30 Mart sonrası yazılara bir hayli boşluk verdik..
Gerek cep telefonumdan, gerekse gazeteyi arayarak yazmama nedenimi soranların sayısı her geçtiğimiz gün artmaya yüz tutanca, “Nerede kalmıştık” demeye bir nevi mecbur olduk.
Sahi ya.,
Nerede kalkıştık Antalya?.
30 Mart sonrası Antalya’da değişim sahne aldı..
Kaybedenler arasında göz yaşlarını tutamayanlar oldu.,
Kimileri şoka girdi ve aradan geçen 18 günlük sürece rağmen o şoktan hala kurtulamadı.
Kimileri de, hazımsızlığını tavan yaptırdı.
Öyle ayak oyunlarının döndürüldüğü bir seçime tanıklık ettik ki, birçok adayın, “Bu benden” dedikleri kişilerin gerçek yüzlerini seçim bittikten sonra görebildi.
Başta Büyükşehir olmak üzere.,
Akseki, İbradı, Alanya, Serik, Aksu, Muratpaşa, Döşemealtı, Finike, Elmalı ve Kaş ilçeleri için yeni bir süreç başladı.
Vatandaşların kan değişimi gereksimi duyduğu söz konusu ilyerler adına başlayan o süreç, dilerim vatana millete hayırlı ve uğurlu olur.
Gazipaşa’dan Kaş’a.,
Elmalı’dan Akseki’ye Antalyalılar özellikle Büyükşehir konusunda sağ duyulu davrandı.,
Hizmet etmeyene değil, hizmet edecek olana oy verdi..
İlk Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısına özellikle gittim.
ASAT’daki uzun toplantı ilk olmasından mıdır bilemiyorum, öyle seviyeli bir ortamda geçti ki, Başkan Menderes Türel’in bir ara tartışmalara neden olan Lara Birlik yönetiminin oluşumunda gösterdiği sağ duyuluk herkesin dilinde..
30 Mart’ın ardından yarın itibariyle üç haftalık süreç geride bırakılacak.
Zaman su gibi akıyor.
Artık kent adına hizmet üretme zamanı..
Belediye Başkanlarının yanı sıra, meclis üyeleri siyasi kimliklerinden kendilerini arındırmak zorundalar.
Tabi ki tek gayeleri Antalya kentine hizmet etmek ise.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in ilk meclis toplantısında 102 üye karşısında yaptığı konuşmada belirttiği gibi, kazanan Antalya olmalı.
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın, “Siyasi kayıkçı kavgasında yokum” sözleri de hakikaten çok manidar..
Seçimler sonrası öz eleştirilerin yapılması çok doğal.
Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş ama, hazımsızlıktan Adliye koridorlarını 31 kez aşındırmaktan geri durmayarak, tatmin olamamanın verdiği sıkıntılarını dışa vuranlar da oldu.
Dün Başkan diye hitap ettiklerimiz, bugün sokakta sade bir vatandaş.,
Yada.,
“Eski başkan” unvanıyla dolaşmak zorundalar.
Zira hayat devam ediyor.
Ediyor etmesine de.,
Geçtiğimiz günlerde yolum Büyük Liman balıkçı barınağına düştü.
Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreter vekili Mehmet Aktekin’in yanı sıra, yine eski CHP’li meclis üyeleri Mustafa Yılmaz ve Kadir Alkış ile karşılaştım..
Selamlaşıp, afiyetler dileyip, yakın bir dostum ile gittiğim mekanın köşesindeki masaya ilişip, akşam yemeğimizi yedik..
Kalkmak üzereyken eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın kapıdan içeriye girdi ve gitti az önce selam verdiğimiz masaya oturdu..
Yemeğimiz bitmişti ama, iyi yada kötü. Yanlış yada doğru, 5 yıl Antalya’nın Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapan Akaydın’a afiyet dilemeden oradan ayrılmak ayıp olurdu.
Nitekim gittim, “Afiyet olsun başkanım” dememle birlikte:
“Bu da nereden çıktı. Sen nerede oturuyordun” sözleriyle cevap vermez mi?
Allah herkesin yolunu açık etsin..