Şok kulis akla yatkın
Neden akla yatkın olduğunu da yazıp, meselenin Deniz Baykal boyutuna da bakmak gerekir. Oraya baktığımızda neden akla yatkın geldiğini daha iyi anlamış olacağız. Önce haberde yazdığı kısmıyla ilgili bakalım. Akla yatkın, çünkü; Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok. CHP içerisinde, Antalya milletvekilleri, çok sayıda ilçe başkanı, ilçe yöneticisi, parti üyesi bu adaylığa şiddetle karşı çıktı.
Bekir Kumbul, Hasan Subaşı, Cavit Arı gibi yabana atılmaması gereken kıymetli isimler aday olmak için çaba harcadı. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak’ın da ismi uzun süre aday adayları arasında geçti.
Şayet; Akaydın parti içerisinde son beş yılda etrafında bir çok küskün yaratmasa, halk nezdinde de itibar kaybetmemiş olsa, ortaya bu kadar isim çıkarmıydı?
Mümkün değil, çıkmazdı.
Kaldıki ortaya çıkan isimler de öyle sıradan isimler değil. Buna rağmen Akaydın’ın yarattığı tahribat seçim kaybettirecek kadarsa, kaybedenin de Akaydın olmasından daha mantıklısı yok. Değilse, seçimden sonra “Ben kalsam, kazanırdım” lafını çok duyardık.
Gelelim meselenin Deniz Baykal boyutuna..
Elbet de ilk bakışta bu tablo “Deniz Baykal tamamen tasfiye edildi” gibi okunabilir. Nitekim ben de öyle görmüştüm. Ancak Muratpaşa ve Konyaaltı Belediye Başkan adayları netleşmeden, temkinli olmak gerektiği ortaya çıkıyor.
Şayet; Her isimle Büyükşehir’de seçim kaybediliyorsa, Akaydın dışında bir ismin seçim kaybetmesinin ağır faturası Deniz Baykal’a çıkmazmıydı?
Belki Baykal’da bunu görüp, Büyükşehir için kenara çekilmiştir. Olamaz mı?
Meseleye böyle bakınca Muratpaşa Belediye Başkan adayının Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkan adayının da Muhittin Böcek olup, olmayacağını görmek gerekiyor. Bu isimlerde bir oynama, bir sürpriz olursa, işte o zaman “Baykal tamamen tasfiye edildi” diyebiliriz.
Bir not..
İki belediye başkanı aday olacaksa, bunun lastik gibi uzatılmasının endişe yarattığını da kabul etmek gerekiyor. Neden 4 ocak tarihi bekleniyor?