Sadece cezaları artırmak yetmez

Abone Ol

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu'nun raporuna göre,  ülkemizde cinsel şiddete en fazla maruz kalanlar çocuklar…

Rapora göre yılda ortalama 8 bin çocuk cinsel istismara uğruyor. Ülkemizde cinsel suçların yüzde 46'sı çocuklara karşı işleniyor. Çocuk istismarında dünya listesinde 3'üncü sıradayız…

TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi. Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu ve bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi. 2002'den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti.

Adalet Bakanlığı verilerine göz attığımızda, Türkiye'de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttığını görüyoruz. Bakanlığın 2015 verilerine göre yılda ortalama 17 bin istismar davası açılıyor ve bunların yüzde 45'i mahkûmiyetle sonuçlanmıyor…

Bir başka veri, çocuk işçiliği raporundan. Türkiye'de çocuk işçi sayısı iki milyon civarında ve çalışan her 10 çocuktan 8'i maalesef kayıt dışı olarak çalışıyor. Eğitim hakkı raporuna göre ise örgün ve yüksek eğitimde var olan cinsiyet farkı hala devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde çocuk yaşta evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97.4'ü kız öğrenciler.

'Yaşam hakkı' verileri de insani çürümüşlüğün hangi boyutta olduğunun göstergesi. Bakanlığın verilerine göre, 2009'dan 2017 yılına kadar 18 ila 21 yaş arasında 68 çocuk ve genç yaşamını yitirmiş. Ölümler kayıtlara 'şüpheli' olarak geçmiş. Yine İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) verilerine göre, 2015-2017 tarihleri arasında çocuklarla ilgili 18 işkence başvurusu yapılmış. Yaklaşık 700 çocuk da anneleriyle birlikte cezaevinde.

Günlerdir İstanbul Küçükçekmece’de yaşanan, 5 yaşındaki kız çocuğuna yönelik cinsel taciz olayını konuşuyoruz ya, işte bu verileri bu yüzden paylaşıyorum. Ülke olarak ne haldeyiz, insani çürümüşlükte hangi noktadayız daha iyi anlaşılsın diye paylaşıyorum. Sosyal medyada öfke ve nefret söylemleri çığ gibi. Kimi idam cezası geri gelsin istiyor, kimi daha ağır yaptırımlar. Ancak bunların hiçbiri bu toplumsal sorunu çözecek gibi görünmüyor.

Cinsel taciz olaylarına yönelik yeni düzenlemeler yapıldı, cezalar kat be kat artırıldı.

Ne değişti? Hiçbir şey…

Tacizler, tecavüzler, şiddet olayları gırla.

Demek ki çözümü sadece cezada aramak doğru değil…

Her şeyden önce toplum olarak özeleştiri yapmak, aynaya bakmak durumundayız. Bir İslam toplumunda bunca ahlaksızlık, vicdansızlık nasıl/neden oluyor bunu sorgulamak zorundayız. Eksiğin ne olduğunu bulmak zorundayız.  Yıpranan, örselenen, yok edilen değerlerimizi geri kazanmak zorundayız. Nedenlerini bulamazsak bu çürümüşlüğü ortadan kaldıramayacağımız gerçeğini idrak etmeliyiz…

Siz ne dersiniz bilmem ama ben böyle düşünüyorum…