Hafta sonunda ülke genelinde yerel seçimler yapılacak ya.,
Kimisi yalakalık için, kimileri de belli bir beklenti içerisinde olduklarından dolayı kime oy verip, kime oy verilmemesi gerektiği yönünde ahkam kesenlerin sayısı giderek artmaya başladı..
Kendisine iki sütun on santimlik yer tahsis edilen ile, gazetenin 8 sütun 15 santimlik kısmını icarlayanlar da ahkamın daniskasını kesiyorlar.
Yerelden geçip, genel siyaset yaparak demagoji abideliği taslıyorlar ya.,
Kahkahalarla gülüp geçiyorum geçmesine de, ortada bir yerel seçim var..
Ve yaşadığın kentin 5 yıllık geleceğini tayin edeceksin..
Ama yaşadığı yer ile ilgili karar vermekte güçlük çekenler, ülke geneliyle ilgili vurgulayıcı bilgiçlik taslıyorlar.
Her insanın geçmişi geleceğinin teminatıdır..
Bugün Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için en büyük adaylardan birisi olarak gösterilen Menderes Türel ile herkesin ikinci sırada gözüyle baktığı Mustafa Akaydın’ı terazinin gözlerine koyuyorum da, Akaydın’ın bulunduğu terazi gözü havaya uçuyor, Türel’inki ağırlığından tabana vuruyor.
Ve bu gerçeği göremeyen sözüm ona gazeteci müsvetteleri, bilirkişilik taslıyor..
Geçtiğimiz günlerde de, “Yazının başlığına bakıldığında aslında o kadar çok neden var ki, hangi birini sayalım ki?” diye bir tabir kullanmıştım..
Ve..
Antalya’da yaşamayı seven.,
Antalya’da yaşıyor olmaktan büyük keyif alan.,
Bu kentin havasını teneffüs ediyor olmanın tadını doya doya çıkartmak isteyen gencinden, yaşlısına, erkeğinden, bayanına herkese ama herkese 30 Mart’ta büyük iş düşüyor..
Öncelikle hiç kimse boş vaatlere kanmamalı..
Sözünün eri olmayan, verdiği sözü koltuğa oturduğu an tamamını unutup, Antalyalılara hizmet etmekten çok, sürekli dert yanıp.,
Kendi beceriksizliğini örtmek adına enkaz edebiyatlarına sıkça baş vurup.,
Makyaj belediyeciliği dışına çıkmadığı gibi.,
Kendi gölgesiyle dahi kavga etmekten başka bir şeyden anlamayanlara artık kimse kanmamalı” demiştim ya..
Bu kentte yaşayan herkese, ama herkese soruyorum:
Mustafa Akaydın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ne yaptı?
Beş yıl boyunca hangi hizmeti üretti de, Antalya’da oyunu kullanacak birisi olarak neden kendisine oy vereyim ki?
CHP’li olmadığım için mi?
Asla..
Tam aksine cümle alem bizi Sosyal Demokrat olarak bilmiş tanımıştır..
Ama aynı zamanda hakkımızda da, “Ahde vefanın kralını içine sindirmiştir” diye de bilir.
Kaldı ki yerel seçim olduğundan yaşadığım şehri yönetecek kişi için, mantığımı yürüterek vicdanımı dinleyerek hareket edeceğim.
Futbol takımı tutar gibi parti tutulmaması gerektiğini kavrayan birisi olduğum için, Mustafa Akaydın, Antalya’da 5 yıllık süreçte sürekli lay lay lom belediyeciliği yapması nedeniyle kendisine oyumu vermeyeceğim.
Sen hem bir partinin belediye meclis üyesi adayı olacaksın, hem de 8 sütün 15 santimlik icarladığın yerden, millete yön tayin edeceksin..
Şükürler olsun ki sade ama aynı zamanda bu kentin yaşayanı olan ve gazetecilik mesleğiyle geçimini temin eden birisi olarak hiçbir vatandaşa demagojiler yaparak gerçekleri saptırarak bugüne kadar asla yönlendirme girişiminde bulunmadık.
Çünkü sadece gazetecilik yaptık.
Mustafa Akaydın;
“100 bin kişiye iş” dedi mi?
“Herkese bedava elektrik” vaatleri verdi mi?
“10 bin ev hanımına sigortalı iş imkanı” sözünü verip, “Bu hanımlar çocuklarını okula, eşlerini işe yolladıktan sonra, öğle saatlerinde günde 4 saat çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunacak” diye de yazdırıp, “Seçim vaatlerim” kitabına büyük puntolarla yazdırdı mı?
“Beş bin öğrenciye sigortalı iş imkanı” dedi mi?
O değimliydi ki, “Merak etme hemşerim Antalya Ankara’dan zengin” diyen..
Ve hiç birisini yapmadı..
Yalancıya, benim gibi milleti kandırana 30 Mart’ta oy vermeyeceğim.
Verdiği her sözü tutmasıyla bilinen geçmişi geleceğinin garantisi olana oyumu vereceğim.
Var mı ötesi?