Teşekkürler

10 günlük izinin ardından yeniden yazı yazmak güzel bir duygu. Kısa bir ayrılıktan sonra size ‘merhaba’ demek kelimelerle tarif edilemez. Hep barış içinde olmak dileğiyle hepinize yeniden merhaba.

Gelelim bugünkü konumuza.

Malumunuz benim ilgi alanım spor.

Dolayısıyla bugün yine spor, daha doğrusu Antalyaspor’u ele alacağım.

Antalyaspor, flaş transferler, tartışmalı kongre sürecinin ardından geçen hafta Başakşehir maçıyla bir yıl aradan sonra yeniden Süper Lig’de boy gösterdi.

Kırmızı beyazlı ekip, dünya yıldızı Samuel Eto’o’nun attığı iki şık golle sezona 3 puanla başladı. Haliyle gözler ikinci hafta oynanacak olan Gençlerbirliği maçına çevrildi. Sahasındaki ilk maçta Antalyaspor nasıl bir sonuç alacaktı. Galip gelip ilk maçtaki başarının tesadüf olmadığını mı gösterecekti yoksa tökezleyecek miydi? Bu soruların yanıtını herkes gibi ben de merak ediyordum.

Kadroyu elime aldığımda tedirgin olmadım desem yalan olur. Teknik Direktör Yusuf Şimşek hepimizi şaşırtan bir on bir sürdü sahaya. Savunma ağırlıklı kadro ilk yarıda hem gol yedi, hem de bol pozisyon verdi. Ancak hatasını erken fark eden Yusuf Hoca, ikinci yarıda Serdar Özkan, Mbilla ve Emre Akbaba’yı oyuna sürerek doğru bir hamle yaptı. Serdar Özkan asist yaparak, Mbille gol atarak, Emre Akbaba ise 10 numara görevini yaparak maçı çevirdi desek abartmış olmayız.

Özetle 3 futbolcunun oyuna katkısı kısa sürede kendini gösterdi ve Antalyaspor, önce beraberliği ardından da iki farklı skoru yakaladı. Son 15 dakikada bulduğu 3 golle 3 puana ulaşan kırmızı beyazlı takım, böylelikli ilk haftaki galibiyetin de tesadüf olmadığını bize gösterdi. Ancak şans her zaman size gülmeyebilir. Önceki günkü maçta Gençlerbirliği bireysel hatalar yapmasaydı bugün galibiyeti değil mağlubiyeti konuşuyor olabilirdik.

Süper Lig’e yeni çıkmış bir takımın ilk iki maçını kayıpsız geçip puan cetvelinde averajla ikinciliğe oturması küçümsenecek bir olay değil. Antalyalılara bu sevinci yaşatanlara teşekkür ederim.