Stratejik oyun
Antalyaspor seyir zevki olarak sezonun belki en kötü oyununu oynadı ama elde bir puanı olduğu için kazanç olarak hanesine geçti. Son zamanlarda Ersun Yanal ve oyun anlayışı en çok eleştirilen gündem konusu oldu. Hele ki son yılların en temkinli iki kariyerli hocası çarpışınca maçın içinde oyunun varlığı yokluğu belli değildi. Keza maçın istatistikleri de oyunun vasat duruşunu ispatlar nitelikte yer alıyor. Nitekim Antalyaspor son maçta istediği veya arzu ettiği oyunun çok gerisinde performans sergiledi. Bu nedenle takıma çok yoğun eleştiride beraberinde getiriyor. Ancak diğer açıdan bakıldığında bu oyun savunma anlamında harikulade işe yarıyor. Fakat dinamik açıdan Antalyaspor’da işler çok olumlu değil. Çünkü etkinlik ve reaksiyon anlamında beklentiyi karşılayacak hücum oyun anlayışı oyuncular karşılayamıyor.
Antalyaspor geçen sezon gönderdiği genç oyuncular şu an Ersun Yanal kadrosunda yer alsaydı belki bugün başka bir takım konuşuyorduk. Öte yandan takımın daha çok savunma yaptığı ve rakibin oyununu bozması da stratejik oyun anlayışı içerisinde yer alıyor. Daha çok Fredy, Amilton üzerinden hücumun hareketlenmesi de çoğunlukla işe yaramıyor. Bu nedenle ofansif anlamda oyuncu profillerinin taktik anlamında gözden geçirilmesi gerekiyor.
Podolski, Nuri gibi elit seviye oyuncuların bakış açısı mutlaka değerlendirilmelidir. Ofansif oyun yapılanmasında olması gereken iki isim üzerine yeni planlar denenmelidir. Çünkü hücumda yapısal olası değişim takıma farklı hava katabilir.
Antalyaspor yeni yönetimi ve taraftar gruplarıyla birlikte giderek güçlü imajını sergilemeye devam ediyor. Takımın şehirle, bürokrasiyle bütünleşmesine her zamanki gibi ihtiyaç var. Bu nedenle Antalyaspor’da olduğu gibi Alanyaspor da Antalya’nın marka değerine olumlu katkılar sağlamaya devam ediyor.
Sporla kalın.