Antalya’nın örtü altı sebze üretiminin başkenti olduğunu ifade eden Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şubesi eski Başkanı, Ziraat Mühendisi Vural Şahin, tarım sektöründe yaşanan sıkıntıları paylaştı. Sezon hazırlıklarının fide siparişleri ile başladığını dile getiren Şahin, “Toptancı firmalar ilaç, gübre gibi ürünlerini satmak üzere zirai ilaç bayilerinde tabiri caizse karargah kurdular. Ama ne yazık ki kimse ürün almazken, sektörse karamsarlık içerisinde. Bir taraftan borçlu olan çiftçiler, yeni sezon hazırlıkları için başta fide parası olmak üzere ve geçen sezondan ilaç bayilerine borçlarını ödeyebilmek adına halcilerine sürekli para, çek konusunda gidip gelirken, aynı halciler de alacağı olmayan müstahsillerine ise artık nakit ödeme yapmazken, ileri vadeli çekler vermekte ya da ödeme yapmamaktalar. Bu durumda bu yıl çiftçilerde komisyoncu değişiklikleri önceki yıllara göre daha fazla olmakta. Herkes kendisine göre haklı. Kazanç oranları ödenen banka faizlerinden fazla olmadığı için kimse artık finansörlük yapmak istemiyor. Herkes tam anlamıyla artık kendisini düşünüyor” diye konuştu.
‘Nakit akışı tamamen durdu’
İlaç bayileri ve toptancı firmalar arasındaki gidişatı anlatan Şahin, “Geçen yıla kadar stoklar kâr ettirirken, şimdilerde ise tamamen stok zarar vermektedir. Banka faizlerinin altından kalkılacak durumda olmaması, çiftçilerin geçen sezon hesaplarını tamamen kapatmaması, günü gelmiş, hatta geçmiş alacakların ne nakit ne de kredi kartı ile ödenmemesi gibi sebeplerden dolayı nakit akışı tamamen durmuş ve sektör krizin eşiğine gelmiştir. Daha geçen sezon alacaklarının neredeyse yarısını tahsil edemeyen sektör paydaşlarının yüzlerinden düşen bin parça. Kimse mutlu değil, işine bile gidesi yok. Herkes alacağını konuşuyor lakin borcunu konuşan hiç yok. Bu durumda sürekli çekle dönen tarım sektörü tamamen kredilerle dönmektedir. Maalesef devletten de tarım sektörüne kredi faiz oranlarında bir ayrıcalık yapılmazken, herkesin kredi borcu da kendi boyunu aşmaktadır. Bir de bunun üzerine sosyal medya hesaplarından olmadık fiyatlarla kampanya adı altında paylaşım yapanlar var ki bunlar da işin cabası. Alış fiyatlarının çok çok altında satış yapmaya çalışan bu arkadaşlar son zamanlar işi öyle bir abarttılar ki kampanyalı satışlarına yurt dışı seyahatleri, cep telefonları, motosiklet, kurban bayramında kurbanlar gibi ürünler vermekteler. Zaten kazançlı olmayan bu satışlara nasıl oluyor da hediye verebiliyorlar hayret doğrusu. Düpedüz malını bozdurarak nakte ulaşmaya çalışan bu arkadaşlar yüzünden de birçok tarım paydaşı işten güçten soğuyor, mesleğini yapası bile yok” şeklinde konuştu.
‘Formaliteden konkordotolar’
Günü gelmiş çeklere erteleme istenmesi konusuna değinen Vural Şahin, “Ödemeleri sıkışan sektör paydaşları artık işin içinden çıkamayınca erteleme istiyorlar. Daha da ileri aşamada artık çekler yazılmaya başladı. Ve rakamlar zincirleme olarak birçok sektör paydaşını zora sokmaktadır. Hele bir de gerçek ya da formaliteden konkordotolar başladı. Kendini koruma altına almak adına iyi niyetli ya da art niyetli paydaşlar bir şekilde konkordato ilan ediyorlar. Konkordato alan arkadaşlara üzülürken şunu da söylemeden geçemeyeceğim, madem konkordato için başvuru yaptınız, neden başvuru yaptığınız tarihten sonra ürün alarak stok oluşturuyorsunuz. Yaptığınız sonraki stoklarla birçok tedarikçi firmayı da zora sokmuş oluyorsunuz. Onun için iyi niyetli, kötü niyetli diye ayırmak lazım” dedi.
‘Hiç bir şeyin garantisi yok’
Tedarikçi yabancı firmalarla ilgili de konuşan Şahin, “Sizler de bu sektörde vadelerin açılmasının baş sorumlususunuz. Kendiniz bütün finans giderlerinizi ürün satış fiyatlarının üzerine ekleyerek, kampanya adı altında vade açıyorsunuz. Ya teminat ile ya da DBS sistemi ile alacağınız da garanti zaten. Lütfen sizler de yaptığınız bu yanlış satış taktiğinizi bir çek edin. Şayet sektörü peşin alışverişe teşvik edici hamleler yapılmaz ise piyasalarda daralmalar yaşanacak, parasızlık ön plana çıkacaktır. Ve en sonunda bazı iş yerlerinin kepenkleri kapanacak, iflaslar başlayacaktır. Hangi çekin ödeneceği ya da ödenmeyeceği bilenmiyor artık. Hiç bir şeyin garantisi yok. Bu durumda sektör de kârlı ürün pazarlamadığı için, herkes küçülmeye gitmek istiyor. Herkes garantiye gitmek istiyor. Kimse eskisi gibi kendinden fedakarlık etmek istemiyor. Artık bırak günü, dünü kurtarmak istiyor. Umarım çözüm üretilir, sektörde nakit akışı sağlamak adına adımlar atılır. Yoksa tarım sektörünün vay haline. Diyeceksiniz ki hiç mi para dönmüyor tarım sektöründe, hiç mi para yok? Var ama parası olan da parasını yüksek faiz ile bankaya yatırıyor. Kendince haklı da, niye yüzde 5-10 kazanayım ki, yatırırım bankaya neredeyse yılda yüzde 50 kazanırım diyor. Sonuç olarak 28 yıldır içerisinde olduğum tarım sektörünü ilk defa bu yıl çıkmazda gördüm. Tüm sektör paydaşlarımız mutsuz. Hiç kimse işine giderken motivasyonu yüksek değil. Kimse kimseye borç para bile vermiyor. Bu durumda nasıl olacak da sezon iyi geçecek meraktayım. Önce can, sonra canan dönemi başladı artık. Görünen o ki arkadaşlar, turpun büyüğü heybede” diyerek konuşmasını tamamladı.
ESRA ALTUNKES