Niyetin ne!..
Sonra da.,
Her zamanki gibi çektim arabayı deniz kenarına, karşımda iki dev gemi. O iki geminin ortasından gözlerimi boşluğu bıraktım.
Denize boş boş bakınca insan hiçbir şey düşünmüyor.
Sanki beynini boşaltıyorsun.
Deneyin..
Benim bulunduğum yerin hemen arkasından otobüs gürültüsü geldi. Döndüm baktım, Büyükşehir Belediyesi’nin yeni aldığı 40 otobüsten ikisi gelip geçiyor. 20 metre ileriye gidip park yapıyorlar. Belli bir saat geldiğinde de, harekete geçiyorlar.
Önceleri Sarısu’da Antepe’nin çalışmaları vardı.
Ama durmuş.
Orman Bölge Müdürlüğü mü, Çevre ve Orman Bakanlığı mı su koyuvermiş.
Yorgunu yokuşa sürüp, çalışmaları frenletmiş.
Daha önce de yazmış, bana da tesadüf eden vidanjör ile yol kapatma olayıyla engellenen çalışmalar o gündür bugün de karınca hızıyla dahi sürmüyormuş.
Sürmez arkadaş.
Daha göreve geldiğin gün, “Başbakanı karşılamaya gitmeyeceğim” beyanatları verip, Belediye Başkanlığını yapmak yerine, siyasetçiliğe soyunmak, bu memlekete hizmet etmek değildir.
Halledilmesi gereken sorunlar çözümlenir veya çözümlenmeye bilir. Önemli olan çözümlenebilmesi için gereken her şeyin yapılıp, yapılmadığıdır.
Yarım santimlik adım bile atılmıyor.
Farklı bir zamandayız.
Yazılanlar kağıtta, dinlenen her şey kulakta, söylenenler havada asılı kalıyor.
İdeolojin yüzünden sen devlete küsemezsin.
Hizmeti engelleyemezsin.
Noldum delisi olamazsın.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Antalya’ya geliyor.
Büyükşehir Belediyesi olarak sen hakikaten bu kente hizmet etmeye kararlı mısın?
Bakan Eroğlu’nun Antalya programını öğrenirsin. Gidersin hava limanına, Eroğlu’nu karşılarsın. Türk insanının geleneği ve göreneğinde öncelikli olan, “Hoş geldin” selamını verirsin.
Kendisi ister alır, ister almaz.
Derdini anlatabildiğin kadar anlatırsın. Anlamak isteyen anlar, anlamak istemeyen dinleme zahmetinde bile bulunmaz.
Ama yaşadığın sorunun ortadan kalkması adına çaba sarf edersin.
Kalkar veya kalkmaz.
Bir gayret sarf et ki, sorunun çözümü için elinden geleni yapmış ol.
Yaptın mı?
Niyetinde bile yok.
O zaman senin bu kente iş yapma niyetinden herkes şüphe eder.
Menders Türel dönemindeki her icraat mahkemelere taşındı.
En küçük bir proje bile, yargı yoluyla engellenmeye kalkıldı.
Tüm engellemelere, her türlü entrikalara rağmen bu memlekete hizmet getirildi mi, getirilmedi mi?
Yeter ki niyet olsun.
Antalya’ya gelen her siyasetçi mi kötü?
Niyet, “Bizden/bizden olmayan” mı?
O zaman sen bırak Sarısu da bir şeyler yapabilmeyi, Antalya’nın çöpünü toplatırsan, bize de şükretmek düşer.