Muhabbetine meslek komitesi

Abone Ol

Her sene iki defa aidat ödediğimiz, ancak şu ana kadar nimetlerinden faydalanamadığımız bir odamız var. Onun adı ATSO. Uzamış hali Antalya Ticaret ve Sanayi Odası. ATSO’nun çeşitli organları var.
Bunlar
Meslek komiteleri.
Meclis.
Yönetim kurulu.
Disiplin kurulu.
Özellikle çeşitli sektörleri temsil eden Meslek Grupları, herkes tarafından merak edilir. Seçimlerde Ticaret Sanayi Odası başkan adayları tarafından ablukaya alınan, adeta üzerlerine titrenen, ne yaptıkları, oda üyelerine ne katkıları olduğu anlaşılmayan küçük topluluk. Sahi ne yapar bu gruplar.

4 yıllığına seçilen Meslek Komitelerinin görevleri neler derseniz…
Oda meclisi için üyelerini seçmek;
Kendi konuları içinde faydalı ve lüzumlu gördükleri tedbirleri, meclis veya yönetim kuruluna teklif etmek;
Meclis veya yönetim kurulu tarafından kendi mesleklerine ait işler hakkında yapılacak müracaatları tetkik ederek cevaplandırmak.
Mesleklerine ait işler hakkında, meclis veya yönetim kurulu tarafından bilgi istenmesi halinde, bu konuda araştırma yapmak ve istemi cevaplandırmak gibi görevleri var.
Bunların yanında geyik muhabbeti yapmak, sektöründen bi haber olmak, komite üyesiyim diye hava atmak, görevi dışında her şeyi yapmak. Bu söylediklerimi meslek komitelerinin büyük bir kısmı yapıyor.
Faydalarını gördünüz mü?
Hangi sektör, bir meslek komitesinin raporu doğrultusunda sorununa çözüm buldu? Seçilmeden önce arayıp destek isteyen meslek komitesi üyeleri, hanginizi seçimden sonra bir derdiniz var mı diye aradı? Tabi ki hiçbiri. Temsil ettiği sektörün içinde kendi sorunlarından uzak olan meslek komiteleri.
38. grupta yer alan sektörlere bakalım. Reklamcılık, fuar ve organizasyon hizmetleri, televizyon ve radyoculuk faaliyetleri. Ben bu sektörlerle ilgili onlarca sorun yazabilirim. Ancak bir tane üretilmiş çözüm yazamam.
Çünkü yıllardır bu meslek grubunda aynı isimler var. Klasikleşmiş, orada olmaktan, çözümsüz kalmaktan bıkmamış isimler. Kısa süre önce bu grubun asil üyelerinden birinin grubu eleştirerek istifa etmesi, aslında bütününün eleştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Peki ne yapacağız. Onlarda bizim vatandaşımız, eksikleriyle mi sevelim diyeceğiz. Ben sevecenliğimi kaybettim, hiç sevesim gelmiyor. Ancak seve seve yazasım geliyor.
Kazasız ve cezasız günler dileğiyle.