Öyle sallayıp kaçmak yok..
“Yerel basın”dan, “basın ahlak esasları çerçevesinde” yayın yapmaları talep ediliyor..
Düşündüm..
Bu üç parti her konuda –adeta- birbirlerini yoketmeye çalışırken, “yerel basın” konusunda nasıl oldu da biraraya gelebildiler?
Onları böyle ortak bir açıklamaya iten şey, sadece yapılan “yanlı yayın” olabilir miydi?
Bence mümkün değil..
Çünkü, her üç parti de, yerel ve genel bütün gazeteler kendi düşünceleri doğrultusunda yayın yapsın isterler..
Bunun için de gazetelerle ve gazetenin patron ya da sorumlularıyla “dirsek teması”na geçerler..
Demek ki..
Bu üç partinin de “basın ahlak esasları çerçevesinde” olmasını istedikleri yerel gazetelerle ilgili sorunları farklı..
Bunu söylemiyorlar..
Kendilerine göre “nazikçe uyarmayı” yeğliyorlar..
…
Bir gazeteci için..
Ne ile suçlandığını veya ne için uyarıldığını bilmemek kadar kötü bir şey olamaz..
Yukarıda da dediğim gibi, “yanlı yayın” uyarma nedenlerinden biri değil..
O halde “bu ortak uyarı” niye?
…
Tarihten bu yana, gücü elinde bulunduranlar ve bulundurmak isteyenler önce gazeteleri avuçlarının içine almak isterler..
Bunun için de maddi ve manevi anlamda her türlü imkanlarla gazeteyi veya gazeteciyi kendi taraflarına çekmeye çalışırlar..
Gazetelerin ve gazetecilerin bazıları da, “taraf” olabilmek için onlara kendisini satmaya çalışır..
Bazıları bu “kendini satma” işini öylesine ileri götürür ki..
İşin içine “tehdit-şantaj” gibi her türlü çirkinlik girer..
…
Gazete ya da gazetecinin kendi yanında olmasından memnun olanlar, zaman içinde “sömürülmekten” bıkar veya artık o gazete ve gazeteciye ihtiyacı kalmaz..
Bu durumda da şikayetçi olmaya başlar..
Sonra da, “basın ahlak esasları çerçevesinde” yayın yapmaya çağırır..
…
Finike’de “ortak toplantı” yapan ve gazetecilerden “etik” davranmasını isteyen siyasi parti ilçe temsilcileri, açık-seçik açıklama yapmadıkları için, benim aklıma böyle bir durum geliyor..
Böyle bir şey varsa..
Hem siyasetçiler hem de gazeteciler için ortada “vahim bir durum” var demektir..
Bu üç ilçe başkanı, “gazetecileri niye uyarma gereği duyduklarını” açıklamalıdır..
Çünkü..
Finike’de pişer, Antalya’ya da düşer..
Finike ile ilgili haber yapan yerel gazetelerin çoğu Antalya merkezli..
Biz de burada “yerel gazetecilik” yapıyoruz..
O uyarılar bizi de kapsıyor..
Bu nedenle..
Üç ilçe başkanı arkadaşımı, hangi gazeteden veya gazeteciden, neden şikayetçi olduklarını açıklamalarını istiyorum..
Hatta, isim istiyorum isim..
Bu arkadaşlarım..
Ya yaptıkları uyarıya gereken açıklığı getirecekler..
Ya da yaptıkları bu açıklama için “yerel medya”dan özür dileyip sonsuza kadar susacaklar..
Öyle sallayıp, kafaları bulandırıp kaçmak yok..
…
Bekliyorum..