’yi, Antalya’yı istediğiniz gibi yönetemezsiniz. Yerel seçimde yanlışlıklar oldu, eksiklikler oldu. Genel seçimler de ona keza. Antalya’daki temayül oluşumu yanlıştır. Temayül daha da tabana yayılmalıydı. Temayül daha da şeffaf olmalıydı. Temayülde oy kullanan üyelerin oyları; oy kullanma bitince onların önünde zarflar açılıp kimlerin kaçıncı sırada olduğu bilinmeliydi. Sayın Kumbul bunların hiçbirini yapmadı. İki kişi ile yola çıktı ve bana güvenin dedi, tabana, yönetim kuruluna ve oradaki insanlara. Bana bundan 20-25 gün önce, Akseki ilçe kongresinde, kendisi itiraf etti. ‘Nusret abi sen temayülden ikinci çıktın’ dedi. Sahada öğrendiğimiz bu. Hatta sayın Büyükşehir Belediye eski Başkanımız Mustafa Akaydın da ‘Başkanım Nusret’i söyledin, ilk beşi açıkla da biz de bilelim’ dedi. Tabi mümkün değil, açıklayamıyor. Açıklansa o gün açıklanırdı. Açıklaması mümkün değil. Antalya’daki o süreçte milletvekili adayı olan arkadaşların hiçbirine, bir küçücük; nokta demeyeyim, noktanın binde biri kadar bile bir şey söylemiyor. CHP’de aday adayı olan her arkadaşımız en iyi şekilde görev yapar. Ama adalet çubuğu ortadan kalkar, şeffaf olmalı. CHP; hak, hukuk, adalet diyorsa; bu hak ve hukuk partinin tüm birimlerinde işlenmelidir. İşte ben de bu partinin tüm birimlerinde hakkın, hukukun, adaletin ve bunun yanında şeffaflığın olması için Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığına adayım.
Şükrü AĞIRMAN
CHP Antalya İl Başkan Adayı Nusret Bayar, Akdeniz Manşet Gazetesi’ni ziyaret etti, 9 Şubat 2020 Pazar günü gerçekleştirilecek CHP Antalya İl Başkanlığı Kongresi ile ilgili açıklamalarda bulundu. 600 delege ile 45 doğal delegenin yeni il başkanını seçmek için sandık başına gideceği seçimde Nusret Bayar, mevcut il başkanı Ahmet Kumbul, eski il başkanlarından Ömer Melli ve Mustafa Şeker ile yarışacak. İl kongresinin tamamlanmasının ardından kadın ve gençlik kolları başkanlığı seçimleri yapılacak. Nusret Bayar sorularımız üzerine şöyle konuştu:
Kazanmak kadar kaybetmeyi de bileceksin
Siyaset ve ticarette inanmak ve mücadele etmeye inanırım. Önce inanacaksın başarıya, sonra da mücadele edeceksin, kazanacaksın. Kazanmak kadar kaybetmeyi de düşüneceksin. Kaybettiğin zaman da partiye küsmeyeceksin, siyasi mücadelene devam edeceksin. Benim de 35 yıllık siyasi yaşamım içerisinde hiç bir şekilde kırılmam, bükülmem, darılmam mümkün olmadı, olmaz da. Çünkü koşullar gereği yarışların tamamına bilerek giriyorsun.
Neden aday oldu
Antalya tabanı, partinin birleştirilmesi ve bütünleştirilmesi konusunda bana aday olmam konusunda tekliflerle geldi. Dedim ki bu bir parti görevidir. Partinin ihtiyacı varsa ben de elimi taşın altına koyarım dedim ve aday oldum. (Şansınızı ne olarak görüyorsunuz seçimde sorusuna) Kendimi il başkanı olarak görüyorum. Her zaman örgütümle birlikte mücadele ederim. Hem tabanımızın hakkını hem de örgütümüzün hukukunu korumanın yanındayım. İlk genel seçimde Antalya’nın tamamını kırmızı yapacağız Türkiye haritası üzerinde.
Masadaki yumruk meselesi
(Masaya yumruğumu vuracağım, masaya yumruğunu vuran il başkanı olacağım derken ne demek istediniz sorusuna) Bu; olaylar karşısında dik duracağımızı, mücadele edeceğimizi, eğilmeyeceğimizi, bükülmeyeceğimizi, partimizin hakkını, örgütümüzün hukukunu korumayı bildirmektir. Bizim partimizin özünde yurtta barış, dünyada barış vardır, kavga yoktur. Oradaki kavga bir yanlış anlaşılma olduğunu tahmin ediyorum arkadaşlarımın. Veya yanlış yönlendirme olduğunu tahmin ediyorum. AKP’ye karşı, dik duracağım, kavga edeceğim. Onların yapmış oldukları siyasi çalışmaları, yanlış ise önlerinde dimdik durarak hangi koşullarda olursa olsun cevabını vereceğim. Bu kavga mıdır? Değildir. Partinin hukukunu korumak, dik durmak kavga mıdır? Değildir. Partilinin hakkını korumak kavga mıdır? Değildir. ‘Kavga’, oradaki bir mecaz anlamıdır.
Adaylar arasında kavga olayı
(Ömer Melli de aday. Diğer adaylar arasında hep kavga var demişti sorusuna) Valla bizde kavga yoktur yarış vardır. Yarış da sosyal demokrat partilerin özüdür, olması gerekendir. Ömer arkadaşımız, Ömer abimiz diyeyim böyle bir şeyi yanlış anlamıştır. Veya o söylemi yanlış söylemiş olabilir. Ben Ömer abinin böyle bir şey söyleyeceğini zannetmiyorum. Biz Ahmet Kumbul arkadaşımız ile her kulvarda görüşüyoruz. Telefonda görüşüyoruz. İki gün önce aradım. Bazı sohbetlerimizi yaptık. Ömer abimizi de ilk aday olduğumuz zaman belki ilk arayan benim.
‘CHP halen yaşıyor’
Siyasetten zevk alıyorum. Siyaset beni gençleştiriyor. (Kumbul da siz de örgüte vurgu yapıyorsunuz. Bir sorun mu var orada, ikiniz de aynı jargonu kullanıyorsunuz sorusuna) Örgüt ve taban bir ağacın kılcal damarlarıdır. Kılcal damarları beslemezseniz ağaç yavaş yavaş gider. Örgüt de taban da çok önemlidir. Bu partiyi 1996-97 yıldır ayakta tutan örgüttür. Bu kadar uzun bir süre yaşamını idame ettiren başka bir örgüt yoktur, başka siyasi bir parti yoktur. Demokrat Parti kaybolmuştur, Milli Selamet kaybolmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, Millet Partisi kaybolmuştur. Adalet Partisi kaybolmuştur, Doğru Yol Partisi kaybolmuştur, Anavatan Partisi (ANAP) kaybolmuştur. Ama Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hâlâ yaşıyor. Bir gün AKP’de kaybolacak, bekleyin göreceksiniz.
Vekillerin desteği meselesi
(Kumbul’un öğlen yemeğine milletvekilleri katılmıştı. Sizin kahvaltınıza gelmediler. Belediye başkanlarının, milletvekillerinin desteğini aldığınızı düşünüyor musunuz sorusuna?) CHP bir bütündür. Biz belediye başkanlarımızla da milletvekillerimizle de görüşüyoruz. Biz dedik ya seçimi kazanmaya gidiyoruz ve seçimi kazanacağız. Herkes birbirine destek olabilir. Kahvaltımıza katılmamış olabilirler, Antalya dışında olabilirler, siyasi çalışmalarda olabilirler.
Tek aday konusu
(Ola ki genel merkez biz tek aday istiyoruz derse nasıl bir tavır sergilersiniz sorusuna?) Olacak işe bakın, olmayacak bir işi burada konuşmanın anlamı yok. Seçime zaten 9 gün kalmış. İki aydır üç aydır adaylar çalışıyor. Genel başkanımız, genel idare kurulumuz böyle bir tasarrufta bulunmazlar. Ama biz örgütümüzle beraber yolumuza devam ediyoruz. Zaten bu olmayacak bir şey. Zaten olacak olsaydı Ömer arkadaşımız Ankara’ya bir kaç kez gitti geldi. O zaman bu işin böyle olmayacağı belli oldu. Bir de şu var, genel başkanlar başarı ister, aday istemez. Kim daha başarılı olabilecekse, kim daha enerjikse, kim daha iddialıysa ona bakar. Bu benim adamım, ben bunu seviyorum demez. Beni ve başında bulunduğum örgütü en iyi kim temsil eder, oy sayısını en fazla kim yükseltir ona bakar. Ben il başkanı olduğum zaman Antalya’da Cumhuriyet Halk Partisini birinci parti yapacağım. O kadar da net ve kesin söylüyorum.
Kumbul bunu açıklayamıyor
(Size göre Kumbul’un yanlışları var mıydı sorusuna?) Ben Kumbul’u başarılı bulsam karşısına geçmezdim bir, aday olmazdım iki. Ben geçen dönem Kumbul’u gövdemle destekleyen bir partiliyim, Kumbul’a ciddi destek verdim. Ama Kumbul; CHP’yi, Antalya’yı istediğiniz gibi yönetemezsiniz. Yerel seçimde yanlışlıklar oldu, eksiklikler oldu. Genel seçimler de ona keza. Antalya’daki temayül oluşumu yanlıştır. Temayül daha da tabana yayılmalıydı. Temayül daha da şeffaf olmalıydı. Temayülde oy kullanan üyelerin oyları; oy kullanma bitince onların önünde zarflar açılıp kimlerin kaçıncı sırada olduğu bilinmeliydi. Sayın Kumbul bunların hiçbirini yapmadı. İki kişi ile yola çıktı ve bana güvenin dedi, tabana, yönetim kuruluna ve oradaki insanlara. Bana bundan 20-25 gün önce, Akseki ilçe kongresinde, kendisi itiraf etti. ‘Nusret abi sen temayülden ikinci çıktın’ dedi. Sahada öğrendiğimiz bu. Hatta sayın Büyükşehir Belediye eski Başkanımız Mustafa Akaydın da ‘Başkanım Nusret’i söyledin, ilk beşi açıkla da biz de bilelim’ dedi. Tabi mümkün değil, açıklayamıyor. Açıklansa o gün açıklanırdı. Açıklaması mümkün değil. Antalya’daki o süreçte milletvekili adayı olan arkadaşların hiçbirine, bir küçücük; nokta demeyeyim, noktanın binde biri kadar bile bir şey söylemiyor. CHP’de aday adayı olan her arkadaşımız en iyi şekilde görev yapar. Ama adalet çubuğu ortadan kalkar, şeffaf olmalı. CHP; hak, hukuk, adalet diyorsa; bu hak ve hukuk partinin tüm birimlerinde işlenmelidir. İşte ben de bu partinin tüm birimlerinde hakkın, hukukun, adaletin ve bunun yanında şeffaflığın olması için Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığına adayım.
Şükrü AĞIRMAN