Marmara Üniversitesi Halk Sağlığı Yüksek Lisans mezunu olan Ayşen Dereli, yıllarca hemşirelik yaptıktan sonra girişimcilik yolculuğuna adım attı. Bugün, yüzde 100 ekşi mayalı ekmekler, glutensiz çeşitler, doğal kahvaltılıklar ve ‘efsane tostları’ ile tanınan EkşiCo’nun ardındaki başarı hikayesi, azim ve emekle örülmüş bir yolculuk. Antalya’nın kalbinde bir kadın girişimcinin hayali, Türkiye’nin önde gelen bir gurmesinden de onay aldı. Gastronomi duayeni Vedat Milor, EkşiCo’ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.
*Girişimcilik serüveniniz nasıl başladı? EkşiCo’nun doğuş hikayesini anlatır mısınız?
**38 yaşındayım. Uzunca bir eğitim sürecinin ardından hemşire olarak görev yapıyordum. Son olarak Antalya’daki özel bir hastanede yoğun bakım sorumlusuydum. Oğlum 10 aylıkken işten ayrıldım ve evde sağlıklı beslenme sürecine başladım. Kendi tereyağımı, zeytinimi yapıyor, şekersiz reçeller üretiyordum. Derken ekşi maya ile tanıştım. Evde uzun denemeler yaptım, yılmadım. İlk ürünlerimi çalıştığım hastaneye götürdüm, talep gelince üretim arttı. Önce Kepez Kadın Pazarı’nda satış yaptım, sonra 2020'de küçük bir dükkana adım attım. Açılış süreci zorluydu ama 6 ayda borçlarımı kapattım. Bugün 13 kişilik bir ekiple, ilk günkü heyecanla devam ediyoruz.
*Bu sektöre girerken sizi en çok motive eden ne oldu?
**Kent yaşamında sağlıklı ürünlere ulaşmak zor. Kendi tariflerim ve el emeğimle bu açığı kapatmak istedim. Pandemi döneminde kahvaltı sunamasak da zamanla kendi ürettiğimiz doğal ürünleri menüye ekledik. Bu hem benim hem de birçok insanın ihtiyacıydı.
*EkşiCo ürünlerini özel kılan nedir?
**Hepsinin bana özgü olması, hepsinin çok emekli olması ve - inanın bunu çok içim rahat söylüyorum- hepsinin içindeki bu hammaddeyi bulabileceğimiz en kalitelisiyle yapıyor olmam. EkşiCo’nun özelliği bu. Bu konuda iddialıyız.
*Yüzde 100 ekşi mayalı ürünler üretmek nasıl bir süreç gerektiriyor?
**Çok zor, özellikle Antalya sıcağında. Ekşi maya yaşayan bir organizma, endüstriyel cihazlarımız yok, her şey el emeği. 69 metrekarelik dükkânın yarısı imalathane. Üretim 24 saat sürüyor, sürekli sıcaklık ve nem kontrolü yapıyoruz. Bu gerçekten zahmetli ama sonuç buna değer.
*Glutensiz ve ‘kaliteli kalori’ anlayışınızdan biraz bahseder misiniz?
**Kaliteli kalori benim için çok önemli. Ben hemşireydim. Açıkçası yüksek meblağlar kazanmıyordum ve bununla beraber sağlıklı ve kaliteli yemek yemeyi seviyorum. Sürekli çıkmasam da en azından gittiğim zaman ‘Bir tane olsun kaliteli olsun diyordum.’ Benim için bu hep böyleydi, şu anda da değişmedi. Ben ürünlerimi olabildiğince en kaliteli düzeyde sunuyorum ve bunu çok açık yüreklilikle söylüyorum; Antalya’da bulabileceğiniz en kaliteli malzemelerle yapılan, en iyi işçilikle sunulan ve gerçekten zahmetle, emekle yaptığımız ürünleri biz burada sunuyoruz. Bu konuda iddiamız çok ama altı hiç boş değil.
*Menüde bahsedilen efsane tostların sırrı nedir?
**Ben hiçbir zaman burada üretmediğim ürünü satmıyorum. Buradaki her şeyi kendimiz üretiyoruz. Örneğin; pesto. Pestoyu kendimiz yapıyoruz. Şöyle söylemem gerekirse ben her zaman ürünlerimi belli bir yerden alıyorum ama pestoyu yani fesleğeni yıllardır Çakırlar’da üretim yapan bir ağabeyimden alıyorum; bu hiç değişmiyor. Yani bu kadar talep arttığı halde onu değiştirmiyorum. O bana fesleğenin çıktığı mevsim boyunca her hafta düzenli getiriyor ve ben inanın zeytinyağlarımı en iyi kalitede alıyorum. Öyle bilinmeyen kalitede marka almıyorum. Çünkü aynı insanlar gibi ben de güvenemiyorum ve hiç riske atmıyorum. Taze taze en iyi malzemeyi birleştirip sonra yine kendi yaptığım ürünlerle bunları sunuyorum. Böylelikle ortaya farklı şeyler çıkıyor. Tabii ki güzel kombineler bunlar da önemli.
