Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş, ‘Ağaçlandırma Yönetmeliği ve Yapılan Talanlar’ konulu basın toplantısı gerçekleştirerek, “Orman arazileri kişilere pazarlarken çok yüksek paralar alınıyor. Bunun adı ağaçlandırma değil yıkımdır” dedi.
Toplantıya CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, Tüm Yerel-Sen üyeleri ve Eğitim-İş Sendikası üyeleri katıldı. ‘Türkiye’deki tabiat varlıkları ormanlarımız, koylarımız talan ediliyor’ diyen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, toplantıda ilk sözü alarak, “İktidarın yeni rant kapıları yaratmak için ağaçlandırıyoruz adı altında kampanyalar düzenlenmesi, asıl amacın yandaşa orman alanını verme talan ettirme düşüncesidir. Sadece Antalya değil, tüm Türkiye talan ediliyor” iddiasında bulundu.
‘Anayasal suç işleniyor’
Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş ise ormanların Anayasa’ya aykırı bir şekilde talan edildiğini öne sürerek, “Dünya koronavirüs (Covid-19) salgın sürecinde insanı nasıl yaşatacağını düşünürken, ülkemizde Orman Genel Müdürlüğü, rantsal değeri en yüksek kıyılarda bulunan orman alanlarını ‘Özel Ağaçlandırma’ adı altında yandaşa peşkeş çekmenin hesaplarını yapmaktadır. Hem de Anayasamıza aykırı bir şekilde. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 169. ve 170. Maddeleri gereğince “Ormanlar Daraltılamaz ve Amaç Dışı Kullanılamaz” hükmü halen mevcut iken, Anayasa ve yasalara aykırı bir tamim emri ile bu uygulamanın yapılıyor olması, ormanlara yapılan en büyük ihanettir. Ayrıca ormanların korunması görevini Anayasal ve yasal çerçevede yürütmesi gereken Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü bu tamim emri ile ne yazık ki Anayasal suç işlemektedir” dedi.
‘Oda Yönetimini kınıyoruz’
Ormanların yıkım sürecinin nasıl başladığını anlatan Durmuş, “23.10.2019 tarih ve 30927 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği” 26.03.2020 tarihinde Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey imzası ile tüm taşra teşkilatına tamim edilerek ormanların yıkım süreci başlatılmıştır. Tüm dünya devletleri salgınla uğraşırken, 1-30 Nisan 2020 tarihlerinde bir aylık süreçte ülke genelinde toplam 21 bin müracaat alınmıştır. Müracaat edilen yerler, rantsal değer açısından en yüksek iller olan, Antalya, Muğla, İzmir, İstanbul, Balıkesir ve Mersin illeridir. Özel ağaçlandırma adı altında yapılan 21 bin adet başvuru ile 100 binlerce hektar orman alanı 49 + 49 (98 yıl) yıllığına kiralanıyor. Yapılan başvuruların yaklaşık 6 bininin Antalya’da, 4 bin 230’unun İzmir’de olması oldukça düşündürücüdür. Yönergeden de anlaşılacağı üzere, başvuru işlemlerinin özel müşavirlik ofisleri tarafından hazırlanıp yerel idare tarafından karara bağlanacak olması daha da düşündürücüdür. Ayrıca, temel görevi ormancılığın ve orman mühendisi mesleğinin korunup savunulması olan TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nin bu işin içinde olması asla kabul edilemez. Oda Yönetimini kınıyoruz. TMMOB Orman Mühendisleri Odası’nın verdiği yetkiyle, orman arazilerini pazarlamak üzere oluşan özel mühendislik ofisleri, arsa ofisi gibi işlem yürütmektedir. Orman arazilerini kişilere pazarlarken çok yüksek paralar alınmaktadır. 49+49 yıllığına kiralanan orman alanları, asla orman olarak kalmayacaktır. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Bunun adı yıkımdır” ifadelerini kullandı.
‘Uygulamadan derhal vazgeçin’
Orman alanlarının ranta dönüştürüleceğini söyleyen Durmuş, “1-30 Nisan 2020 tarihleri arasında alınan başvurular yerel idare (orman işletme müdürlükleri) tarafından değerlendirilmiş ve talep sahiplerine orman arazilerinin teslim süreci ne yazık ki başlatılmıştır. Burada yapılan hukuksuz uygulamaları meşrulaştırmak için, söz konusu arazilerin bulunduğu köy muhtarlıklarına yerel idare tarafından ilana çıkılarak 5 günlük süre içerisinde, köylüden aynı yer için talep olması halinde, önceliğin köylüye verileceği belirtilmektedir. Bu uygulama net olarak bir aldatmacadır. Ülkemizde uygulanan tarım ve hayvancılık politikaları sonucunda, köylüler ve çiftçi fakirleştirilmiş, kendi arazilerini işleyemez hale getirilmiştir. Hal böyle iken, söz konusu arazileri köylünün alamayacağı ve yandaşa peşkeş çekileceği çok açıktır. Bunun dışında yönetmelik gereği, ilk başvuruda elenenlere 1-30 Eylül 2020 tarihleri arasında ikinci bir şansın verilecek olması, orman alanlarının ranta dönüştürülme sürecini daha da hızlandıracaktır. Tarım Orman-İş Sendikası olarak başta Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’i son kez uyarıyoruz. Yaptığınız bu işlem anayasal bir suç olduğu kadar Türkiye ormancılığına yapılan en büyük ihanettir. Bu uygulamadan derhal vazgeçin. Aksi halde yaptığınız bu suçun bedelini bağımsız yargı karşısında en ağır bir şekilde ödeyeceksiniz. Tüm halkımızı ve basınımızı bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES
Toplantıya CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, Tüm Yerel-Sen üyeleri ve Eğitim-İş Sendikası üyeleri katıldı. ‘Türkiye’deki tabiat varlıkları ormanlarımız, koylarımız talan ediliyor’ diyen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, toplantıda ilk sözü alarak, “İktidarın yeni rant kapıları yaratmak için ağaçlandırıyoruz adı altında kampanyalar düzenlenmesi, asıl amacın yandaşa orman alanını verme talan ettirme düşüncesidir. Sadece Antalya değil, tüm Türkiye talan ediliyor” iddiasında bulundu.
