Panik meselesi

Abone Ol

Kırmızı-Beyazlı ekip için hayati önem taşıyan bu zorlu karşılaşmayı ben de yerinde yani Avni Aker Stadı’nda izleyeceğim.
Oynadığı futbolla umut vermeyen temsilcimiz, umarım bu kez sevenlerini mutlu eder. Mutlu etmesi de gerekir. Devreyi 18 puanla tamamlarsa bu gelecek için iyi olmaz. Yeniden kaleme deftere sarılmamıza neden olur. Hesap defterini açmamak için futbolcuların varını yoğunu ortaya koyması lazım. Yani önceki maçlara göre daha çok istemeli, daha çok koşmalı. Bunun için de ruh gerekir. Dileğimiz ruhsuzlukla suçlanan teknik heyet ve futbolcuların bu söylemi ortaya atanları utandırması.
Gelelim asıl konumuza. Yani şu ‘panik’ meselesine.
4 Eylül’de ‘No panik’ diye bir yazı kaleme aldım.
O tarihte Antalyaspor kötü sonuçlar elde ediyordu.
Ligin ilk 3 haftasını galibiyetsiz geçirmişti ve sadece 2 puanı bulunuyordu.
Hemen felaket senaryoları yazılmış, hatta takımı küme düşürenler bile olmuştu.
Geride oynanmamış 31 maçın olduğunu vurgulamış ve yaratılan panik havasının yersiz olduğunu aktarmıştım.
Tarihler 22 Ekimi gösterdiğinde bir yazı daha kaleme aldım. Dedim ki “No panik dedik haklı çıktık.” Bu kez alınan başarılı sonuçlara dikkat çekmiş ve bahar havası yaratıldığını aktarmıştım. Bunun da tehlikeli olduğunu ve ayağımızın yere sağlam basması gerektiğini vurgulamıştım. Aksi halde yeniden korkulu rüyalar göreceğimizi üstüne basa basa ifade etmiştim. Üzülerek belirtmeliyim o gün bizi dikkate almayanlar haklı olduğumuzu kanıtladı.
Antalyaspor, ilk yarının bitimine bir hafta kala 18 puanla 12 sırada. Bu gelecek için hiç de iç açıcı değil. Gerekli önlemler bugünden alınmazsa bize çök kötü günler bekleyebilir. Bu uyarıyı da buradan bir kez daha yapmak istiyorum.