Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın savaştan kaçan Suriyelilere vatandaşlık verileceğini söylediği günden beri büyük bir tartışma yaşanıyor.
Bir kesim vatandaşlık verilmesini savunurken, bir kesim de buna şiddetle karşı çıkıyor.
Üzülerek belirtmeliyim ki tartışmalar boyut değiştirdi. Deyim yerindeyse ırkçılık hortladı. Hatta bu yönde sosyal medya üzerinden kampanyalar düzenleniyor, Suriyelileri düşman gösteren ifadeler kullanılıyor. Savaştan kaçtıkları için vatan haini ilan edilen Suriyelilerin, Türkiye’ye de ihanet edeceği ifade ediliyor.
Bazı yayın organları da deyim yerindeyse ırkçılığa çanak tutuyor. Suriyelileri hırsız, katil ve dilenci gibi gösterip provokasyon zemini hazırlıyor. Türk ve Suriyeli gençleri karşı karşıya getirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Kısacası bir iç huzursuzluk çıkarıp Türkiye’nin zayıf gösterilmesi için yoğun bur çaba içerisindeler.
Bu film Türkiye’de sürekli olarak oynanıyor. Daha önce de Türkleri ve Kürtleri karşı karşıya getirmek için çaba gösterildi. Bunda başarılı olamayanlar Suriyelileri öcü gösterip amaçlarına ulaşmak istiyor.
Açık konuşmak gerekirse yapılan yayınlardan dolayı bir ayrışmanın yaşandığını da görüyorum. Bu ayrışma iyiye işaret değil. Suriyelilere vatandaşlık verilmesini düşünen iktidarın bu konuyu iyice anlatması gerekir. Ortalıkta dolaşan “Suriyelilere sınavsız üniversite, sınavsız memurluk, geri ödemesiz ev” söylemlerine açıklık getirmesi gerekir. Zira dışlanacağını ve kendisine tanınmayan hakların Suriyelilere tanınacağının endişesini yaşayanlar var. Bana göre bunda da haksız değiller. Bir insan olarak dinine, diline, rengine bakmadan herkesin eşit şartlarda ve özgürce yaşamasını savunuyorum. Dolayısıyla Suriyelilere ayrıcalık tanınmasını, daha doğrusu birilerin hakkı yenilerek onlara verilmesini doğru bulmuyorum.
Ayrıca Suriye’den kaçanların vatan haini ilan edilmelerini de doğru bulmuyorum. Zira oradan gelenler bir başka ülkenin saldırısı nedeniyle kaçmıyor. Rejim güçlerinin ve IŞİD teröründen kaçıyorlar. IŞİD milatlarının çoğu da Suriyeli. Yani demem o ki bir işgal olduğu için değil, kendi liderleri, kendi orduları tarafından saldırıya maruz kaldıkları için yerlerinden yurtlarından oldular. Dolayısıyla böyle bir durumda olanları vatan hainliğiyle suçlamak vicdani değil.