‘Anayasal suç işleniyor’
Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş ise ormanların Anayasa’ya aykırı bir şekilde talan edildiğini öne sürerek, “Dünya koronavirüs (Covid-19) salgın sürecinde insanı nasıl yaşatacağını düşünürken, ülkemizde Orman Genel Müdürlüğü, rantsal değeri en yüksek kıyılarda bulunan orman alanlarını ‘Özel Ağaçlandırma’ adı altında yandaşa peşkeş çekmenin hesaplarını yapmaktadır. Hem de Anayasamıza aykırı bir şekilde. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 169. ve 170. Maddeleri gereğince “Ormanlar Daraltılamaz ve Amaç Dışı Kullanılamaz” hükmü halen mevcut iken, Anayasa ve yasalara aykırı bir tamim emri ile bu uygulamanın yapılıyor olması, ormanlara yapılan en büyük ihanettir. Ayrıca ormanların korunması görevini Anayasal ve yasal çerçevede yürütmesi gereken Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü bu tamim emri ile ne yazık ki Anayasal suç işlemektedir” dedi.
‘Oda Yönetimini kınıyoruz’
Ormanların yıkım sürecinin nasıl başladığını anlatan Durmuş, “23.10.2019 tarih ve 30927 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği” 26.03.2020 tarihinde Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey imzası ile tüm taşra teşkilatına tamim edilerek ormanların yıkım süreci başlatılmıştır. Tüm dünya devletleri salgınla uğraşırken, 1-30 Nisan 2020 tarihlerinde bir aylık süreçte ülke genelinde toplam 21 bin müracaat alınmıştır. Müracaat edilen yerler, rantsal değer açısından en yüksek iller olan, Antalya, Muğla, İzmir, İstanbul, Balıkesir ve Mersin illeridir. Özel ağaçlandırma adı altında yapılan 21 bin adet başvuru ile 100 binlerce hektar orman alanı 49 + 49 (98 yıl) yıllığına kiralanıyor. Yapılan başvuruların yaklaşık 6 bininin Antalya’da, 4 bin 230’unun İzmir’de olması oldukça düşündürücüdür. Yönergeden de anlaşılacağı üzere, başvuru işlemlerinin özel müşavirlik ofisleri tarafından hazırlanıp yerel idare tarafından karara bağlanacak olması daha da düşündürücüdür. Ayrıca, temel görevi ormancılığın ve orman mühendisi mesleğinin korunup savunulması olan TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nin bu işin içinde olması asla kabul edilemez. Oda Yönetimini kınıyoruz. TMMOB Orman Mühendisleri Odası’nın verdiği yetkiyle, orman arazilerini pazarlamak üzere oluşan özel mühendislik ofisleri, arsa ofisi gibi işlem yürütmektedir. Orman arazilerini kişilere pazarlarken çok yüksek paralar alınmaktadır. 49+49 yıllığına kiralanan orman alanları, asla orman olarak kalmayacaktır. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Bunun adı yıkımdır” ifadelerini kullandı.
‘Uygulamadan derhal vazgeçin’
Orman alanlarının ranta dönüştürüleceğini söyleyen Durmuş, “1-30 Nisan 2020 tarihleri arasında alınan başvurular yerel idare (orman işletme müdürlükleri) tarafından değerlendirilmiş ve talep sahiplerine orman arazilerinin teslim süreci ne yazık ki başlatılmıştır. Burada yapılan hukuksuz uygulamaları meşrulaştırmak için, söz konusu arazilerin bulunduğu köy muhtarlıklarına yerel idare tarafından ilana çıkılarak 5 günlük süre içerisinde, köylüden aynı yer için talep olması halinde, önceliğin köylüye verileceği belirtilmektedir. Bu uygulama net olarak bir aldatmacadır. Ülkemizde uygulanan tarım ve hayvancılık politikaları sonucunda, köylüler ve çiftçi fakirleştirilmiş, kendi arazilerini işleyemez hale getirilmiştir. Hal böyle iken, söz konusu arazileri köylünün alamayacağı ve yandaşa peşkeş çekileceği çok açıktır. Bunun dışında yönetmelik gereği, ilk başvuruda elenenlere 1-30 Eylül 2020 tarihleri arasında ikinci bir şansın verilecek olması, orman alanlarının ranta dönüştürülme sürecini daha da hızlandıracaktır. Tarım Orman-İş Sendikası olarak başta Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’i son kez uyarıyoruz. Yaptığınız bu işlem anayasal bir suç olduğu kadar Türkiye ormancılığına yapılan en büyük ihanettir. Bu uygulamadan derhal vazgeçin. Aksi halde yaptığınız bu suçun bedelini bağımsız yargı karşısında en ağır bir şekilde ödeyeceksiniz. Tüm halkımızı ve basınımızı bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES