Oldu, gözlerim doldu !..
Lütfetmiş!.
Aman bu ne inceliktir böyle!..
Öyle cüsseli yapıya, çıt kırıldım bir kalp!..
Neden şahsen bizzat basın toplantısı yaparak bu özrü dilememiş ki?
Yapamazdı.
Kim giderdi ki?
Hani bir fıkra vardır ya, “Evim yanıyoooor” diye feryatlar edip, yangını söndürmeye koşan komşularına, “Şaka yaptııım” diyerek dalga geçip, bunu birkaç kez tekrarlayıp, bir gün evi cidden yandığında etrafında kimseyi bulamayan.
Tam yatsı namazı vakti baş göstermiş bu olay.
O gündür bugün de, yalancının da mumu yatsıya kadar yanarmış.
Ama Ülken’in gazetecileri İl binasına çağırıp, kendi basın toplantısına gelmemesinin bir nedeni varmış!.
“5 Şubat Cumartesi günü saat 12.00’de “İşsizlik Kader Değildir” konulu basın açıklaması yapmak üzere değerli basın mensubu arkadaşlarımızı partimize davet ettik. O toplantı öncesi Muratpaşa İlçe Örgütümüzün eğitim toplantısına katıldık. Uzmanların yer aldığı bu eğitim toplantısında benim konuşma sıramın geç gelmesi nedeniyle biraz aksama yaşandı ve il binasında hazır bulunan gazeteci arkadaşlarımız, 15 dakika beklemek durumunda kaldılar” diye açıklama yapmış.
Ne diyor Özer Ülken ne diyor dikkat ettiniz mi?
“İl binasında hazır bulunan gazeteci arkadaşlarımız, 15 dakika beklemek durumunda kaldılar.”
“Kendilerini beğenmişler 15 dakika bile beni bekleyememişler” hitabı biraz ayıp kaçacağından olacak ki, “15 dakika beklemek zorunda kalmışlar” diye ilk cümlesini bitiriyor.
Özrü kabahatinden büyük, farkında bile değil.
Bu il başkanlarının danışmanları olmaz mı?
“Bak başkan. Yazında tatlı tatlı geçirmişsin, bu gazeteci milleti cindir, anında ne demek istediğini çözerler” diyen hiç mi çıkmaz?
Başka yerde randevun varsa kendin için randevu verme kardeşim.
Verdiysen sadık kal.
Ve diyor ki Özer Ülken, “Bu, gerçekten programın yoğunluğundan dolayı istem dışı gelişen ve bizim de üzüldüğümüz bir olay oldu. Amacımız basın emekçisi arkadaşlarımızı asla bekletmek değildi.”
Neydi amaç?
Basın toplantısı yapmak, sizin yaptığınız basın açıklamasının hamallığını yapıp, biz gazetecilerin kamuoyuna duyurması demek değil mi?
Biz işimizi yaptık.
Peki randevu verip, o randevusuna gelmeyene ne denir?
Hele, hele bunu bir siyasi partinin il başkanı konumundaki birisi yaparsa, adına ne konur?
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı gömleği bence Özer Ülken’e bol gelmiştir.
Ülken basın açıklamasını, “Gazeteci arkadaşlarımızın beni yanlış anlamamalarını diliyorum. Çok güç çalışma şartlarında büyük emekler sarf ederek kamuoyunun bilgilendirme ihtiyacına cevap veren, etkinlik ve toplantılarımızda bizi yalnız bırakmayan, cefakar basın emekçisi arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyor ve bizi anlayışla karşılayacaklarını inanıyorum” diye bitiriyor.
Oldu, gözlerim doldu!.
GÜNÜN SÖZÜ
Cahille girme Münakaşaya.. Ya Sinirini Zıplatır Tavana..!! Ya da Yazık olur Adabına!!!