Sezonun son maçlarına birkaç adım kala Antalyaspor ligde kalmayı garantiledi. Ancak ligin dibinde rakip Gaziantepspor gibi doğrudan en kritik maçlardan biri oynanırken, taraftarın maç seçmesi ve tribünlerdeki büyük boşluklar Antalya gibi dünya markası şehre yakışmadı. Birçok açıdan bu maç camiamıza, hem oyun anlamında hem de taraftar desteği anlamında en kötü sınavlardan biri oldu. Özellikle oyun anlamında takım olarak erken tatil havaları esiyor. Skor yanıltmasın Antalyaspor sezonun en verimsiz maçında doğru düzgün pozisyon üretmekte güçlük çekti.
Takımın transfer tahtasının kapalı olduğu son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar içinde her şeye rağmen riskli alandan çıkarak, ligde kalmak umut verici görünüyor. Gerçek anlamda yönetim, teknik heyet ve oyuncuların özverisi ise takımı ligde tutmaya yeterli kıldı. Bu takımın itici gücü hiç kuşku yok ki taraftar! Lâkin metropolün en değerli takımı sahada yalnız kalıyor. Nitekim tribünlerde yaşanan büyük boşluklar da şüphesiz bunun göstergesi oldu. Keza yönetim bilet fiyatlarıyla elinden gelen çabası gösteriyor. Rakip takımın seyircisi maç boyunca bizim tribünlerimize göre daha çok desibel üretti. Bu açıkçası gönülden Antalyaspor taraftarı olarak hepimizi üzmektedir. Suçu sadece taraftara yıkmak yersiz olur. Öte taraftan kentin ileri gelenleri birtakım meselelerle meşgul olurken, Antalyaspor gibi bir değer göz ardı ediliyor. Her durumda emek, çaba, vakit ve nakit harcayanlar sahada yerini almadığı takdirde tüm yapılan stratejilerin boşa çıkması kaçınılmazdır.
Antalyaspor’un sezon başından bugüne değişen tüm şartları göz önüne alarak, mevcut yapı içinde teknik direktör Emre Belözoğlu ile yakaladığı sinerji takımın gelişimini çok ileri seviyelere taşıdı. Burada takım içinde aidiyet duygusunun gelişmesinin yanı sıra oyun anlamında istekli ve üretken stratejiler sonuç üretmeye imkân kıldı. Sezonun bitmesine 2 maç kala gelecek sezonun planı şimdiden geliştirilmelidir. Öncelikle altyapı için özel çalışma geliştirilerek, belki mevcut transfer krizine alternatif üretilebilir. Kaleci Abdullah Yiğiter gibi örnekler takımın diğer mevkileri için uygun yetenekli adaylar kalan maçlarda mutlaka denenmelidir. Futbolun doğasına uygun yönetim ve teknik ekibe gelecek sezon yapılanmasında kadro mühendisliği de oluşturmak gerekiyor.
Antalya’da sadece belli bir taraftarın maçlara ilgi gösterdiği düşünüldüğünde, maç seçen taraftarla işin içinden çıkılamaz. Tribünde maç seçen oyuncu ve teknik ekip eleştirilirken, aynı iğneyi kendimizi de batırmalıyız. Takımın bu kadar aciz olduğu bir tribün yaşanmadı. Kalbi sadece Antalya için çarpanlar zaten tribünde yerini almıştı. Fakat diğer tarafta aynı zamanda başlayan diğer maçları takip eden geniş bir kesim olduğunu da gördük. Bu takıma kimsenin ihanet etmeye hakkı yok. Hepimiz taraftar olarak üzerimize düşeni yapmalıyız ve çeki düzen vermeliyiz. Takım kötü oyun oynadıysa sebebi sadece onlar değil, saha dışında itici gücün farkındalığını hissettirmek gerekir. Dilerim ki son maçta tribünleri doldurarak sezona edilir.
Antalyaspor sezona veda ederken, yeni umutlar gerçekleştirmek adına bütünleşmesi gerekiyor. Takım, yönetim ve teknik ekibin çabasıyla ayağa kalkmışken, diğer paydaşların elini artık taşın altına koyması gerekiyor. Maddi ve manevi olarak takım sezon sonu güçlü bir desteği çoktan hak etti.
Türk Milli Takımı ve Antalyaspor amigosu Recep Güler namı değer “Miloş” olmayınca tribünlerin tadı tuzu yok. Maraton tribünleri bir ara çok reaksiyon gösterdi. Ancak maçın genelinde tribün desteği neredeyse yok gibiydi. Maçın kaderini etkileyecek önemli bir pozisyon yoktu. Rakibin diğer maç skorlarına göre teknik direktörsüz olmasına rağmen birkaç çabası ve direkten dönen girişimi olsa da oyun temposu çok düşük kaldı ve skorda kendini gösterdi.
Sporla kalın.