Filiz TIRAŞ
Ahşap boyama atölyesi
Ahşap boyama tekniklerine nasıl başladınız?
Ahşap boyama teknikleri üzerine Neslihan adlı bir atölyede eğitim alarak başladım. Gelincik Ev yemekleri diye bir restoran açmıştım ve o restoranın her tarafını el boyaması gelinciklerle süsledik arkadaşlarımla birlikde . Politikaya girdim daha sonra Muratpaşa belde yöneticiliği, İl başkan yardımcılığı ve meclis üyeliği yaptım.
Sanat bahçesine nasıl dahil oldunuz?
Ahşap boyama hobimi hiç bırakmadım kermeslere katılmaya devam ediyordum Fatih Beylerle oradan tanışıyoruz. Kuruluş aşamasında Fatih bey beni aradı “bir sanat bahçesi kuruyoruz katılmak ister misin “dedi. Ben zevkle bu çağrıyı kabul ettim, bir yıldır birlikteyiz, huzur ve mutlulukla devam ediyoruz. Bur dan ayrılmayı hiç düşünmüyorum. Halen boyamada farklı fırça teknikleri üzerine dersler alıyorum. Pirinç, rölyef, eskitme teknikleri uyguluyoruz boyama tekniği olarak.
Gül ERSOY
El yapımı çanta ve şapka atölyesi
Geçen yıl sanat bahçesine dahil oldum. Şapka, eldiven, kaşkol, çanta dikiyor, örüyorum. Her türlü malzeme kullanıyorum, hasır, yün, keçe, kumaş, kendir den yapılmış ürünlerim var.
Sanat bahçesiyle nasıl buluştunuz?
Yanlışlıkla benim telefon numaramı aramışlardı, tamamen tesadüf oldu. Böylelikle sanat bahçesin den atölyemi tuttum ve devam ediyorum. Kişiye özel tasarımlar yapıyoruz çoğu kez. İnsanlar da benim gibi tesadüfen denk gelip bu parktan geçerse sanat bahçesinden haberdar oluyorlar maalesef.
SAKSI ÜRETİM ATÖLYESİ
Biz Ayça, Gökçen, Utku üç arkadaş bu taş tozu (alçı, mermer, taş tozu) karışımı olan malzemeyi kalıplara döküp farklı farklı objeler üretiyor, donduktan sonra çıkartıp boyayıp içine kendi yetiştirdiğimiz kaktüsleri dikiyoruz. Bizim çiçekçi dükkanımız vardı dükkana ne gibi bir artı katabiliriz diye düşünürken bu saksıları gördük ve saksı yapmaya başladık. Vergi ve dükkan kirasına dayanamadığımız için kapattık. Bir merak uğruna başladı ilk olarak, Gökçenle ben Teraryum malzeme si aldık onu yaparken hadi başka ürünlerde deneyelim derken bu sürece kadar geldi.
Sizler sanat bahçesiyle nasıl tanıştınız?
İlk açıldığı zaman tanışmıştık ama o zaman başka bir atölyemiz olduğu için atölyeyi kapatınca buraya katılmaya karar verdik. Kendi üretimlerimize sahip çıkmayıp ithal ediyoruz maalesef 3-5 katına hem de. Eskiden beri kaktüs evlerimizde nenelerimizin pencere kenarlarında olurdu frenk yemişi, deve tabanı vb. ithal geliyor ve çok pahalıya satılıyor. Türkiye de her şey gibi bitkide yetiştirmiyoruz Hollanda dan ithal ediyoruz yada yabancı yatırımcı geliyor bur da bir sera kuruyor, yatırım yaptığı için devletten inanılmaz destekler alıyor. Biz üçümüzde üniversite mezunuyuz, kendi alanlarımızda iş imkanı bulamadığımızdan bu işle uğraşıyoruz.
