Suriye Üzerine Birkaç Not

Abone Ol

Oysa ki ne zordur diplomasiyle ilgili konuşmak. Bir kere kapalı kapılar ardında ne konuşuldu, ne anlaşmalar yapıldı kimse bilemez. İki lider içeride kavga eder ama dışarı çıkınca gülümseyip poz verirler. Böyledir bu işler. İşin iç yüzünü bilmek için orada olmak gerekir. Ama bakıyorum bizim hariciye otoritelerimiz durumu çözmüşler. Denklemi kurmuş, bilinmeyenleri yerine oturtmuşlar.
Mesela diyorlar ki, efendim iki üç yıl önce Suriye ile kankaydık şimdi bir anda niye böyle olduk? Allah Allah, niye olmayacakmışız. Çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Dün dost olmamız gerekiyordur bugün düşman olmamız. Ne demiş eski bir İngiliz dışişleri bakanı? İngiltere'nin ezeli-ebedi dostları ve düşmanları değil, çıkarları vardır. Olay bu kadar basit.
Suriye konusunu bir izzet-i nefis meselesi haline getirenler de var. Aslında gerçeği onlar da biliyor ama açıktan açığa dillendiremiyorlar. İlla ki muhalefet edecekler. Ortadoğu toplumlarının makus talihi bu işte. Demokrasi yok. Çoğu despotik idareler altında yaşıyor. Öte yandan birileri o ülkeye demokrasi getirmek istediği zaman da ya isyancı ya da emperyalist oluyor. Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal.
Bir yandan Suriye'deki rejim için iyidir diyememek. Diğer yandan da o rejime destek verelim demek. Ve bu iki nokta arasındaki komik çelişki. İşte Suriye konusunda muhalefet edenlerin içine düştükleri durum budur. Hem o rejimi tasvip edemeyip hem de kalsın demek.
Biz her şeyden önce yatıp kalkıp ülkemize dua edelim. Allah'a şükür iyi-kötü bir demokrasimiz var da kimse bize demokrasi getirmeye falan kalkışmıyor. Şu aşamada Suriye konusunda boş yere lakırdamak yerine kendi demokrasimizi nasıl geliştirebileceğimiz üzerinde düşünmek daha doğru olacak, hiç değilse çabalarımız bir işe yarayacaktır.