Antalya birçok kente nasip olmayan her türlü güzelliğe, kültürel birikime sahip bir şehir.
Fakat turizmin dışında değerlendiren bir sektör yok bu güzel şehirde.
Özellikle de spor konusunda pembe rüyalar görenler var.
Dünyanın en güzel beldelerinin başında gelen Antalya, sporda (dostlar alışverişte görsün) hesabı birçok kurum ve spor kulübünün yapılanları yeterli gördüğü için olduğu yerde patinaj yapıp duruyor.
Bazı belediyelerin, kurum ve spor kulüplerinin yöneticileri çocuklar spor yapsın edebiyatı yapıyorlar. Ve diyorlar ki, “Her şey mükemmel gidiyor, harika çalışmalar yapılıyor.”
Bu tür yöneticilere göre yüzlerce sporcu yetişiyor.
Ama işin aslı öyle değil tabii ki. Çünkü aileler çocuklarını sadece spor yapsınlar diye göndermiyor.
Birçok aile çocuklarını ahlâklı, nitelikli, başarılı sporcu olsun diye spor salonlarına gönderiyor.
Ama bu isteklerin ve amaçların birçoğu hayal kırıklığı ile bitiyor.
İşin en kötü taraflarından birisi de bu spor kulüplerine giden çocuklar yarışmacı amaçlı antrenörlerin gazabına uğruyor.
Kimi çocuk küçük görüldüğünden antrenmanlarda ve özellikle maçlarda kenarda tutulduklarından ve bazı takım arkadaşlarından daha iyi oldukları halde arkadaşlarının aileleri ile antrenörler arasındaki dostluklar yüzünden onlara verilen şansa sahip olamıyor.
Ve tabii ki böyle sebeplerden dolayı bırakın yaptığı spor branşını, hayatı boyunca spordan nefret eden kişiliğe bürünen yüzlerce insan ortaya çıkıyor.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen ortalığı tozpembe gösteren yöneticilerin bu yanlış tutumları Antalya'da sporcu yetişmesini ve liglerde kalıcı, hedefi olan özellikle de kadın ve erkek basketbol takımları olması şu an için hayal.
Antalya nice olmazları olur yapmış bir şehirdir. Bu olumsuzlukları da atlatırsa dokusunda var olan yetenekli sporculara ve kalıcı lig takımlarına sahip olacaktır.
Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.