Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası Antalya İl Temsilciliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelerek yaşanılan sıkıntılara dikkat çekti. Açıklamayı, Eğitim Gücü- Sen İl Temsilcisi Yıldız Albayrak Sargın okudu. Eğitim çalışanlarının giderek ağırlaşan ekonomik sorunlarını ve yetersiz maaşlarla yaşam mücadelesi veren meslektaşlarının sesini duyurmak için toplandıklarını hatırlatarak, “Bizler, bu ülkenin yarınlarını inşa eden öğretmenler ve eğitim çalışanları olarak, artık yok sayılmayı, susturulmayı ve görmezden gelinmeyi kabul etmiyoruz. Son açıklanan verilere göre, yoksulluk sınırı 66 bin TL’yi aşmıştır. Ancak yeni göreve başlayan bir öğretmen maaşı yalnızca 39 bin TL’dir. Bugün, en düşük kira bedelinin 20 bin TL olduğu bu ülkede, öğretmenler maaşlarıyla kirasını ödedikten sonra ellerinde neredeyse hiçbir şey kalmamaktadır. Üstelik yıl ortasından itibaren devreye giren vergi dilimleri nedeniyle bu maaşlar daha da düşmekte ve eğitim çalışanları derin bir yoksulluğa sürüklenmektedir” diye konuştu.
‘Ağır vergi yükünde ezildik’
Eğitim çalışanlarının git gide yoksullaştığına dikkat çeken Sargın, “Yıllardır zam adı altında bizlere sadece enflasyon farkı verildi. Enflasyon farkı ödemesi olarak maaşa yansıyan bu sözde zamlar, gerçekte hayatın olağan akışına tamamen aykırı verilerle oluşturulmuş aldatmacalardır. Bu enflasyon farkı, geçmiş yılın yıkımını tamir etekten dahi uzak olup, hız kesmeden artan enflasyon ve piyasada yükselen pahalılık karşısında eğitim emekçisinin alım gücünü korumaktan çok uzaktır. Bu hayatın olağan akışıyla uyumlu olmayan sözde zamlar, eğitim çalışanlarını, her geçen daha da fakirleştirmekte ve sistematik olarak yoksulluğa mahkûm etmektedir. Eğitim çalışanlarının maaşları üzerindeki daha eline geçmeden peşin kesilen ağır vergi yükü, emeğimizin karşılığını gasp etmektedir. Yıl içinde uygulanan adaletsiz ve insafsız vergi dilimleri Haziran’dan sonra, Ocak maaşından da daha az hale getirmekte, adeta hiç zam almamış realitesinde yaşamaya mecbur bırakmaktadır. Vergi dilimleri sabitlenmeli, vergi adaleti sağlanmalı, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Kamu çalışanlarının emekleri üzerindeki bu adaletsiz vergi uygulaması son bulmalıdır “dedi.
‘Ocak zammı sorunlarımızı çözmeyecek’
2025 Ocak ayında yapılması öngörülen yüzde 12’lik maaş artışının eğitim çalışanlarının 2024 ve öncesindeki kayıplarını karşılamaktan çok uzak olduğunu ifade eden Sargın, “Bu sözde artış, yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri karşısında sadece sembolik bir rakam olacaktır. Eğitim çalışanlarının alım gücünü artıracak, yaşam standartlarını yükseltecek köklü ve adil düzenlemeler yapılması artık kaçınılmazdır. Bugün burada maaş bordrolarımızı sembolik olarak yakıyoruz. Bu bordrolar, emeğimizin karşılığının verilmediğini ve alın terimizin değer görmediğini gösteren birer belgedir. Bu bordroları kesinlikle kabul etmiyoruz ve insanca bir yaşamı, emeğimizin hakkını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Taleplerini sıraladı
Taleplerini hatırlatan Sargın, “Geçim sıkıntısıyla boğuşan eğitimciden kaliteli bir eğitim sunması beklenemez. Öğretmenler ve eğitim çalışanları, hak ettiği yaşam koşullarına kavuşmadan eğitimde nitelik artışı sağlamak mümkün değildir. Bizim taleplerimiz nettir: Eğitim çalışanlarının maaşları yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır. Vergi dilimleri sabitlenmeli, alın terimiz üzerindeki haksız kesintilere son verilmelidir. Alım gücümüzü koruyacak, insanca yaşamı mümkün kılacak adil düzenlemeler derhal hayata geçirilmelidir. Eğitim çalışanlarının sesi olarak, hakkımızı alana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı.