Sür yorgunu yokuşa!.
Yıpranmış asfaltları değiştir. Mevcut caddeleri tekrar elden geçir.
Sponsorlar aracılığıyla sosyal etkinlik düzenle. Bira festivali yap.
Ve sonra da çık milletin karşısına, “Antalyalı biliyor biz çalışan belediyeyiz” diye kendini sat.
Park-kaldırım-asfalt yapmak bir belediye başkanının asli görevlerinin başında geliyor.
Sen yaptığın parkları koruyabiliyor musun?
O yeşil alanlara ailelerin gelmesini sağlaya biliyor musun?
Veya kimin için park yapıyorsun?
Yapıyorsan da o parklarda çifte standart uygulamasında bulunmayacaksın.
Misal Aydın Kanza Parkı.
Hakikaten önemli bir çalışmanın eseri. İyi de korunmaya çalışılıyor. 7X24 özel güvenlikçileri var.
Peki 20 metre arkasındaki Beşşehitler parkı?
İkisini de Muratpaşa Belediyesi yaptı.
İkisini de Muratpaşa Belediyesi korumakla yükümlü.
Ama Beşşehitlerin bırakın güvenlikçilerini bir tane güvenlikçisi yok.,
Ne var ki Aydın Kanza’nın ikişer ikişer.
Çifte standartlık uygulamasının yegane nedeni parkın isminin şehitlerden alması mı?
Şarabını alan Beşşehitler parkına karargah kuruyor.
Birasını kapan, Beşşehitler parkında yudumluyor.
Maytap patlatanlar Beşşehitler parkında.
Geçenlerde gecenin bir yarısı veletler havai fişekleri ardı ardına ateşliyor. Millet balkonlarda şaşkın şaşkın parka ne oluyor diye merakla bakıyor.
Polis’i ararsın, “Tam adresi verir misin” demez mi?
“Senin şehitlerinin adını taşıyan parkın yerinden haberin yoksa ben ne yapayım arkadaş” dememek mümkün mü?
Karşısında Muratpaşa Emniyet Müdürlüğü. Vatandaş iki çocuğunu da yanına alarak gider ama nöbetçiden başka kimse yok. Var olan da, “Ben bir şey yapamam cevabı” vermez mi?
Önceki gün bir dostumuz anlatıyor.
“Akşam saat 20-20.30 civarıydı. Yat Limanı’ndan doblo türü bir araç çıktı. O aracın arkasından da bir başka binek araç. O binek araç tam Cumhuriyet Meydanı’na gelindiği sırada doblo araç sürücüsünün önüne ani bir dalış yaparak, durdurdu. Binek araçtan ellerinde sopalarla çıkan 3-4 kişi, doblo sürücüsünü dışarıya çıkarıp öyle bir dövdüler ki, etraftaki aileler vahim olay karşısında resmen şoke oldular. Hemen telefonuma sarıldım, 155’i aradım. Karşıma çıkan polis memuru, “Bize açık adresi verir misin demez mi?”. Antalya’nın bir tane Cumhuriyet Meydanı var. Antalya’nın bir tane Valilik Binası var. Adres daha nasıl açık olsun dedim teli kapattım. Eğer ki oradaki taksiciler olmasa, adamcağızı öldüreceklerdi. Sonradan öğrendik ki, Yat Limanındaki rant kavgasının devamıymış bu dövme olayı. Polis ve ambulans olay bittikten 20 dakika sonra gelebildi” dedi.
Anlatan kişi bayan ve devlet memuru.
Ne oluyor benim güvenli kentim Antalya’ya?
Belediyeci park yapar, korumasını beceremez.
Polisi ararsın bir yığın prosedür.
Sen çalıştırdığın özel güvenlikçinin, park ve bahçeler işini yapan gariban beden işçisinin maaşını ödeme. Sonra da 1 Mayıs işçi bayramı diye millete cep telefonlarına işçi bayramını kutlama mesajı gönder. Bununla da yetinme bayram günü utanmadan bir de aç bıraktığın işçi ile yan yana yürü ve o yürüyüşünün fotoğrafını çektir.
Yuh ya vallahi yuh.
Pişkinliğin de bu kadarı.