Müftü ve muhtarlara nikah yetkisi verilmesi

Abone Ol

Müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesine olanak sağlayan ve bazı maddeleri TBMM’de kabul edilen tasarıyla ilgili tartışmaları hayretle izliyorum. Tasarıya karşı çıkanlar, uygulamanın laiklik ilkesine aykırı olduğu ve başta çocuk gelin sayısında artış olmak üzere, kadın hakları için dezavantajlı bir duruma yol açacağı görüşünü savunurken, iktidar kanadı aksine bu durumun kayıt dışı evlilikleri önlemeye yarayacağını ve nikâh işlemlerini hızlandıracağını savunuyor.

Meseleyi doğru analiz edebilmek için önce Türkiye realitesine göz atmakta yarar var. Bir kere hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu ülkede (uzun bir süre yasal engel olmasına rağmen) resmi nikahtan önce dini nikah kıyılır. Halkın gözünde muteber olan dini nikahtır. Resmi nikah ise sadece bir yasal prosedürü yerine getirmekten ibarettir.

Peki dini nikahı kim kıyar?

İmamlar…

Öyleyse bugün ortaya konan yaygara niye?

Müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi niye bu kadar korkutuyor anlamak zor…

‘Laiklik elden gidiyor’ argümanı Türkiye’de yelpazenin solundakilerin sığındığı en önemli argüman olmuştur bugüne değin. Yapılan her radikal değişiklikte temcit pilavı gibi toplumun önüne bu paranoya sunulmuştur. Kaldı ki, günümüzde bir çok gelişmiş ülkede de nikahlar din adamları tarafından kıyılmaktadır. Örneğin Amerika, örneğin Avrupa ülkeleri. Hemen hepsinde böyledir. Farklı yöntemler de vardır elbette. Ne dini, ne resmi yetkililer olmadan kişilerin kendi aralarında nikah kıymalarını sağlayan ‘hümanist nikahlar’ da yapılabiliyor bu ülkelerde ama genel ekseriyet nikahını kiliselerde papazlara kıydırmaktadır. Ama oralarda kimse ‘laiklik elden gidiyor’ yaygarası yapmaz.

Kadın dernekleri, federasyonları feveran ediyor; Medeni haklarımız tehdit altında diye…

Neymiş efendim, çocuk evlilikler artacakmış, çok evlilikler çoğalacakmış… Güldürmeyin Allah aşkına. Yasa tasarısında çoklu evliliğin önünü açan veya çocuk evliliklere teşvik içeren hükümler söz konusu değil. Tepki gösteren zümre de biliyor olmadığını ama mesele başka. Bu paranoyaların, tepkilerin altında yatan asıl mesele bu değişikliğin, yaşamın dini kurallarla şekillendirilmesinin önünü açmanın bir adımı olduğu endişesi…

Daha açık ifadeyle dini hükümlerin esas alındığı bir yönetim şeklinin getirilmesi. Yani şeriat devleti korkusu.

Yine anlamsız ve gereksiz bir korku…

Kendimi bildim bileli bu ülkede birileri bu korkuyu hep diri tutmuştur. Korkulan da hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Şimdi birileri diyecek ki, ‘bu korku diri tutulduğu için gerçekleşmedi’. Hayır, bu ülkede laikliğin en büyük güvencesi, neredeyse tamamı Müslüman olan bu ülkenin insanıdır. Kim hangi düşüncede olursa olsun, hangi niyeti taşırsa taşısın bu ülke insanı Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nden asla vazgeçmeyecektir.

Dolayısıyla yapılan tartışmalar bana göre yersiz ve anlamsızdır. Müftülere ve mahalle muhtarlarına nikah yetkisi verilmesinin kaygı verici hiçbir yanı yoktur. Benim bu meseleyle ilgili düşüncem budur vesselam…