Öz yurdunda garipsin

Antalya, dünyanın en güzel şehirlerinden biri.

Turizmin başkenti.

Türkiye’nin misafir odası.

Yılda 10 milyonun üzerinde yabancı konuğa ev sahipliği yapıyor.

Kısacası öve öve bitiremeyeceğimiz narin bir şehir.

Ama kime?

Maalesef bu kentte oturan, katkı sunan, sahip çıkan bizler bu güzelliklerden faydalanamıyoruz. Son zamanlarda özellikle de Rusya-Ukrayna savaşıyla kente akın eden yabancı konuklar yüzünden büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Antalya’ya olan göç nedeniyle kira fiyatları uçtu. Mülk almak artık imkansız. Restoran, kafe, marketler ateş pahası. Antalya’ya geçici oturum alan ve parası olan yabancılar yüzünden fiyatlarda yüzde binlere ulaşan artışlar yaşandı. Bu artışlar haliyle 5 bin 500 lira alan asgari ücretliyi, 3 bin 500 lira maaşı bulunan emeklinin alım gücünü ortadan kaldırdı. 11 bin dolara uçak bileti alan bir Rus için bu artışlar çok değil. Ama biz yerleşik halk için imkansız. Kısacası yabancılar yiyip, eğlenip, gezerken bize sadece onlara hizmet etmek düşüyor.

Bu adımlar atılırken bizler neden yok sayıldık? Yıllardır bu kentten kazanan, kazandığının fazlasını verenler bunu hak etmedi.

Öte yandan, son dönemlerde tayini Antalya’ya çıkanların gelmek istemediğini duyuyoruz, biliyoruz. Sıradan bir ev kirası olmuş 7 bin lira. Aldığı maaş ne kadar ki bu kadar yüksek kira ödeyebilsin. Elektrik, su, doğal gaz ateş pahası. Sadece bu kalemler bile memurun belini bükmeye yeter. Peki ne yiyecek, ne içecek, çocuğunu nasıl okutacak? Bir an önce yetkili ve etkili kişiler bu olaya müdahale etmeli. Değilse bu kentte yaşamak imkansız hale gelecek. Yazık, öz yurdumuzda garip olduk.