-Ayça Demir Alman dili ve edebiyatı, Gökçen Biner Hukuk Fakültesi, Utku Basıl Petrol ve doğal mühendisliği eğitimi almışlar fakat Sanat bahçesinde taş tozundan saksılar yapıp çiçeklendirip bu şekilde yaşamlarını sürdüren üniversiteli genç zanaatkarlar.
Sena PALA
Minyatür atölyesi
2005 de Güler Eroğlu’ndan ders alarak resme başladım hep hayalimdi. Üç yıl resim sanatı üzerine akademik ders verdi, karakalem suluboya yağlı boya dallarında, karma sergiler açtık birlikte. Mandala yapmaya başladım ve fark ettim ki ince işleri seviyorum. Daha sonra Güler hocam tüm öğrencilerini Olgunlaşma enstitüsüne götürdü Minyatür e başlamam bu şekilde oldu. Minyatürde Şenay Bostancı’yla çalıştık. Minyatür sanatında huzuru, dinginliği, sabrı buldum. Minyatür tekniğiyle her şeyi resmede bilirsiniz, incecik fırçalarla minik detaylar çalışıyorsun gerçekten muhteşem ve keyifli bir sanat dalı.Bence, daha çok olgunlaşmış insanlar merak sarıyor minyatüre, dinginlik ve sakinlik istediğiniz yaşlarda tamda. Gençlerin ilgi duyması lazım geleneksel sanatlara, kaybolup, yok olup gitmemeleri ve kültürünüzde olan zanaat dallarını modernize edip bir başka kuşağa aktarmak için. Resim sanatını istediğiniz her ekolde çalışabilir siniz ama minyatür sanatını hem klasik hem de modern şekilde çalışabilirsin. Yolun başında olduğuma inanıyorum eğitim şart ama ve eğitimin sınırı yok, aklınızı ve elini birbirine tam motive etmeniz gerek.
Sanat bahçesiyle tanışmanı nasıl oldu?
Tesadüfen sanat bahçesi üyesi bir arkadaşın kızı Sevinç hanımla, başka bir iş için görüşmemiz sırasında bilgi sahibi oldum. Sanat bahçesini daha evvel duymama rağmen bir türlü gelememiştim. Geldim ortam, atmosfer muhteşem, dostluklar, arkadaşlıklar sımsıcak insanlar, her kez kendi el emeği ve hayal dünyasını harmanlayarak bir şeyler üretiyor ve dayanışma inanılmaz. El emeği ülkemizde değer görmeyen ötelenen bir alan ve sanat çok fazla değersiz. Zaten hayalimdi atölye vardı, insanlara tezhibi , minyatürü unutturmamak insanlara ve turistlere tanıtmak en büyük amacımdı. Her birimiz Türkiye için bir kültür elçisiyiz aslında, hepimiz bir ucundan tutabiliriz Eski Çağ Dilleri okuduğum için benim için tarih çok önemli. Bir projem var, Antalya’nın tarihi ve turistik yerleri minyatürleştirip hem tarihi zenginliklerimizi tanıtmak hem de minyatür sanatını tanıtmak istiyorum bu yolla. Tarihimize sahip çık mak ve bu topraklardan hangi kültür gelip geçmişse hepsine sahip tanıtmak gerektiğine inanıyorum. Anadolu bir medeniyetler ve uygarlıklar beşiğidir, bu kültürlere sahip çıkıp korumamız gerekiyor. Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar renkli bir kültür mozaiğine bir arada rastlamak mümkün değil. Kültürümüze sahip çıkalım bu kültür bizi bir arada tutan en büyük değer.
Egolarımızdan sıyrılalım. Sanatçı dediğimiz egolarından sıyrılır, sanatçının dili, dini, ırkı ,sınırları yoktur o hep evrensel bakandır. Sanatçı toparlayıcı olandır, sorunlara sahip çıkan bir duruş sergileyen, haksızlığa karşı durandır. Öğrenme serüveni hiç bitmeyendir.
Ahşap boyama atölyesi
Ahşap boyama tekniklerine nasıl başladınız?
Ahşap boyama teknikleri üzerine Neslihan adlı bir atölyede eğitim alarak başladım. Gelincik Ev yemekleri diye bir restoran açmıştım ve o restoranın her tarafını el boyaması gelinciklerle süsledik arkadaşlarımla birlikde . Politikaya girdim daha sonra Muratpaşa belde yöneticiliği, İl başkan yardımcılığı ve meclis üyeliği yaptım.
Sanat bahçesine nasıl dahil oldunuz?
Ahşap boyama hobimi hiç bırakmadım kermeslere katılmaya devam ediyordum Fatih Beylerle oradan tanışıyoruz. Kuruluş aşamasında Fatih bey beni aradı “bir sanat bahçesi kuruyoruz katılmak ister misin “dedi. Ben zevkle bu çağrıyı kabul ettim, bir yıldır birlikteyiz, huzur ve mutlulukla devam ediyoruz. Bur dan ayrılmayı hiç düşünmüyorum. Halen boyamada farklı fırça teknikleri üzerine dersler alıyorum. Pirinç, rölyef, eskitme teknikleri uyguluyoruz boyama tekniği olarak.
Gül ERSOY
El yapımı çanta ve şapka atölyesi
Geçen yıl sanat bahçesine dahil oldum. Şapka, eldiven, kaşkol, çanta dikiyor, örüyorum. Her türlü malzeme kullanıyorum, hasır, yün, keçe, kumaş, kendir den yapılmış ürünlerim var.
Sanat bahçesiyle nasıl buluştunuz?
Yanlışlıkla benim telefon numaramı aramışlardı, tamamen tesadüf oldu. Böylelikle sanat bahçesin den atölyemi tuttum ve devam ediyorum. Kişiye özel tasarımlar yapıyoruz çoğu kez. İnsanlar da benim gibi tesadüfen denk gelip bu parktan geçerse sanat bahçesinden haberdar oluyorlar maalesef.
SAKSI ÜRETİM ATÖLYESİ
Biz Ayça, Gökçen, Utku üç arkadaş bu taş tozu (alçı, mermer, taş tozu) karışımı olan malzemeyi kalıplara döküp farklı farklı objeler üretiyor, donduktan sonra çıkartıp boyayıp içine kendi yetiştirdiğimiz kaktüsleri dikiyoruz. Bizim çiçekçi dükkanımız vardı dükkana ne gibi bir artı katabiliriz diye düşünürken bu saksıları gördük ve saksı yapmaya başladık. Vergi ve dükkan kirasına dayanamadığımız için kapattık. Bir merak uğruna başladı ilk olarak, Gökçenle ben Teraryum malzeme si aldık onu yaparken hadi başka ürünlerde deneyelim derken bu sürece kadar geldi.
Sizler sanat bahçesiyle nasıl tanıştınız?
İlk açıldığı zaman tanışmıştık ama o zaman başka bir atölyemiz olduğu için atölyeyi kapatınca buraya katılmaya karar verdik. Kendi üretimlerimize sahip çıkmayıp ithal ediyoruz maalesef 3-5 katına hem de. Eskiden beri kaktüs evlerimizde nenelerimizin pencere kenarlarında olurdu frenk yemişi, deve tabanı vb. ithal geliyor ve çok pahalıya satılıyor. Türkiye de her şey gibi bitkide yetiştirmiyoruz Hollanda dan ithal ediyoruz yada yabancı yatırımcı geliyor bur da bir sera kuruyor, yatırım yaptığı için devletten inanılmaz destekler alıyor. Biz üçümüzde üniversite mezunuyuz, kendi alanlarımızda iş imkanı bulamadığımızdan bu işle uğraşıyoruz.
