Microsoft’un LinkedIn hamlesinin düşündürdükleri

Ülkemizde çok fazla ilgi çekmedi ancak geçtiğimiz günlerde teknoloji devlerinden Microsoft 26,2 milyar Dolar ödeyerek iş dünyasının Facebook’u olarak bilinen LinkedIn adlı sosyal ağı satın alma konusunda anlaştığını açıkladı. Yaklaşık olarak 422 milyon kullanıcısı ve ayda 100 milyon ziyaretçi potansiyeline sahip olan LinkedIn’e piyasa değerinin 10 milyar Dolar üzerinde ödeme yapmaya hazırlanan Microsoft bu satın alma işlemi başarı ile noktalanırsa bu güne kadar gerçekleşmiş olan üçüncü büyük teknolojik satın alma işlemini gerçekleştirmiş olacak.

Rakamın ne kadar büyük olduğunu daha iyi anlatabilmek için bazı örnekler vermek faydalı olabilir. Ülkemizin para birimine çevirdiğimizde yaklaşık 78 milyar Türk Lirası’na karşılık gelen bu rakam ülkemizin 2016 Milli Eğitim Bakanlığı’na ayırdığı bütçe ile aynı düzeyde. Daha da ilginç bir örnek vermek gerekirse, Microsoft aynı para ile ülkemize yatırım yapma kararı almış olsaydı toplam piyasa değerleri yaklaşık 64 milyar TL’yi bulan en değerli iki şirketi olan  Garanti Bankası  ve Akbank’ı satın alabilir, artan 14 milyar TL ile de 5000’e yakın mağazası bulunan BİM mağazalarına sahip olabilirdi!

Peki Microsoft bu kadar parayı harcayıp LinkedIn adlı sosyal ağı neden satın almaya karar verdi? Bu sorunun cevabını ayrı bir yazı konusu olarak düşünüyorum ancak aynı soruyu Facebook 1 milyar Dolar’a Instagram adlı görsel paylaşım uygulamasını satın aldığında da, 19 milyar Dolar’a WhatsApp adlı sohbet uygulamasını satın aldığında da sormuştuk. Gerçekten de her yıl çok sayıda Internet tabanlı yazılım, donanım, hizmet vb. şirketi Microsoft, Apple, Google, Facebook ve Twitter gibi sektörün büyükleri tarafından satın alınıyor. Satın alma ya da birleşme gerekçeleri bazen rekabet üstünlüğü, bazen yatay ya da dikey bütünleşme, bazen yeni alanlara giriş, bazen küçüklerin önünü kesme bazen de patent sahibi olma gibi sebepler üzerinde odaklanabiliyor.

Burada vurgulamak istediğimiz nokta, ülkemizde halen pek çok işletme tarafından görmezden gelinse de dijital ekonominin küresel düzeyde giderek artan önemi. Geçici bir sabun köpüğü olarak algılanan elektronik ticaret mobilite kazandıktan sonra daha da çeviklik kazanıpemin adımlarla geleneksel ticari faaliyetlerle bütünleşme yolunda rüştünü ispatlamış durumda. Statik Internet siteleri tarih olalı onlarca yıl geçmesinin ardındanher geçen gün geliştirilmeye devam eden mobil cihaz ve Internet temelli sistemler elektronik ticaret için yeni kanallar ve kazanç olanaklar sağlıyor. O yüzden de dijital varlığını ilan etmek, sürdürmek, garantiye almak ya da geliştirmek isteyen her kuruluş farklı stratejiler geliştirme konusunda çabalar sarf ediyor.

İşte Microsoft’un da bazıları tarafından riskli bulunan bu son hamlesi aslında dijital serüvenlerinin ne ilk ne de son satın alma davranışı olarak tarihe geçecek. Yaygın etkisini ilerleyen dönemlerde göreceğimiz bu bütünleşme sürecinin dijital ekonomiye önemli kazanımlar sağlamasını diliyorum.

Sevgiyle Kalın!