Menderes Türel korkusu..

Abone Ol

Başbakan Erdoğan’a “usta” diyerek yağ çekip, Türel’i “çırak bile olamadı” sözleriyle gözden düşürmeye çalışanlar hüsrana uğradı..
Ve şimdi..
“Antalya’yı rant kapısı olarak görenler”in yüreğini bir “Türel korkusu” kapladı..
Önceki gün akşam ANFAŞ’ta “Antalya adayımız Menderes Türel’dir” açıklamasını duyan o rantçılarla taraftarları sosyal medyada atışa başladı hemen..
Öyle anlaşılıyor ki..
Düne kadar “ya aday yapılırsa” diye endişelenen bu rantçıların, şimdi “ya kazanırsa” diye uykuları kaçıyor…

Siyasetçiler malum..
“İktidar ihtirası” ile her türlü iftirayı yapabiliyor, bayağılaşabiliyorlar..
Benim anlamadığım, Antalya halkı..
İnsan bu kadar kör ve sağır olabilir mi?
Daha görevinin ilk yılında “yolsuzluk skandalı”yla başlayan ve bugüne kadar “akıllı kart”tan tutun, “ödenmeyen işçi maaşları”na kadar çok sayıda rezalete ve skandala imza atanlar savunulabilir mi?
Siyasi görüşü, dili, dini, ırkı ne olursa olsun..
Bu kentin insanı; 4.5 yıldır Antalya’nın şu halini görüp de hala o partinin ya da adayının peşinde koşabiliyorsa, “şeytan azapta gerek” demekten başka bir şey bulamıyorum..

Sosyal medyada Türel’e atılan “iftira”lardan birini anlatacağım sizlere..
Ötesini anlayın artık..

“Menderes Türel 1000 liraya saksı alıp birilerini bundan nemalandıracak”mış..
Bu lafı çıkaran Mustafa Akaydın..
Ama, aslı astarı yok..
Olay şu:
Bu saksıların Antalya’ya estetik görsellik kazandıracağı iddiasıyla bir talepte bulunulur..
Talep Kütahya’dan gelir..
Türel de, bir tanesini “denemek amacıyla” getirtir, ama ücret falan ödemez..
Eğer kent halkı tarafından kabul görürse, bu saksıdan kentin bazı noktalarına koyacaktır..
Ama, görevinin son aylarına denk geldiği için, konuyu sonraya bırakır..
Bu arada seçim olur ve seçimi Akaydın kazanır..
Hatırlayın o günleri..
Dünyanın en iyi akıllı kart sistemi olan Ankart’ı iptal yoluna gitti, yerine rezalet bir sistem getirmeye çalışıp Antalya halkı ile adeta dalga geçti..
100. Yıl’a yapılacak olan stadyum projesini iptal yoluna gitti..
“Arena’yı yapacağım” dedi, beceremedi, bunu da iptal yoluna gitti, Antalya’yı 250 milyon dolar zarar uğrattı..
Hatta o sıralarda bazı işadamlarıyla konuşurken, “bu kentten Menderes’in izlerini kazıyacağım” şeklinde konuştuğu bile öne sürüldü..
Türel’in yükselttiği hizmet çıtasını aşamayacağını anlayan Akaydın, bu defa çeşitli yolsuzluk iddiaları ile Türel’i milletin gözünde itibarsızlaştırmaya çalıştı..
İşte bu “1000 liralık saksı” meselesi de o sıralarda ortaya atılan bir iftira, bir itibarsızlaştırma çabasıydı..

Biliyorsunuz artık..
Türel dönemi Akaydın ve ekibi tarafından didik idik edildi ve bir yolsuzluk bulunmaya çalışıldı..
Bulduklarını sandıkları konularda da davalar açıldı..
Ama, yargı tarafından Türel dönemine ait hiçbir yolsuzluk-arsızlık bulunamadı..
Yapılan bütün iddialar (tıpkı saksı olayında olduğu gibi) iftiradan başka bir şey değildi..
İşte o günlerde “Akaydın karalaması” ile akıllarda kalan “iftiralar” bugün yeniden hortlatılmaya çalışılıyor..

Bir gazeteci olarak hiç kimseye “boş verin gerisini, Türel’i seçin” deme hakkına sahip değilim..
Ama..
Bir gazeteci olarak Antalya’nın içinde bulunduğu durumu, yönetenleri ve yönetecek olanları kamuoyuna aktarmak zorundayım..
Ben (belgelere dayalı olarak) anlatırım , sizler bunu değerlendirirsiniz..
Sonra da..
İster dedikodulara inanırsınız, ister belgelere..
Her topluluk hak ettiği şekilde yönetilirmiş..
Karar sizin..