-Ayça Demir Alman dili ve edebiyatı, Gökçen Biner Hukuk Fakültesi, Utku Basıl Petrol ve doğal mühendisliği eğitimi almışlar fakat Sanat bahçesinde taş tozundan saksılar yapıp çiçeklendirip bu şekilde yaşamlarını sürdüren üniversiteli genç zanaatkarlar.
Sena PALA
Minyatür atölyesi
2005 de Güler Eroğlu’ndan ders alarak resme başladım hep hayalimdi. Üç yıl resim sanatı üzerine akademik ders verdi, karakalem suluboya yağlı boya dallarında, karma sergiler açtık birlikte. Mandala yapmaya başladım ve fark ettim ki ince işleri seviyorum. Daha sonra Güler hocam tüm öğrencilerini Olgunlaşma enstitüsüne götürdü Minyatür e başlamam bu şekilde oldu. Minyatürde Şenay Bostancı’yla çalıştık. Minyatür sanatında huzuru, dinginliği, sabrı buldum. Minyatür tekniğiyle her şeyi resmede bilirsiniz, incecik fırçalarla minik detaylar çalışıyorsun gerçekten muhteşem ve keyifli bir sanat dalı.Bence, daha çok olgunlaşmış insanlar merak sarıyor minyatüre, dinginlik ve sakinlik istediğiniz yaşlarda tamda. Gençlerin ilgi duyması lazım geleneksel sanatlara, kaybolup, yok olup gitmemeleri ve kültürünüzde olan zanaat dallarını modernize edip bir başka kuşağa aktarmak için. Resim sanatını istediğiniz her ekolde çalışabilir siniz ama minyatür sanatını hem klasik hem de modern şekilde çalışabilirsin. Yolun başında olduğuma inanıyorum eğitim şart ama ve eğitimin sınırı yok, aklınızı ve elini birbirine tam motive etmeniz gerek.
Sanat bahçesiyle tanışmanı nasıl oldu?
Tesadüfen sanat bahçesi üyesi bir arkadaşın kızı Sevinç hanımla, başka bir iş için görüşmemiz sırasında bilgi sahibi oldum. Sanat bahçesini daha evvel duymama rağmen bir türlü gelememiştim. Geldim ortam, atmosfer muhteşem, dostluklar, arkadaşlıklar sımsıcak insanlar, her kez kendi el emeği ve hayal dünyasını harmanlayarak bir şeyler üretiyor ve dayanışma inanılmaz. El emeği ülkemizde değer görmeyen ötelenen bir alan ve sanat çok fazla değersiz. Zaten hayalimdi atölye vardı, insanlara tezhibi , minyatürü unutturmamak insanlara ve turistlere tanıtmak en büyük amacımdı. Her birimiz Türkiye için bir kültür elçisiyiz aslında, hepimiz bir ucundan tutabiliriz Eski Çağ Dilleri okuduğum için benim için tarih çok önemli. Bir projem var, Antalya’nın tarihi ve turistik yerleri minyatürleştirip hem tarihi zenginliklerimizi tanıtmak hem de minyatür sanatını tanıtmak istiyorum bu yolla. Tarihimize sahip çık mak ve bu topraklardan hangi kültür gelip geçmişse hepsine sahip tanıtmak gerektiğine inanıyorum. Anadolu bir medeniyetler ve uygarlıklar beşiğidir, bu kültürlere sahip çıkıp korumamız gerekiyor. Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar renkli bir kültür mozaiğine bir arada rastlamak mümkün değil. Kültürümüze sahip çıkalım bu kültür bizi bir arada tutan en büyük değer.
Egolarımızdan sıyrılalım. Sanatçı dediğimiz egolarından sıyrılır, sanatçının dili, dini, ırkı ,sınırları yoktur o hep evrensel bakandır. Sanatçı toparlayıcı olandır, sorunlara sahip çıkan bir duruş sergileyen, haksızlığa karşı durandır. Öğrenme serüveni hiç bitmeyendir.