Sapan belgesi nereden çıktı?

Abone Ol

Bununla ilgili bir yazı hazırlamak farz oldu. Çünkü Sapan yaptığı açıklamada kendisiyle ilgili belgelerin Ak Parti tarafından medyaya servis edildiğini söyledi. Buna cevap, Ak Parti Milletvekili adayı Menderes Türel’den geldi. Türel’de, “Sapan bizleri suçlayacağına, kendi içine baksın. Sonuca daha çabuk ulaşacaktır” diye konuştu. Yani belgenin ortaya çıkmasının adresi olarak, partisi CHP’yi adres gösterdi.
Bana ulaşan bilgilere göre bu mesele CHP içerisinde de “intikam” yada, “iftira” aracı haline gelmeye başladı. Sapan ve birkaç yandaşı, bu konu ile ilgili olur, olmaz kişileri suçlayıp, belgenin onlardan çıktığını iddia ediyor.
Bu yazıda kaynağımı açıklamam mümkün değil. Bize bilgi veren her kaynağın kimliği, bizimle mezara kadar gider. En azından benim adıma tüm meslek yaşantım boyunca böyle olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır.
Ancak kimliğini vermesem de, kaynağımın CHP’li olduğunu söylememde hiçbir mahsur yok. Bunun mesajını da geçtiğimiz haftaki bir yazımda zaten vermiştim. Çünkü Bu haberlerden sonra Sapan’ın şov yapmak için ortaya çıkacağını ve bunu partisi içerisinde kendisine artı puan yaratabilmek için kullanacağı belliydi. Adres olarak siyasi rakipleri gösterme ucuzluğuna kaçacağı belliydi.
Herkes bilsinki, bu belgeler dürüst, partisinin menfaatinden başka hiçbir düşüncesi olmayan bir CHP’li tarafından bize ulaştırılmıştır. O CHP’li de yalnız değildir. Hatta belgeleri servis ettiği iddia edilen Ak Parti’liler, bizlere şaka yollu da olsa, “İşinize karışmak haddimize değil. Ama bu haberleri yayınlayıp, Sapan’ın listeden çıkarılma ihtimaline neden oldunuz. Onun orada kalması, bizim işimize geliyor” dediler.
Yani Ak Parti için Sapan’ın listede kalması, “bulunmaz hint kumaşı”ydı. Nitekim gerçekleri gören herkes, bunu kabul ediyor. Tıpkı gerçekleri görüp, bize o belgeleri ulaştıran gerçek CHP’li gibi. Hiç kimsenin kimliğini asla bizden öğrenemeyeceği bu CHP’liye “hain” deme hakkı yok. Çünkü Tek amacı partisini zararlı bir insandan kurtarma ihtimaliydi. Bize servisini yaptığı haber de, partiye zarar verecek bir haber değildi. Parti bunun gereğini yapsa, birkaç artı puan sağlamasına neden olacak bir stratejiydi. Ama CHP bunu kullanamadı. Önümüzdeki dönemde her fırsat da karşısına çıkması muhtemel bir yükü sırtlanmayı seçti.
Buna karşılık farklı bir konuda bile olsa, MHP lideri Devlet Bahçeli başta Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu’na olmak üzere, böyle durumlarda ne yapması gerektiğini bilmez bir çok kişiye müthiş bir ders verdi. İki genel başkan yardımcısı ile ilgili aynı gün verdiği karar, partisinin zarar görmesinin önüne geçti. Deniz Baykal kendi şahsı ile ilgili atmaktan çekinmediği adımı, nedense bu konuda atamadı. Karar onun. Sonucuna katlanacak olan da odur.
Kimse adres şaşırtmaya kalkmasın. Gerçek budur.