Gerek kişisel, gerekse kurumsal başarılar hedef tespitlerinin doğru yapılması ve bu hedeflere giderken doğru bir sistem olmasıyla mümkündür.
Ara sıra alınan tesadüfi başarılar sistem kurulmasını geciktirir sadece.
Sporda da bu böyledir kısa zamanlı, uzun zamanlı plânlar yapıyoruz diyenler hem kendilerini hem de yola çıktıklarını kandırmaktan öte gidemediler bugüne kadar.
Bu günlerde Katar'da devam dünya futbol şampiyonasında da bunu görüyoruz.
Suudi Arabistan'ın Arjantin'i yenmesi, Japonya'nın Almanya önünde aldığı galibiyetler sistemin eseri.
Suudi Arabistan takımının top kendilerindeyken aldıkları pozisyonlar ve birbirlerinin gözleriyle vücutlarını yönlendirmeleri iyi incelenirse bu gözükecektir.
Dünyanın teknolojideki dev ülkesi Japonya, teknoloji ve iş hayatındaki sistemsel başarıyı futbola da enjekte ettiklerini Almanya karşısında gösterdi.
Ve Almanları kendi silahlarıyla vurdular.
Japonya yıllar önce bir Alman teknik adam getirerek Japonya'da bir futbol sistemi kurulmasını ona bırakarak bugünlere geldi.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken önemli bir detay da Japonya'nın Almanya önünde başladığı takımda ilk on bir oyuncusunun beş tanesinin Almanya Bundesliga liginde oynadığıdır.
Japonlar Almanya galibiyetinden sonra bile Almanya'dan futbol sistemini daha da öğrenmeye devam edeceğiz gibi mütevazılıkta tavan yapan bir cümle kurdular.
Hayatın her alanında gerek kişisel ya da kurumsal başarı istiyorsak mutlaka sistem ve bilimle hareket etmeliyiz.
Sistemsiz başarılar sadece tesadüftür, bunu göremezsek olduğumuz yerde patinaj yapıp bulunduğumuz yerden de gerilere düşeriz.
Sistem kurarken de dikkat edilmesi gereken en önemli şeyin kişiye ya da kuruma uyup uymama konusunun iyi incelenmesidir.
Sistem kurarken kişi ya da kurum çok iyi etüt edilerek mekanizma kurulmalıdır.
Yani kısacası hayatta hiçbir başarı kalıcı olarak sistemsiz elde edilemez.
Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.