*Ürünlerinizde doğal ve katkısız içerikler ön planda. Bu konuda nasıl bir tedarik zinciri kurdunuz?
**En baştan beri güvendiğim üreticilerle çalışıyorum ve hiç değiştirmiyorum.
*Günümüz tüketicisinin sağlıklı beslenmeye ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
**Burada ise, malumunuz çağımızda kronik hastalıklar ciddi düzeyde artış gösterdi bunların artışındaki sebepler hem ruhsal hem de yediklerimizle alakalı olduğunu düşünüyorum. Hayatımızın her alanında denge çok önemli, malumunuz geçirdiğimiz sürelerde (depremler, yangınlar vs) ruhsal sağlığımızı korumak zor lakin yediklerimizle en azından denge sağlayabiliriz. Ve artık hepimiz kaliteli yaş almak istiyoruz.
*Bir kadın girişimci olarak yaşadığınız en büyük zorluk neydi?
**Açılış sürecinde bazı hemcinslerimden sosyal medyada haksız eleştiriler aldım. ‘İki gün sonra kapatır’ diyenler oldu. CİMER’e bile şikayet edenler çıktı. Ama kaliteli ürün ve istikrarlı çalışma ile bu önyargıları yıktım.
*Kadınlara, özellikle gastronomi sektöründe kendi işini kurmak isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
**Bence eğer kendilerine çok güveniyorlarsa bu işe önce kendi evlerinde başlamalı; hemen bir dükkan açmamalı. Çünkü şu anda sektör çok zorlayıcı. Kendilerine güveniyorlarsa ve ürün hep aynı çıkıyorsa ki bu çok önemli bir konu. Bir de bu tedarik zincirini de koruyabileceklerse o zaman yapsınlar tabii ki ve iyi yapan herkesin yolu açık olsun. EkşiCo'nun markalaşma sürecinde EkşiCo tamamen kendine özgü ürünler üreten bir dükkan. Tüm kombinler, benim uzun süre üstünde çalıştığım, yediklerimden keyif aldığım, birinin birine yakışmasını düşündüğüm şekilde ortaya çıktı ve biz bunları zor olanla, ekşi mayayla birleştirdik. Ekşi mayayla birleştirdiğimiz için de ürünler insanlara zararlar vermedi; dokunmadı. Kaliteli ürünlerle insanları cezbettik. Bu süreçte de kulaktan kulağa yayıldık. Aynı zamanda tatlılarımız da bize özgü. 'Bize özgü' dememdeki sebepler de şu: Çünkü biz farklı teknikler uyguluyoruz. Biz elimizden geldiğince olabilecek en kaliteli malzemelerle gerçekten çok iyi işçilikle kaliteli ürünler yapıyoruz. EkşiCo'yu markalaştıran şey de tamamen budur. Tabiki çok emek, inanılmaz bir zahmet var. Ufak alanda birçok kişiye ulaşmaya çalışıyoruz. İnanın bundan çok keyif alıyoruz ve markamıza zarar verebilecek en ufak kötüyü, hammaddeyi, yanlışı düşündürebilecek bir şey istemiyoruz. O yüzden de gerçekten markamızı korumaya çok dikkat ediyoruz. EkşiCo benim markam. İyi ki EkşiCo, iyi ki var.
*Sosyal medya ve müşteri ilişkileriniz işletmeniz için ne kadar önemli?
**Çok önemli. ‘Yapılası Tarifler’ sayfamdan gelen sadık takipçilerim var. Her sabah ‘Ekmekçinin Günaydın’ı ile güne başlıyoruz. Misafirlerimizle samimiyetimiz EkşiCo’nun ruhunu oluşturuyor.
*EkşiCo için ileriye dönük hayaliniz nedir? Yeni şubeler ya da farklı projeler planlıyor musunuz?
**Yıllardır yeni şube baskısı var, güzel teklifler de alıyorum ama kaliteyi korumak şart. Doğru zaman ve lokasyon benim için önemli. Şimdilik mevcut dükkanımda devam edeceğim.
*Ayşen Dereli olarak girişimcilik serüveninizin en gurur verici anı neydi?
**Bizim sektörün duayeni Vedat Milor’un dükkanımıza gelip ürünlerimizi tatması. Biz çok şaşırdık. Onlar Youtube programı için çekim yaptılar. Ben şuradaki ağaçta dinledim onları. İnanılmaz gururlandım. Çünkü bu benim bir hayalimdi. EkşiCo da benim hayalim. Onun beğenisi tarif edilemez bir gurur yaşattı. Bu ne parayla ne pulla ne herhangi bir şeyle anlatılamaz. Bir de bizi farklı kılan başka bir özelliğimiz de dilden dile yayılarak EkşiCo olmamız. Kendime bu konuda çok inanıyorum. Ben buraya gelen ve memnun kalan herkese çok teşekkür ediyorum. Çünkü beni hayallerimle buluşturdular.