Orman yangınlarına dikkat çeken Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şube Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişci, “Bu güne kadar yaşanmışların 2-3 misli üzerinde bir sorunla karşı karşıyayız. Yarın yetkililer yangınlar kontrol altına alındıktan sonra 50-60 bin hektar bir alanın orman yangınları tarafından etkilendiğini söylerlerse hiç şaşırmayacağız. Hatta bunun üzerinde de fazla söylemleri olabilir. Çok ciddi bir olay. Ancak şu geldiğimiz durumda biz neyi konuşuyoruz, neleri tartışıyoruz. Uçak mı, THY’mi artık ne ise. Tartışacağımız çok önemli şeyler varken bu konuları tartışıyor olmak beni üzüyor” dedi.
Fidan projeleri için erken
STK’ların da ağaçlandırma çalışmasına girdiklerini aktaran Prof. Dr. Tuncay Neyişci, “STK’larda da durum aynı. Onlar da sanki ağaçlandırma çalışmasına girmişler gibi. Yangın sönmedi. Yangının sönmesi için yapılması gereken pek çok destek varken, ağaçlandırma yarışmasının öne çıkmasını da anlamış değilim. Bir başka önemli konu da yangın niye çıktı, niye bu kadar büyüdü konularını tartışıyoruz. Bu tartışmaların üzerine bir tane orman yangınları konusunda bir akademisyenin çıkıp konuştuğunu görmedim. 10’un üzerinde orman fakültelerimiz var ancak, bizim orman yangınlarıyla ilgili yapılan araştırma sayılarına ilişkin ümitsizliğe kapılıyoruz. Bazıları, ‘kızılçam çok kolay yanıyor’ diyor. Bu coğrafyada senelerden beridir varlığını sürdüren bir ağaç türünü suçlayanlar var. Kızılçam ağaçları ile ilgili çalışan 1 tane enstitümüz yok. Orman yangınları bu kadar büyük maddi ve manevi etki yaratırken laboratuvarın olmaması kötü. Politikacıların bunların üzerinde tartışması ve alan oluşturması lazımken uçaklar şuranın mı buranın mı tartışmasına gerek yok. Bu yangınların etkilediği alanlar üzerinde de tartışmanın yaşanacağına eminim. Bunlarla ilgilenmemiz gerekirken spekülatif konular üzerinde tartışmak gereksiz. Eskiden orman yangınlarının konu olduğu alanlar Orman Genel Müdürlüğü’nün bünyesindeydi. Bugün ise, Bütünşehir Belediye yasası ile birlikte aynı alanlarda büyükşehir belediyeleri de sorumlu. İtfaiye ve orman yangın ekipleri kendi alanlarında uzmanlaşmıştır. İkisi birbirinden çok farklı yangınlardır. Birlikte çalışmanın yollarını ve stratejisini aramaları gerekirdi. Ancak hiçbir ortak çalışma yapmadıkları gözlemlenmiştir. TV’lerde organizasyon bozuklukları vardır. İsteyen elini kolunu sallayarak alana gidip açıklama yapıyor. Oysaki kimin neyi nasıl yapması gerektiği konusunda sıkı bir uygulamanın ortaya konulması gerekirdi. Bu kadar başıboşluk içerisinde bu kadar büyük bir doğal bir afetle başa çıkmak mümkün değildir. Ormanlar ve ormanların içindeki yaşayan canlılar daha sık ve seyrek çıkan yangınlarla mücadele etmişler ve nesillerini bugüne kadar sürdürmüşlerdir. Eğer biz doğayı kendisine yenilemeyi fırsat verebilirsek iyi olur. Dozerlerle kepçelerle girip fidan dikme projelerine girilmemesi gerekir” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES
Fidan projeleri için erken
STK’ların da ağaçlandırma çalışmasına girdiklerini aktaran Prof. Dr. Tuncay Neyişci, “STK’larda da durum aynı. Onlar da sanki ağaçlandırma çalışmasına girmişler gibi. Yangın sönmedi. Yangının sönmesi için yapılması gereken pek çok destek varken, ağaçlandırma yarışmasının öne çıkmasını da anlamış değilim. Bir başka önemli konu da yangın niye çıktı, niye bu kadar büyüdü konularını tartışıyoruz. Bu tartışmaların üzerine bir tane orman yangınları konusunda bir akademisyenin çıkıp konuştuğunu görmedim. 10’un üzerinde orman fakültelerimiz var ancak, bizim orman yangınlarıyla ilgili yapılan araştırma sayılarına ilişkin ümitsizliğe kapılıyoruz. Bazıları, ‘kızılçam çok kolay yanıyor’ diyor. Bu coğrafyada senelerden beridir varlığını sürdüren bir ağaç türünü suçlayanlar var. Kızılçam ağaçları ile ilgili çalışan 1 tane enstitümüz yok. Orman yangınları bu kadar büyük maddi ve manevi etki yaratırken laboratuvarın olmaması kötü. Politikacıların bunların üzerinde tartışması ve alan oluşturması lazımken uçaklar şuranın mı buranın mı tartışmasına gerek yok. Bu yangınların etkilediği alanlar üzerinde de tartışmanın yaşanacağına eminim. Bunlarla ilgilenmemiz gerekirken spekülatif konular üzerinde tartışmak gereksiz. Eskiden orman yangınlarının konu olduğu alanlar Orman Genel Müdürlüğü’nün bünyesindeydi. Bugün ise, Bütünşehir Belediye yasası ile birlikte aynı alanlarda büyükşehir belediyeleri de sorumlu. İtfaiye ve orman yangın ekipleri kendi alanlarında uzmanlaşmıştır. İkisi birbirinden çok farklı yangınlardır. Birlikte çalışmanın yollarını ve stratejisini aramaları gerekirdi. Ancak hiçbir ortak çalışma yapmadıkları gözlemlenmiştir. TV’lerde organizasyon bozuklukları vardır. İsteyen elini kolunu sallayarak alana gidip açıklama yapıyor. Oysaki kimin neyi nasıl yapması gerektiği konusunda sıkı bir uygulamanın ortaya konulması gerekirdi. Bu kadar başıboşluk içerisinde bu kadar büyük bir doğal bir afetle başa çıkmak mümkün değildir. Ormanlar ve ormanların içindeki yaşayan canlılar daha sık ve seyrek çıkan yangınlarla mücadele etmişler ve nesillerini bugüne kadar sürdürmüşlerdir. Eğer biz doğayı kendisine yenilemeyi fırsat verebilirsek iyi olur. Dozerlerle kepçelerle girip fidan dikme projelerine girilmemesi gerekir” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES