Antalya Barosu Başkanı Alper Tunga Bacanlı, Ankara’daki bombalı saldırı sonrası MHP lideri Devlet Bahçeli’yi istifaya çağırdı, uzunca bir süredir ‘sessizleri oynayan’ MHP kurmayları ortaya çıktı. Önce il başkanı Ali Adnan Kaya, ardından milletvekilleri Mehmet Günal ve Ahmet Selim Yurdakul zehir zemberek açıklamalarla Bacanlı’ya veryansın etti…
Bacanlı MHP’lileri böyle kızdıracak ne demişti, hatırlayalım;
“7 Haziran seçimlerinden sonra o sandıktan çıkan mesajı doğru anlamayıp bizi bu iktidara mahkum eden sözde muhalefet partileri de en az iktidar kadar bu işlerde sorumludur. Başta o süreci iyi yönetemeyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli olmak üzere ve başkanlık divanının, bu işte sorumlu olan herkesin ülke idare etme, siyaset üretme becerisi ve sahibi olmayan herkesin, ismini saydıklarım da dahil derhal istifa etmesini ve muhalefet partilerinin kendi partilerinin önünü açmasını, ondan sonra verilecek mücadeleyle Türkiye'de bir iktidar, kan ve politika değişikliği yapılması, ortaya konması gerektiğini düşünüyorum”
Bunun üzerine MHP İl Başkanı Ali Adnan Kaya yaptığı yazılı açıklamada, “Adaleti temsil eden cüppesiyle bölücü PKK/HDP’yi ve yoldaşı AKP’yi kınaması gerekenler, oyunun parçası olarak ne yazık ki Sayın Bahçeli ve MHP’yi istifaya davet ediyorlar. Baro Başkanı arkadaşımız haddini de, ülkücü geleneği de yıkıp geçmiştir. Herkes kendi işini yapsın ! Cübbenin arkasına sığınarak Milliyetçi Hareket'e yön tayin etmeye kalkışmasın” ifadelerini kullanmıştı…
Dün de Antalya milletvekilleri ve MYK üyeleri Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul ile Doç. Dr. Mehmet Günal ortak bir açıklamayla Baro Başkanı Bacanlı’ya eleştiri yağdırdı. Söz konusu açıklamada da eleştirinin odak noktası, Bacanlı’nın Bahçeli’yi istifaya davet etmesiydi. Milletvekilleri rahatsızlıklarını, “Ülkeyi idare etme sorumluluğu hükümettedir. Muhalefet partilerini toptan suçlayıp, sonra sadece MHP Genel Başkanını istifaya çağırmanın mantığı nedir? Terör örgütü ile çözüm süreci adı altında müzakere yürüten AKP’ye, Başbakana, bakanlarına ve Cumhurbaşkanı’na; onlara destek olan ve terörü kutsayan çözüm süreci ortakları HDP’ye; çözüm blokunun diğer unsuru olan CHP’ye neden istifa çağrısı yapmadı?” sorularıyla dile getirdi.
Oysa Bacanlı o gün yaptığı açıklamada, “Teröre ve destekçisi siyasal partilere alışmayacağız. Canlı bomba teröristinin cenazesine giden milletvekiline alışmayacağız. Kavgalarla birbirlerine hakaret ederek gündem değiştiren cumhurbaşkanı ve siyasal parti liderlerine alışmayacağız. Korkmuyoruz, sesleniyoruz, sorumluluğu ve dahili olan tüm yetkilileri istifaya davet ediyoruz” da demişti…
Yani MHP kurmaylarının iddia ettiği gibi istifa çağrısı sadece Bahçeli’ye değil, ‘sorumluluğu olan herkese’ yapılmıştı. Dolayısıyla MHP kurmaylarının bu tepkisinin altında yatan şey, son dönemlerde yaşanan parti içi muhalefet nedeniyle oluşan ‘muhalefet paranoyası’…
Nitekim, Günal ve Yurdakul imzalı açıklamadaki, “Sayın Bacanlı olsa olsa ‘MHP’siz siyaset, MHP’siz Meclis’ isteyenlerin taşeronluğuna soyunan ‘abilerinin’ (ya da ‘ablalarının’) politik çıkar temin etme çabasına alet olmuştur. MHP; önceki MYK toplantısında karar bağlandığı gibi, 2018’in Mart ayında kurultayını yapacağını ve bu kapsamda ilçe kongrelerinin 2016 yılının Ekim ayında başlayacağını kamuoyuna açıklamıştır” şeklindeki vurgu ve ifadeleri ‘asıl sancı’nın işaretleri olarak görmek mümkün.
Sözün özü; Ülke yangın yerine dönmüşken MHP kurmayları tabandan gelen yoğun kurultay taleplerine ‘her şeye rağmen’ kulak tıkamayı şiar edinmişe benziyor. Aksi düşünenleri neredeyse hain ilan eden, teşkilatları kapatarak ‘az olsun bizim olsun’ mantığı güden MHP kurmaylarının daha yakın zamana kadar yere göğe koyamadıkları, seçim öncesi hemen her programlarında gururla ön koltuklarda oturttukları ve dahi delege yaptıkları Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı’ya öfke kusmalarının altında da işte bu mantık yatıyor vesselam…
Sevgiyle kalın..