NEDEN EĞİTİME ENGEL OLUYORUZ?

Abone Ol

Bu soruya kimse; evet, eğitime engel oluyorum demez. Ama bu cevap sözde doğru olsa bile özde içinde yanlışları ve hataları barındırmaktadır.

Bu yazıda bilerek ya da bilmeyerek, farkında olarak ya da fark etmeden bütüncül olarak eğitime nasıl engel oluyoruz sorusuna cevap bulmaya çalışacağım.

Eğitimin asıl engelini yazımızın başında söyleyeyim ki tamamını anlamamız kolay olsun.

&Eğitimin ana engeli bugünü ve yarını okuyamayan her kademedeki sorumlu kişilerdir. Milletimiz adına resmi yetkili olan ve eğitim ve kültür konularında yetki almış ya da kanun tarafından sorumluluk verilmiş olan kişilerdir.

&Bunun yanında eğitim alanında hizmet üretmek için kurulmuş bütün sivil toplum örgütleri de sorumludurlar. Bunlar iddia sahibidirler ve iddialarını ispat etmekle yükümlüdürler.

&Anne babalar da sorumludur. Çünkü dünyaya gelmesini vesile oldukları çocuklarının ilk 7 senesinde en büyük eğitmen kendileridir. %90 oranında bu yaş aralığında örnek model de öğreten de öğrenen de kendileridir. Okula camiye gönderdim diye kimse sorumluluğu üzerinden atamaz.

Bu alandaki bütün sorumlularda ilk aranması gereken özellik üç zamanı yani dünü, bugünü ve yarınları okuma kabiliyeti ve mefkuresi olmasıdır. Buna dinimiz EHLİYET diyor. Ayrıca TEFEKKÜR(ana düşünme sistemi) Kuran’ın Zihin eğitimindeki düşünme çalışmasının şemsiye kavramıdır ki onu çalıştırdığında bütüncül bir düşünme sistemini devreye sokar insan. İşte o zaman daha ayrıntılı sonuçlar elde eder konu hakkında.

--Ehliyetli insan dünü araştırır ve ibretlerini çıkarır. Kazanılmış tecrübeleri kazanç hanesine yazar. Bu bir bilgidir ve bilginin asıl sahibi de Allah’tır. Yani doğru bilgiler komplekssizce alınmalıdır. Bu yolda kıskançlık ya da benzeri hastalıklı duyguların tesirine izin verilmemelidir.

--Ehliyetli insan bugünün gerçeklerini de öğrenip anlama çalışmalarını kesintisiz yapandır. Bugünün insan için üretilmiş nimetlerini de tuzaklarını da sürekli tanır ve tuzaklara tedbirde gecikmez. Güzellikleri koruyup geliştirmede acele eder.

--Ehliyetli insan yarınları da okuyabilme kabiliyetinde olandır. Çünkü zamanın içindeki hayatta yaşam bir zincir gibidir. Birbirine bağlıdır. Yaşanılan şartlar ve uygulamalar bir sonraki zaman için referans olur. Yani her zincir halkası bir sonrakiyle bağlı olur.

Ne zaman insanlık ehliyeti ötelemiş, hor görmüş, değersizleştirmiş işte o zaman diliminin içinde kaos, karmaşa, cahiliye uygulamaları sahaya hâkim olmuş. Bilgi zelil olmuş, ilim yok sayılmış, makamlar işkal edilmiş, moda uygulamalar sahaya sürülmüş, eğlence dünyası zirve yapmış, sanal gündemlerle halk idare edilir olmuş.

Ne zaman ehliyet ön plana çıkarılmış, işte o zaman doğru bilgi tahta çıkmış, bilge insanlar olması gereken yerlerde olmuşlardır. Cahiller cehaletleriyle yüzleşmiş, biraz da olsa utanmaya başlamış olurlar. Yetki sahipleri ise yetkilerin bir emanet olduğunu, bir gün hesabının hak sahipleri ve yaratıcımız tarafından sorulacağı bilincinde hareket eder.

Ne zaman anne baba çocukları için ne kadar öneme sahip olduklarını bilirlerse işte o zaman çocuklarını Hz. Ali’nin dediği gibi yarının şartlarına göre yetiştirmeyi ilke edinirler. Topluma alt yapısı sağlam nesiller yetiştirirler. Eğitim sistemine öğrenmeye ve gelişmeye hazır hale gelmiş çocuklar gönderirler.

Bu konuda fazla söze de gerek olmadığını düşünüyorum. Herkese kolay gelsin dileklerimi ve uyarılarımı gönderiyorum.

Bir başka yazımda bu konuyu başka alanlardan da değerlendirmeyi düşünüyorum.

Hoşça kalın.