Ne diyeceksin, Sayın Baykal!..

Abone Ol

Şikayetçi (Mahkeme sürecinde vazgeçtiğini açıklamış olsada) Sedef Üstündağ Sapan, şikayet edilen ise eşi olan CHP Antalya Milletvekili adayı Yıldıray Sapan’dı. Konu Bir buçuk ay sonra dünyaya bir bebek getirmesi beklenen Sedef hanımın, eşi tarafından yaralanmasıydı. Yıldıray Sapan’ın eşini sokak ortasında ve daha sonra otomobil içerisinde darp etmesi, yaralamasıydı. Bunun üzerine Sedef hanımın Demircikara Polis Karakolu’nda başlayıp, Cumhuriyet Savcılığı’na uzanan şikayetiydi. Olay 21 Ekim 2010 tarihinde yaşanmıştı. Yani Sedef hanım olayın yaşandığı sırada, hamileydi.
Şikayet dava konusu olmuş, Deniz Baykal’ın adayı Yıldıray Sapan, 17 Şubat 2010 tarihinde de “Eşi kasten yaralama suçu”ndan 5 ay hapis cezası almıştı.
Mesele buydu. Her şey belgeliydi. Yani bizim meslekte kullanılan tabir ile ortada “bomba gibi bir haber” vardı. Ancak bu haber bizde bugüne kadar yayınlanmadı. Üstelik Sapan’ın “şova yönelik açıklamasında” iddia ettiği gibi haberin kaynağı kesinlikle bir Ak Parti’li değildi. Kaynak, Sapan’ın adaylığının partiye büyük zarar verdiğini gören CHP’li bir dosttu. Sapan’ın da bu haberden haberi olmuş, eşi ile birlikte pek görülmeyen vekil adayı, heryerde Sedef hanım ile gezmeye başlamıştı. Bana göre buda alışık olduğumuz bir “Sapan şov”uydu. Ama bizi ilgilendirmez.
Haber bizde neden yayınlanmadı?
Bu haberin yayınlanacağını (yaptığımız araştırmalar sonucu) öğrenen ve isimleri ömür boyu bende saklı iki CHP’li dostum aradı. Benim haberime karışmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, sadece iki konuyu bilmem gerektiğini anlattı. Bu konulardan bir tanesi, beni canevimden vuran ve o gün öğrendiğim Sedef hanımın hamile olmasıydı. Bir buçuk ay sonra dünyaya bir bebek getirecek olmasıydı. Böyle bir haberin ilerleyen hayatında uzun ömür, sağlık ve mutluluk dilediğim o bebeğin hayatını etkileme ihtimali, diğeri de unutulmuş gibi görünen “yaralama”nın evlilik de yeni sıkıntılar doğurma riskiydi.
Sapan efendinin her ne kadar geçmişte bir çok insanın özel hayatına dair yapmadığı çirkeflik kalmamış olsa da, her ne kadar bana göre çok yanlış bir aday olsada, insanlık ağır bastı. Bu haberin yayınlanmasından vazgeçtim. Belki de böylesine önemli bir konuyu “es” geçerek, mesleğime ihanet ettim. Bana göre doğrusunu yaptım. Delikanlılık ve gazetecilik, yeri geldiğinde böyle olmalıydı.
Peki şimdi neden yazıyorum?
Çünkü Bu haberi biz vermemiş olsak da, bu haberin bizim dışımızda daha bir çok internet sitesi, gazete ve haber ajanslarına da ulaştırıldığı ortaya çıktı. Çünkü Dün bu haber ajanslar aracılığı ile tüm ülkeye servis edildi. Kısa sürede de bir çok yerde yayınlandı. Artık yayınlanmış bir haberin, bizde de yayınlanıp, yayınlanmamasının bir önemi yoktu.
Merak ediyorum.
Sayın Deniz Baykal!..
Ne diyeceksiniz?
Sayın Kılıçdaroğlu!..
“Türkiye’yi yönetecek 5-6 kadromuz çıkar” derken, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan olarak düşündüğünüz isim, Yıldıray Sapan mı?