Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Durmuş Ali Arslan, CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Can Okan Kıran, CHP Kepez İlçe Yöneticisi Nuran Ay, Eğitim-İş Genel Sekreteri Seher Ergin, Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı Demet Kurupınar ve yöneticileri, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Tüm Yerel Sen Genel Merkez Yöneticileri, Kepez Belediye Başkan Vekili Selçuk Koçnebioğulları, Kepez Belediye Meclis Üyeleri, Konyaaltı Belediye Başkan Vekili Veysel Akar, Serik Belediye Başkan Vekili Mehmet Balık ve çok sayıda Eğitim-İş sendika üyesi öğretmen katıldı. Törende, bu yılın onur ödülü İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’e verildi.
Acar: Örgütlü güç, örgütlü mücadele
Eğitim-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Sadık Acar, günün anlam ve önemine değinerek, “Ulu önderimizin ‘en önemli sıfatım’ dediği ve çok büyük önem verdiği öğretmenlik mesleği, aradan geçen yıllar içinde ülkemizde değerini ve önemini yitirmiş; maddi ve manevi yönden kayıplara uğramıştır. Öğretmenler artık velilerin ve öğrencilerin olur olmadık nedenlerle CİMER ya da başka birimlere şikâyet edip soruşturmalara maruz bıraktığı, kendileri de öğretmenlerce yetiştirilen kaymakam ve valiler tarafından herkesin içinde azarlanıp küçük düşürülen; şiir okudu diye açığa alınıp soruşturma açılan; yandaş sendika üyesi olmadığı için kendi kurumlarında zorluk çıkarılan bir meslek grubu haline dönüşmüştür. Ama bunları yapanlar, devletin değil birilerinin valisi, kaymakamı, müdürü olanlar, bizim örgütlü gücümüzü ve mücadelemizi unutmasınlar” dedi.
‘Sorunlar çözülmeli’
Eğitim sisteminde yaşanan sıkıntılara değinen Başkan Acar, “Yüzünü bir türlü bilimsel eğitime dönemeyen, tarikat ve cemaatlerden sözüm ona ‘manevi değerlere bağlı’ öğrenci yetiştirmesini bekleyen, özel okul ve vakıflara her türlü desteği ve kolaylığı sağlayan; kendi üzerinde yük olarak gördüğü devlet okullarındaki çocuklarımıza yeterli desteği vermeyen, adı milli olan ancak millilikle hiçbir şekilde bağdaşmayan; Atatürk değerlerine saldıran bir bakan ile karşı karşıyayız. Öğretmenlerin son yıllarda özlük ve mali hakları konusuna gelince, hepimizin bildiği bir konuşma ile başlayalım. Atatürk’e ‘Paşam milletvekili maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar olsun?’ dedikleri zaman, Ata’mızın ‘Öğretmen maaşlarını geçmesin’ dediği bilinmektedir. O dönemin zorlu şartlarında öğretmenlere hatırı sayılır ücretler ödenmiş ve dönemin en saygın mesleklerinden biri öğretmenlik olmuştur. Bugün duruma bakınca yıldan yıla fakirleşmiş, satın alma gücü azalmış öğretmenlerimiz; kredi ve kredi kartı borçları yüzünden ya meslekleri dışında bir iş yapmaya ya da her şeylerinden tasarruf etmeye zorlanmıştır. Maddi zorluklar yüzünden emeklisi gelmesine rağmen öğretmenler emekli olamıyor. Kadro olmasına rağmen bütçeden dolayı sayıları 900 binlere ulaşan genç öğretmen adayları atanmayı bekliyor. Sorunlarımız çok ve bunları çözecek irade ve kararlılık bizde var” diye konuştu.
Güneş: İlkeli ve kararlıyız
Eğitim-İş Antalya 2 No’lu Şube Başkanı Önder Güneş ise sendikanın ilkelerinden taviz vermeden yoluna devam ettiğini dile getirerek, “17 Ekim 2005'te, aydınlık bir Türkiye'ye katkı sağlama umuduyla filizlendirdiğimiz Eğitim-İş, eğitim emekçilerinin ve Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyet'e, demokrasiye yürekten bağlı olan her kesimin gönlünde kocaman bir çınara dönüşmüştür. İlkelerinden, duruşundan ve kararlılığından asla taviz vermeyen Eğitim-İş, yalnızca eğitim emekçilerinin değil, toplumsal muhalefetin de en güçlü sesi ve umudu haline gelmiştir. Eğitim-İş, kendisini yalnızca sınıf kavgasıyla sınırlandırmayan; ülkemizin geleceği ve yarının bireyleri olan öğrencilerimizin laik, bilimsel, kamusal, ulusal, çağdaş ve adil eğitim hakkını önceleyen bir sendikadır. Bu programın hazırlanmasında ve bu hale gelmesinde emekleri olan başta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek olmak üzere, Okan Müdürüme, Ebru Hanım’a, kıymetli Sevda Köyüstü Hanımefendi’ye, şubelerimizde emek harcayan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Naci Görür ise Antalya’da deprem olgusuna değinerek belediyeleri eleştirdi. Yapılan binaların yüksekliği konusunda, “O binaları görünce gerçekten korktum, üzüldüm. 7 katlı, 15 katlı binalar çıkılmış. Nerede? En çürük zemin üzerinde. Alüvyon üzerinde, travertenler üzerinde, suyun bol olduğu, depremin en fazla tehdit edeceği, şiddetin en fazla artacağı yerde yapılmış” dedi. Kendisine ödül verilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konuşmaların ardından Görür’e ödülü takdim edildi.
ESRA ALTUNKES