NET HATA VE NOKSAN

Abone Ol

Ekonomi dünyasında sık sık karşımıza çıkan ama çoğu zaman anlamı tam olarak kavranamayan bir kavram vardır: net hata ve noksan. Kulağa teknik bir terim gibi gelse de aslında bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerinde “gizli” para girişlerini ya da çıkışlarını işaret eder. Türkiye gibi dış ticaret, sermaye hareketleri ve döviz kurları açısından oldukça dinamik bir ekonomide bu kalem, zaman zaman dikkat çekici boyutlara ulaşarak ekonomi gündeminin merkezine oturur.
Net hata ve noksan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı ödemeler dengesi tablosunun bir unsurudur. Ödemeler dengesi, bir ülkenin dünya ile yaptığı tüm ekonomik işlemleri kayıt altına alır: mal ve hizmet ticareti, yatırım gelirleri, doğrudan yatırımlar, portföy hareketleri ve resmi rezerv değişimleri gibi kalemler bu tabloda yer alır. Ancak, tüm bu işlemler kayıt altına alınsa da bazen denklemin iki tarafı tam olarak tutmaz. İşte bu fark, “net hata ve noksan” olarak kaydedilir.
Bu farkın ortaya çıkmasının çeşitli nedenleri vardır:
Kayıt dışı döviz giriş-çıkışları,
Zaman farkı nedeniyle farklı dönemlerde kaydedilen işlemler,
Turizm gelirlerinin tam tespit edilememesi,
Yurtdışındaki vatandaşların gayri resmî para transferleri,
İthalat ve ihracatın eksik beyanı,
Finansal akımların istatistiksel hataları gibi etkenler bu kalemi doğurur.
Kısacası, net hata ve noksan bir anlamda “bilinmeyen para hareketlerinin” yansımasıdır. Ekonomistler arasında bu kalem, bir ülkenin gizli sermaye akımlarının barometresi olarak da görülür. Özellikle son yıllarda Türkiye’de bu kalemin büyüklüğünün artması, kaynağı tam tespit edilemeyen döviz girişlerinin ne kadar etkili olduğunu göstermektedir.
Türkiye’de Net Hata ve Noksanın Yükselişi
Türkiye’nin ödemeler dengesi tablosuna bakıldığında net hata ve noksan kaleminin yıllar içinde belirgin bir dalgalanma gösterdiği görülür. Özellikle döviz talebinin arttığı, sermaye çıkışlarının hızlandığı ya da rezervlerin gerilediği dönemlerde bu kalem adeta bir “denge unsuru” gibi devreye girer. 2022 ve 2023 yıllarında net hata ve noksanın yüksek seviyelere ulaşması, kamuoyunda “kaynağı belirsiz döviz girişleri” tartışmalarını gündeme getirmişti.
Ekonomistler bu durumu iki yönlü yorumlar:
Bir grup, bu kalemin yurtdışında çalışan vatandaşların kayıt dışı para transferlerinden kaynaklandığını savunur. Özellikle Avrupa’daki Türklerin yaz aylarında Türkiye’ye getirdikleri dövizlerin resmi kayıtlara tam yansımaması, bu kalemi yukarı çeker.
Bir diğer grup ise, kayıt dışı sermaye girişleri veya kayıt dışı ihracat gelirlerinin bu farkı oluşturduğunu ileri sürer.
Bununla birlikte, merkez bankası rezervlerindeki artışla birlikte yüksek net hata ve noksan değerleri genellikle aynı döneme denk gelir. Bu da “gizli döviz girişlerinin” ekonomiye destek sağladığı bir tabloyu ortaya koyar. Ancak bu durumun sürdürülebilirliği tartışmalıdır. Çünkü bu kalem, doğası gereği geçici ve belirsizdir. Kaynağı net olmayan para akımlarının bir anda yön değiştirmesi, ödemeler dengesinde ani bozulmalara neden olabilir.
Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinde net hata ve noksan zaman zaman döviz kurundaki oynaklıkları dengeleyen, zaman zaman da veri kalitesine dair soru işaretleri doğuran bir unsur olarak karşımıza çıkar. Örneğin, cari açığın yüksek olduğu bir dönemde net hata ve noksanın da pozitif yönde yüksek seyretmesi, döviz açığının bir şekilde finanse edildiğini gösterir. Ancak bu finansmanın kaynağı açıklanmadığı için ekonomi yönetimi açısından uzun vadeli bir güven unsuru yaratmaz.
Görünmeyen Sermaye Akımlarının Ekonomik ve Politik Etkisi
Net hata ve noksan, sadece teknik bir hesap farkı değil, aynı zamanda ekonomik davranışların, kayıt dışılığın ve beklentilerin yansımasıdır. Eğer bir ekonomide bu kalem sürekli yüksek pozitif değerler veriyorsa, bu durum kayıt dışı sermaye girişlerinin sürdüğünü gösterir. Fakat uzun vadede, bu tür akımların belirsizliği finansal istikrar açısından risk oluşturabilir.
Ekonomik açıdan, net hata ve noksanın büyümesi kısa vadede döviz likiditesine destek sağlayabilir. Döviz kurlarının istikrara kavuşması, ithalat maliyetlerinin kontrol altında tutulması ve rezervlerin güçlenmesi açısından geçici bir rahatlama sağlar. Ancak bu rahatlama, kalıcı sermaye girişlerinin yerini alamaz. Çünkü yatırımcı güveni, kayıt dışı veya tanımlanamayan akımlarla inşa edilemez.
Politik açıdan ise bu kalem, zaman zaman hükümetlerin ekonomi yönetimi üzerindeki tartışmaların merkezine oturur. “Nereden geliyor bu para?” sorusu, sadece iktisat çevrelerinde değil, kamuoyunda da sıkça gündeme gelir. Şeffaflık talebi, ekonomik güvenin bir parçasıdır; dolayısıyla net hata ve noksanın yüksek seyrettiği bir ekonomide şeffaflık zayıflamış algısı oluşabilir.
Geleceğe bakıldığında, Türkiye’nin bu kalemi azaltabilmesi için kayıt dışı işlemleri minimize eden bir ekonomik altyapıya, daha etkin veri toplama sistemlerine ve uluslararası standartlarda finansal şeffaflığa ihtiyaç vardır. Bankacılık sistemi dışında yapılan para transferlerinin daha iyi izlenmesi, turizm gelirlerinin doğru ölçülmesi ve ticaret kayıtlarının bütüncül biçimde tutulması, bu yönde atılabilecek adımlardandır.
Sonuç olarak, net hata ve noksan, ekonominin “görünmeyen elini” temsil eder. Kısa vadede döviz dengesini kurtaran bu kalem, uzun vadede ekonomik istikrarın gizli sınavıdır. Türkiye gibi hareketli bir finansal yapıya sahip ülkelerde bu kalemin düşürülmesi, sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda güven ve öngörülebilirlik meselesidir.
Ekonominin kara kutusu gibi çalışan net hata ve noksan, bize bir gerçeği hatırlatıyor: Paranın sadece kaynağı değil, yönü de güvene dayanır.