Sıkıysa beklemeseydin!.

Abone Ol

Yeni bir haftanın başlangıcı ve ofise giderken gördüğün esnafa, “Hayırlı işler” dilerken, ilave ediyorsun
“Hayırlı haftalar.”
Herkesin ağzından çıkmaz, “Hayırlı” sözcüğü ama, “İyi düşün, iyi olsun” inanışı mantığıma hep yatkın olduğundan, “Hayırlı haftalar” veya, “İyi haftalar” alışkanlığımdır.
Belli bir süre, “Hayırlara vesile olsun” tekerlemesini yapıp, Facebook’ta günlerce bu vesileleri paylaşmayı alışkanlık haline getirenlerin hevesleri bitmiş olacak ki, “Hayır” kelimesini ne ağızlarına, nede ellerine aldıkları var.
12 Haziran günü Antalya’da CHP’li 5 Milletvekili için, “Evet” mührü basıldı.
Vatandaşların tercihleri sonucunda Deniz Baykal, Osman Kaptan, Gürkut Acar, Yıldıray Sapan ve Arif Bulut’u milletvekili seçip, TBMM’ne gitmelerini sağladı.
Ama gitmeden önce son bir işlem gerekliydi.
O da mazbata almak.
CHP İl Başkanı Özer Ülken, cumartesi günü tüm milletvekillerini saat 13.00’te İl binasında olmalarını istedi. Çiçeği burnundaki mazbatasız vekillerimiz tam verilen saatte verilen adrese gelirler.
Ama il başkanı toplantıda.
Osman Kaptan uçakla Ankara’ya gidecek olduğundan. (Ankara’ya neyle gidecekmiş? Ki özellikle kendisi uçakla vurgulamasını yapmış.) İl binasından ayrılıp, adliyeye gitmiş.
Yıldıray Sapan da bakmış il başkanının toplantıdan çıkacağı yok, o da Osman Kaptan gibi adliyenin yolunu tutmuş.
CHP’lilerin mazbata alma randevu saati 14.30.
Özer Ülken saat 14.20’de toplantıdan çıkar. Milletvekillerinin toplantı uzaması üzerine adliyeye gittiğini öğrenince sinirlenir. Ama Gürkut Acar ile Arif Bulut kendisini beklemektedir.
Alacele adliyeye giderler. Giderler de gitmesine, Osman Kaptan kendisinin ve vekaletini aldığı Deniz Baykal’ın mazbatasını alarak, adliyeden ayrılır. Ama Yıldıray Sapan mazbatasını henüz almamış, il başkanıyla diğer iki vekili bekler.
Mazbatalar ve onları alacak olanlar hazırdır ve Yıldıray Sapan il başkanına dönerek, “Ben mazbatamı henüz almadım, sizi bekledim” der.
İl Başkanı Özer Ülken kendisine döner, “Bekleyeceksin tabi” diye karşılık verir.
Vay, vay,vay.
Yürü be Özer başkan kim tutar seni.
Ha, “Bekleyeceksin” ha, “Sıkıysa beklemeseydin.”
Arada ne farkı var?
Millet il başkanı görsün!.
Yazının girişinde dedik ya, “Pazartesileri çok seviyorum” diye.
Pazartesi sabahları gazete okumak bir başka keyifli oluyor. Dün Sapan-Ülken diyalogunu gazetelerden okuyunca, “Gerisini hayır getire” demekten kendimi alamadım.
Bir noktaya takılı kaldım.
Sapan henüz mazbatasını almadığı için mi Ülken kendisine, “Bekleyeceksin” çıkışması yaptı?
Resmen Milletvekili olduktan sonra da Ülken Sapan’a cumartesi günkü gibi gür sesli, vurgulayıcı ses tonuyla yine aynısını söyleyebilir mi?
Bir ayrı merakım daha var.
Ha 1’nci sıra, ha 5’nci sıra fark eder mi acaba?
Fark etmez ise.,
CHP il Başkanı Özer Ülken, 5’nci sıradan seçilen Yıldıray Sapan’a, “Sıkıysa beklemeseydin” türünden bir çıkış yaptığı gibi, 1’nci sıradan seçilen Deniz Baykal’a acaba, “Niye gelmedin mazbatanı almaya sen” diyebilir mi?
Not: Özer başkan. Unutma ki seni Sapan gibi delegeler, Sapan’ı ise vatandaş seçti. Bunu biliyor muydun!..
“Benim için fark etmez” ise eğer fikrin, en kısa sürede Deniz Baykal’ın mazbata almaya gelmemesinin de fırçasını at da, millet gerçekten il başkanı görsün!.