Seçim yarışı sürüyor

Siyaset kavramı farklı ihtiyaçları ve çıkarları olan kesimlerin ortak bir zeminde buluşturulması çabası olarak değerlendirilebilir.

İnsanların birlikte yaşamalarından ve etkileşimlerinden doğan “devlet”, beraberinde bir “otorite”yi, otorite kullanımı ise “iktidarı” ortaya çıkarmıştır.

Çoğunlukla hükümetler tarafından kullanılan bu otoriteye sahip olabilmek için siyasal partiler kurmak, seçimlere girmek ve kamuoyunun beğenisini kazanmak gerekmektedir. Siyasal propaganda işte bu ihtiyaçlardan doğmuştur.

Seçmenlerin siyasal konulardaki görüş, düşünce ve davranışlarını etkilemeyi amaçlayan siyasal propaganda, bu değişimi çeşitli araçlar sayesinde gerçekleştirmektedir.

Zamana, zemine ve duruma göre değişen, etkisi her zaman aynı boyutta olmayan bu

araçlar teknolojinin gelişimiyle birlikte artık siyasal partilerin ve siyasal propagandanın

vazgeçilmez unsurları olmuştur.

Yerel seçimlere az kaldı. Siyasi partiler, belediye başkan adayları, meclis üyesi adayları ve muhtarlar seçim takviminin açıklanmasıyla birlikte çalışmalara başladı. İnternetten projeler açıklandı, ‘Bunu şunu yapacağım, söz veriyorum’ gibi bir çok özenle hazırlanmış fotoğraf ve videoları izledik. Bu propaganda aracı için henüz seçim yasakları başlamadı. İnternette nereyi açsak mutla bir siyasi partiyi veya belediye başkan adayını görebiliyoruz. Sizce seçmen bunalmış bıkmış olabilir mi. Sanırım biraz öyle oldu. Bu yönde çevremden ben de serzeniş ve şikayetler alıyorum. Geçtiğimiz gün bir arkadaşım, “İnterneti açtım bir müzik dinleyeyim dedim, belediye başkanı adayı karşımda, Gönül Akkor’un ‘böyle gelmiş böyle, böyle geçer dünya günlerimiz bitecek bir gün saya saya’ şarkısını dinleyemedim” diye sitem etti. Seçimlere de ne kaldı ki sayılı günler, çok güldü. Ekonomik durumu iyi olan tanıtımını internetin neredeyse en popüler sayfalarında yaptı. Muhtar adayları daha çok sosyal ağlarla seçmene ulaşmaya çalıştı. Seçim yarışı sürüyor hayırlısı olsun diyelim.