Genel seçimler yapıldı, sandık son sözünü söyledi.
Öncelikle sonucun hayırlı olmasını diliyorum.
Herkesin halkın verdiği karara saygı göstermesi gerektiğini de hatırlatmak istiyorum.
Dünkü yazımda ‘Kazanan barış ve demokrasi olsun’ dedim.
Umarım bu dileğim gerçekleşir.
Gelelim Antalya sonuçlarına.
Seçim öncesi kaleme aldığım yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır.
AK Parti’nin birinci parti olacağını sürekli dillendirdim. Sonuçlar beni teyit etti.
CHP ve MHP’nin de mevcut milletvekili sayılarını koruyacağını vurgulamıştım. Bu tespitim de doğru çıktı.
HDP’nin ise yüksek bir oy alacağını dillendirdim. Milletvekili çıkarabilme ihtimalinden söz ettim. Ancak itiraf etmem gerekirse bunun da çok zor olduğunu düşünüyordum. Zira belediye seçimlerinde 24 bin, cumhurbaşkanı seçimlerinde ise 59 bin oy alan bir partinin oyunu 90 binlere çıkarmasının neredeyse imkansız olduğunu varsayıyordum. Ancak HDP bana göre imkansızı başarıp en büyük sürprizi yaptı. Bundan böyle Antalya’da da söz sahibi olduğunu gösterdi.
Yine Hasan Subaşı konusunda buradan kazanamayacağını yazdım. Antalya’nın çok göç aldığını ve gelenlerin Subaşı’nı ve başkanlık yaptığı dönemi bilmediklerini dile getirdim. Doğu ilçelerinde karşılığı olmadığını, batıda ise fazla rağbet görmediğini kaleme aldım. Bunda da yanılmadım. Ancak aldığı 3 bin oydan en az 3 katı daha fazla oy alacağını düşünüyordum. İşte burada yanıldım.
Özetle, AK Parti’nin oy kaybı tahmin edildiği kadar. Kazanan HDP oldu. CHP ve MHP ise yerinde saydı.
İktidar partisi Türkiye genelinde yaklaşık 9 puan geriledi. Ancak kaybedilen bu oylar ana muhalefet partisi CHP’ye gitmedi. Bence burada AK Parti ile birlikte CHP’nin de özeleştiri yapması gerekir.
Antalya’daki sonuçlar bana göre hayırlı oldu. Meclisteki her dört parti, Antalya’dan vekil çıkardı. Yani her Antalyalının sesini duyurabileceği bir vekili var artık.
Yazımı dün olduğu gibi bugün de aynı cümlelerle tamamlamak istiyorum. Kazanan Türkiye olsun, kazanan barış ve demokrasi olsun. Kalın sağlıcakla…