Ankara İdare Mahkemesi, geçtiğimiz hafta Twitter'a erişimin engellenmesine dair TİB'in idare kararının yürütmesini durdurdu..
Durdurma gerekçesi olarak da; “genel engelleme getirilmesinin hukuk devleti ilkelerine aykırı olmasını” gösterdi..
Hukuki açıdan son derece yerinde bir karar..
Bakalım bu sonuç nasıl bir “gelişme” doğuracak..
…
Ancak..
2011 seçimlerinden bu yana, Ak Parti iktidarını “milletin iradesi” dışında yıkmaya çalışanlar için “bahane” bitmez..
Gezi olaylarında “ağaç”lar, 17 Aralık olaylarında “ayakkabı kutusu” bahaneydi..
Bunlardan istenilen sonuç alınamayınca
Bu defa “Twitter” bahane adildi..
Türkiye’de bir “özgürlük” algısı yaratılarak, “Twitter’in kapatılması insanların özgürlüğünü engellemedir” vaveylası koparıldı..
Ama..
Türk halkının büyük çoğunluğu (diğerlerinde olduğu gibi) bu “Twitter=Özgürlük” dümenini de pek yemedi..
Üstelik..
“Kişilik haklarını hiçe sayan, hak-hukuk tanımayan” Twitter’e karşı bir de tepki oluştu..
…
Oysa, “Türkiye bir özgürlük cenneti..”
“Özgürlükler” açısından, dünyada Türkiye’den daha iyi bir ülke olamayacağını insanımızın çoğu zaten biliyor..
Örneğin Avrupa ve gelişmiş diğer ülkeler..
Hepsi, öylesine “katı kurallar” koymuşlar ki..
İnsanları ancak, “bu kurallar izin verdiği ölçüde” özgür olabiliyorlar..
Örneğin, bizdeki gibi sosyal medya üzerinden herhangi birine hakaret-küfür gibi kelime sarfedenler, kişinin özeline girerek sesli ya da görüntülü kayıt koyanlar en ağır cezayı alır..
“İnsan haklarına saygı”dan asla taviz verilmez..
Bununla da kalmaz..
Bu tür hesaplara engel olmayan Twitter-Facebook gibi sosyal siteler anında kapatılır..
Uluslararası hukuk gereği olarak da, yine ağır bir biçimde “gereği yapılır”..
…
Bilmeniz gerek..
Özgürlük, öyle “her istediğini istediğin şekilde yapmak-yazmak-söylemek” değildir..
Ben arabama bindim mi, içimden 200 km hız yapmak, içip içip araç kullanmak, trafik kurallarını çiğnemek geliyor..
Yapabilir miyim?
İnsanların canına-malına zarar verecek böyle bir davranışın adı “özgürlük” olabilir mi?
Aynı şekilde; insanların özel hayatına, kişilik haklarına saldırılara izin veren, hukuku hiçe sayan “sosyal medya” sitelerinde yazılan ve yapılanlar da “özgürlük” olamaz..
Kişilik haklarına saldırılan kişi Twitter veya Facebook’a “bu hesabı kaldır” dediğinde, hem o hesap kalkmalı, hem de o hesabı açanlar takip edilerek bir daha hesap açmaları engellenmelidir..
Ama..
Twitter öyle mi yaptı?
55 kere mahkeme kanalıyla kaldırılması istenen hesabı kaldırmayarak, “ben Türkiye’yi de hukukunu da dinlemem arkadaş” diyerek bu ülkeye meydan okudu..
Bu millettin bir kesimi de, olayı anlayıp-dinlemeden, “baronların medyası”na inanıp, “Twitter kapandı, özgürlüğümüz elimizden alındı” feryatları yapıyor..
Ayıp yahu..
Sen kendi ülkeni mi korumalısın, yoksa senin ülkeni takmayan bir kuruluşu mu?
Hele (adı ve partisi ne olursa olsun) bu ülkenin Başbakanı ve Bakan’ları için aşağılayıcı yayınlar yapılması hiç mi onuruna dokunmuyor?
Bir Erdoğan gider bir Erdoğan gelir..
Ama bir ülke halkı, ülkesinin onurunu koruyamıyorsa, yazıklar olsun o ülkenin insanına..
…
“Özgürlük” mü istiyorsun?
Öyleyse, önce “insan Hakları Beyannamesi”ni iyi bir oku..
Kim olursa olsun, bütün insanların özel hayatına, hakkına-hukukuna saygılı ol..
Sonra ne istiyorsan yap..
İşte “özgürlük” budur, bu kadardır, “kafana göre takılmak, istediğin şeyi yapmak, istediğin kişiye istediğin gibi hakaret etmek” değildir..
Ağaçları, ayakkabı kutularını kullananların şimdi de Twitter’ı kullandığını biliyor, buna rağmen “twitter eşittir özgürlük” feryatları yapıyorsan, “Türkiye’nin senin vatanın olup-olmadığını” iyice bir sorgula bence..
…
Dikkat edin, “maske”ler bir bir düşüyor artık..
Bence bu da “büyük Türkiye” yolunda bir geçiş sürecidir..
Yapılacak tek şey var..
Bırakın bu süreci “milli irade” yönetsin, “milli iradeyi yok etmeye çalışanlar” değil..
Sebebi ne olursa olsun, “demokratik hakkınızı” asla gasp ettirmeyin..
Sonra ağlasanız bile kimse dinlemez..