İddiayı gündeme taşıyan, CHP’nin avukat kökenli milletvekili Cavit Arı. Arı, Antalya kent merkezindeki 200 dönümlük Narenciye Bahçesi’nin Nur cemaatine mensup ‘Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı’na devredildiğine ilişkin iddialar olduğunu öne sürerek, “Doğru ise Antalya adına yapılmış büyük bir ihanettir” diye bir açıklama yaptı. Ardından İYİ Parti’nin yine avukat kökenli Milletvekili Hasan Subaşı ve bazı sivil toplum örgütü başkanları konuya müdahil olarak benzer şeyler söyledi. Bunun üzerine Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden, “Genel Müdürlüğümüzce, taşınmazın şu anki kullanıcısı olan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü adına herhangi bir değişiklik yapılmamıştır” şeklinde bir açıklama yapıldıysa da, ‘cemaat vakfı’ yaygarası bitmedi…
Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’dan günümüze intikal eden birçok vakıf mevcut. Geçmişte bu vakıfların kıymetli mülkleri, Cumhuriyet’in kuruluşu sırasında gelir elde etmek amacıyla belediyelere, valiliklere satıldı. Bununla da yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı. 1956 yılında Adnan Menderes hükümeti döneminde 7044 sayılı bir kanun çıkarıldı ve denildi ki, evveliyatı bir vakfa ait mülkiyetlerin tescili hiçbir şart aranmaksızın Vakıflar adına yapılacak. Burada kastedilen Vakfılar Genel Müdürlüğü. Malum, Vakfılar Genel Müdürlüğü, Osmanlı’dan intikal eden vakıfları idare eden bir kuruluş. 2008 yılında çıkarılan 5738 sayılı kanunun 30’uncu maddesinde de 7044 sayılı kanun aynen muhafaza edildi. İşte Cavit Arı’nın ‘Antalya’ya ihanet’ başlığı ile kamuoyunda tartışmaya açtığı devir işleminin özü bu. Yani ortada kaçak göçek bir durum yok. Mevcut bir yasanın uygulanması var.
Asıl önemlisi ve de üzerinde durulması gereken nokta ise Narenciye’nin tapu tescilinin ‘Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı’na yapıldığı iddiası…
Tamamen yanlış. Narenciye arazisi, Osmanlı döneminde buranın sahibi olan ‘Hamidiye Vakfı’na tescil edildi. Sultan 1. Abdülhamid Han tarafından kurulmuş olan Hamidiye Vakfı, diğer tüm Osmanlı vakıfları gibi Vakfılar Genel Müdürlüğü uhdesindeki bir vakıf. Diğeri, yani Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı ise Nur Cemaatine ait özel bir vakıf. CHP milletvekili Arı bu nüansı bilerek bu açıklamayı yaptıysa bu, ‘çamur at izi kalsın’ mantığından başka bir şey değil. Yok, araştırmadan, soruşturmadan kulaktan dolma bilgilerle böyle ciddi bir iddiayı gündeme taşıdıysa bu da tek kelimeyle ayıptır…
Ne milletvekilliğine, ne hukukçu kimliğine yakışmamıştır…
FETÖ denilen ihanet şebekesinin yaptıklarından sonra zaten cemaat meselesine karşı hassas olan toplumu bu hassasiyet üzerinden yönlendirmeye çalışmak asla doğru bir siyaset değildir. Eleştiri ayrı, karalama çamur atma ayrı bir şey. Yapılan işlem mevcut yasayı uygulayarak mülkleri asıl sahiplerine iade etmektir. Kaldı ki bu mülkün halen kullanıcısı olan BATEM’le ilgili tek değişiklik muhataptır. Daha önce Hazine ile muhatap olan BATEM bundan sonra mülkle ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nü muhatap alacaktır. Kimsenin kimseyi attığı, yerinden ettiği filan yok. Cavit Arı ve diğer eleştiren milletvekilleri eğer bu durumdan hoşnut değilse yapacakları şey sözkonusu yasayı değiştirmek için TBMM’de mücadele vermek olmalıdır…