Seçimden aklımda kalanlar..

Abone Ol

Olmadı, sevindim..
Ancak..
BDP’nin bağımsız milletvekilleri (ne demekse) ortamı ilk günden “germeye” başladılar..
Dün..
Batman’dan seçilen Ayla Akat Ata ve Bengi Yıldız, seçim lokalinde seçmenlerine teşekkür ederek kutlama yaptı..
Ama, konuşmaları “zehir” gibiydi..
Yıldız dedi ki:
“Bizi desteklemek Öcalan’ı desteklemektir, dağdaki yoldaşlarımızı desteklemektir..”
Bunun anlamını hepimiz biliyoruz..
Bölücü terör örgütünün “TBMM ayağı” ülkeyi çok karıştıracak..

Seçim propagandaları süresince Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun ve Bahçeli’nin birbirlerine söyledikleri sözler “yenilir-yutulur” gibi değildi..
Şunu düşündüm..
Ya “tek başına” bir iktidar kurulamasa ve Türkiye “koalisyon”a gitseydi..
Bu üç genel başkan, birbirlerine “hangi yüzle” gideceklerdi acaba?
Yolsuzlukla, arsızlıkla, yalancılıkla, şerefsizliklerle suçladıkları kişilerle nasıl “ortak” olacaklardı?
Allah’tan yine tek başına bir iktidar çıktı..
Koalisyona kalsaydık..
Yanmıştık..

Özellikle “lider” pozisyonuna girmiş kişilerin, ağızlarından çıkanı kulakları duyacak..
Kılıçdaroğlu’nun Hakkari’deki konuşmasında ettiği o “özerklik” lafı, tam bir “gaf”tı..
100 bin nüfuslu bir kente “hoş görünmek” adına söylenen bu söz, Türkiye’nin başını çok ağrıtacaktır..
Kılıçdaroğlu bunu niye yaptı, anlayamadım..
Zaten 3 milletvekili çıkaran bir kent..
Oyların hepsini alsan ne olur, almasan ne olur..

Seçimden sonra, muhalefette kalan partilerin karışması normaldir..
Her mağlup olanın başına gelen budur..
Ama..
Kılıçdaroğlu Türkiye’nin genelinde..
Deniz Baykal ile Yıldıray Sapan ve Mustafa Akaydın Antalya’da..
CHP’nin epeyce oyunu yediler..
Maçlarda seyirci takdir ettiği oyuncuları “elele buraya” diyerek tribüne çağırır
Şimdi Ak Parti tribünlerinden yükselen sesi duyar gibiyim:
“Elelee elelee Baykal-Sapan-Akaydın-Kılıçdaroğlu burayaa burayaa..”
CHP tribünleri ise şu anda isyanda..
Ne söylediklerini tahmin edersiniz..

Seçim akşamı en çok hoşuma giden şey, Başbakan’ın “balkon” konuşmasıydı..
Birleştirici..
Sükunete kavuşturucu..
Alçakgönüllü..
Herkesi kucaklayan..
Kimseye sataşmayan, sataşanları da bağışlayan..
Sade, açık, net ve duygusal mesajlar verdi..
Nasıl bir yol izleyeceklerini anlattı..
Anayasa çalışmalarının bütün kesimlerle bir “uzlaşı” içinde yapılacağını tekrar söyledi..
Yani..
Tam “Başbakan’a yakışır” bir konuşma yaptı..
Bu konuşma, eminim her kesimin “seçim gerginliğini” yumuşatmıştır..
Takdir ettim..

Meclis’te “güçlü bir muhalefet” olsun istiyordum..
Maalesef, bu isteğim olmadı..
Muhalefete de “Erdoğan” gibi biri lazım..
“Kurultay” çağrıları yapan CHP’lilerin böyle birini bulmaları şart..