Ne günlere kaldık!..
“Türkiye 2014’te üzüntülü günler yaşayabilir.”
Dedi demesine de, söylerken genel mi yoksa yerel siyaset açısından mı, onu çözemedik.
Sadece, “Türkiye” vurgulaması biraz genel gibi geldi.
İyi de.,
Sen yerel seçimlerde seçilen birisisin be mübarek.
Geneli bırak Genel seçimlerde seçilenlere, onlar gereğini yapsın..
Yok.,
Gözün illa ki genel siyasette ise, geçme kimsenin önüne de, hiç olmazsa Antalya bir belediye başkanı görür..
Mesele genel olmamalı..
Mesele yerel olacaksa-ki öyle olmalı, 2009’dan bu yana olduğu gibi, 2014’te de ne yazık ki Antalya çok üzücü günler yaşabilirdi..
Allahtan 30 Mart’ta seçimler var..
5 yıla yaklaşan süreçtir Büyükşehir Belediyesi’nin Park ve Bahçeler Müdürlüğün yazın kavurucu sıcakta, kışın ise dondurucu soğuk ve yağmur altında çalıştırdığı taşeron işçilerin maaşlarını hep 3 ay geriden almasına seyirci kalan.
Park ve Bahçeler işçilerine yaptığı gibi, Özel Güvenlikçilerin de aynı maaş derdine 5 yıldır merhem olamayan..
Yine 3 aydır maaşlarını alamadıkları için, sonunda Belediye Tiyatrosu oyuncuları için de bıçağı kemiğe dayatan Mustafa Akaydın ile evet, 2014 Antalya için üzüntülü günler yaşayabilirdi.
Tiyatro oyuncuları son gösterileri sırasında, konuşmalarının arasına, “Şu maaşlar yatsa da iki kafa çeksek” repliğini katıyor.
Ve o replik kendilerini izleyen seyircilerce ayakta alkışlanıyor..
Akaydın’ın ayıbını arayan mı var?
Alın size ayıbın daniskası..
Yazık gittikleri turnenin harcını bile alamayan o tiyatro oyuncularının çoğu, Park Bahçeler, Özel Güvenlik, Basın Müdürlüğü ne bileyim belediyenin birçok biriminde çalıştırılan ama 70 gündür maaşlarını alamayan taşeron işçileri.
Ve Sosyal Demokrat Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’dan çektiği kadar hiçbir kimseden çekmedi o taşeron işçileri.
Viskisini yudumlayan, maaşını alıp şöyle bir rakı keyfi yapma özlemini giderecek olanın halinden anlamaz mı ne?
Anlasaydı, evine iki somun ekmek götüremeyen gariban işçilerini 5 yıldır mağdur edilmesine bile bile göz yummaz..
Belediye önünde tavada taş pişirmeye kalkan Özel Güvenlikçilerin derdine deva olma yoluna giderdi.
Gitti mi?
Kılını bile kıpırdatmadı da, onu o garibanlar 30 Mart’ta öyle bir kıpırdatacaklar ki.,
Kimse boşuna heveslenmesin aracının arkasına tenekeyi takan ben olacağım.
Merak ediyorum da, Akaydın Tiyatro oyuncularının bu tutumları karşısında ne yapacak.
Geçmişte olduğu gibi belki de birkaç taşeron işçisi konumundaki tiyatro oyuncusunu Aksu’ya.
Belki de Döşemealtı’na sürdürür.
Esprili göndermelere çok içerlerse, iş akitlerine son bile verdirir..
Sosyal Belediyecilik naraları ancak seçimden seçime atılır, seçimden sonra ne şartlarda olursa olsun unutulur.
Mustafa Akaydın’ın 5 yıla yaklaşan süreçtir yaptığı gibi.
Aynaya gerek bile yok?