Bugün, her seçim döneminde konuşulan, ama sadece konuşmakla kalınan bir konuyu, bir kez daha konuşalım istiyorum..
İsterseniz yine “konuşulup unutulan bir konu” olarak bırakabilirsiniz..
Ya da..
Bunun hesabını bir şekilde sorabilirsiniz..
Keyfiyet sizin..
…
Bu tablo, 60 küsür yıldır sürüyor..
Neredeyse her genel ve yerel seçim öncesinde kalemimizi bastıra bastıra, altını çize çize yazarız..
“Alacağınız maaş, seçilebilmek için harcadığınız paranın yarısı etmiyor.. Öyleyse niye harcıyorsunuz bunca parayı” diye sorarız..
Aldığımız cevap..
“Yüreğimiz vatana millete hizmet aşkı ile dolu” olur..
Ama, sonunda bir de bakarız ki..
Birilerinin “cebi” dolmuş..
Sözümüz hepsine değil tabii..
Ama..
“Vatan-millet aşkı”nın birer “cep” olduğunu da böylece öğrenmiş oluruz..
Oluruz da..
Nedense her seçim döneminde ya kulaklarımız sağır, gözlerimiz kör olur, ya da beynimiz dumura uğrar..
Ve kim daha çok para harcar, yapamayacağı vaadlerde bulunur, bunun reklamını yapar, milletin önüne çıkarsa..
Gider yine onu kendimize “enişte” yaparız..
Alışkanlık, yarı tabiatmış..
Ama biz alışkanlığı da aştık..
“Öpülmenin” müptelası olduk maşallah..
…
Nasıl olsa bu millet “koyun”..
Eh, sağolsun “medya” da eniştelerden yana..
Dans yarışmalarıyla..
Magazinlerle..
Yıldız seçmeleriyle..
Dizi furyasıyla..
Uyuşturdukları beyinlerin, “yaratılan” bu tür “gündemler”in altındakileri anlamaları mümkün mü?
…
Farkındasınız değil mi?
Dün de yazdım; bir “bilgi kirliliği”dir gidiyor..
Seçim yaklaştıkça “belge”ler değil, iftiralar, belgesiz suçlamalar konuşuyor..
Millet kime inanacağını şaşırıyor..
Zaten istenen şey de bu..
Kafalar iyice karışsın ki, millet 3-5 milyon dolarlık gündemle boğuşurken, “110 milyar dolar”lar sessizce birilerinin cebine aksın, ama bunu kimse fark etmesin..
Özellikle seçimler için adayların harcadığı paraları kimse sorgulamasın..
Milyarlarca dolar kredi alıp batıranlar rahat rahat gezerken, kimse birkaç bin lira için niye çile çektirildiğini öğrenmesin..
Millet; önlerine “gündem” diye atılan aslı olup-olmadığı belli olmayan yolsuzluk suçlamaları, dokunulmazlık paslaşmaları, AB kandırmacaları, futbol, magazin gibi şeylerle uğraşsın dursun..
İşte siyasetimiz ve siyasetçimiz bu nedenle “kirli”..
Biri alıyor eline “zurna”yı..
Diğeri de “davul” ile zurnaya tempo veriyor..
Sonra da, haydi bakalım salla, kıvır..
Ama unutmayın..
Aklınızı kullanmadığınız sürece..
Sonunda..
Hep eniştelerin istediği olur..
…
Siyasetimizin “bam teli” böyle bir şey işte..
Alışkanlık yapıyor..
Ama biz alışkanlığı da aştık..
“Öpülmenin” müptelası olduk maşallah..
İşte yine bir seçim, işte yine önlerine konan senaryolar ve gündemler..
“Alacağınız maaş, seçilebilmek için harcadığınız paranın yarısı etmiyor.. Öyleyse niye harcıyorsunuz bunca parayı” diye sormak aklınıza geliyor mu?
…
Neyzen Tevfik, Türk insanını 2 mısrada ne güzel anlatmış:
Türk milleti gariptir, her lafı kaldırmaz
İ..e dersin kızar da, s….sin aldırmaz..