KUBBE DÖKÜLÜYOR
Sultan Alaeddin Camii, Kaleiçi'nde Kesik Minare Camii'nin çaprazında yer alıyor. Bu caminin tavanındaki yer alan kubbelerdeki çatlaklar gözle görülür büyüklükte. Kubbelerdeki çatlakları fotoğraflayan bir kısım cemaat, burada bir tehlike olduğunu belirtiyor. Kubbelerin yıkılması veya parça dökülmesini engellemek, tarihi korumak adına tarihi caminin restorasyon edilmesi gerektiğini vurguluyor.
CAMİNİN TARİHİ:
19'uncu yüzyılda Rum Ortodoks Kilisesi olarak inşa edilmiş (Panagia Kilisesi) mübadele sonrasında Antalya Müzesinin kuruluşu çabaları zamanlarında tarihi eserler için depo olarak bir süre kullanılmıştır. Tarihi eserler Yivli Minare'ye taşındıktan sonra 1950'li yıllarda minare eklenerek camiye dönüştürülmüştür. Çan kulesinin bir bölümü halen ayaktadır. Osmanlı Dönemi’nde inşa edilmiş kilise ve manastırlar, Kurtuluş Savaşı sonrasındaki mübadelenin ardından işlevsiz kalmıştır. Bu kiliselerden biri olan Antalya Panagia Kilisesi, Cumhuriyet döneminde S.F. Erten’in girişimiyle Antalya Müzesi olarak kullanılmıştır. 1937 yılına kadar müze olarak kullanılan yapı, sonrasında bir süre müze deposu olarak işlevini sürdürmeye devam etmiştir. 1940’lı yıllarda ise Halkevi tarafından Batı müziği konser salonu olarak işlevlendirilmiştir. 1950’lerin başında minber ve mihrap eklenerek camiye dönüştürülen yapıya, 1962 yılında minare ilave edilmiştir. Kilisenin özgün süsleme programı, camiye dönüştürüldükten sonra da muhafaza edilmiştir. Yapının sıva üzerine kalemişi süslemeleri, 19. yüzyıl Batılılaşma etkisinde ortaya çıkan Osmanlı süsleme üslubunu yansıtmaktadır. Tonozlar ve kubbede yoğunlaşan kalemişi tekniğinde yapılmış olan süslemelerde, kompozisyonların zenginliği dikkat çekmektedir.
Şükrü AĞIRMAN