Toplu ulaşımda ‘Akaydın çizgisi’..
Neymiş bu “yeni sistem”?
Bir “havuz sistemi” kurulup, dolmuş ve otobüs için “güzergah tercihi” korkusu bırakılmayacakmış..
Lastik tekerlekli araçlar için “gövde, ana, çevre ve besleme” hatlar oluşturulacakmış..
Tramvay güzergahında dolmuş ve otobüs çalıştırılmayacakmış..
Halkkart ile de sistem kontrol altında tutulacakmış..
…
Millet bunu okuyunca ne der?
“Bravo Hoca’ya be..
Antalya’nın toplu ulaşımına neşteri vuruverdi vallahi..
Artık rahat edeceğiz..”
Oysa..
Akaydın’ın bu söylediklerini 15 yıldır biz yüzlerce kez yazdık, söyledik, tartıştık..
Dolmuş ve otobüs esnafıyla kavgalar ettik..
Hatta “ölümle tehdit” edildik..
Yani..
Hoca “yeni bir şey” söylemiyor..
Ve ulaşım esnafını –galiba- tanımıyor..
…
Öte yandan..
Yaptığı açıklamanın içinde, “kent merkezine artık dolmuşlar giremeyecek” şeklinde bir ifade göremedim..
Demek ki..
660 adet dolmuş, yine kent merkezi dediğimiz bölgede olacak..
Bu durumda..
“Havuz sistemi” de koysan, hatları 4 gruba da ayırsan fark etmez..
Ulaşımda “tıkanıklık” yine sürer gider..
…
Büyükşehir’lere bir bakın..
Ankara’da, İzmir’de, Eskişehir’de, İstanbul’da “kent merkezi” denilen yerlerde sadece halk otobüsü, tramvay, metro çalışır..
Dolmuşlar ise sadece kenar semtlerden merkezin sınırına kadar yolcu getirir, oradan da yolcu alır o kadar..
Örneğin.. Antalya’da çevre yolundan (Gazi Bulvarı), eski mezbahadan, Üniversite’nin önünden (Dumlupınar Bulvarı) içeriye (merkeze) dolmuşlar asla sokulmamalıdır..
Kent merkezinde halk otobüslerine “ring sefer” yaptırılarak sadece 160 araç trafiğe sokulmuş olur..
…
Ayrıca..
Antalya’da lastik tekerlekli araçlar için uygulanan güzergah uygulamasını (hat sistemi) Türkiye’nin hiçbir yerinde göremezsiniz..
Lara’dan Yeni Sanayi’ye neredeyse bütün semtleri dolaşarak gidebiliyorsunuz..
5 M Migros önünden Muratpaşa Camii’ne gelebilmek için en az 5 mahalle dolaşmak zorunda kalıyorsunuz..
Yani..
10 dakikalık yolu 35-40 dakikada alabiliyorsunuz..
Bu arada kavşaklar tıkalı değilse tabii..
Antalya gibi bir “turizm kenti”nde toplu ulaşımın manzarası bu maalesef..
Ve..
Akaydın’ın “uygar ve kaliteli” ulaşım sisteminde bu küçük, ama önemli ayrıntı yok..
…
Bunları yazınca..
“Millet 2-3 kez dolmuş-otobüs parası mı versin” gibi itirazlar geliyor..
Hayır, tabii ki 2-3 kez dolmuş-otobüs parası verilmeyecek..
Yarım saat içinde bir araçtan diğerine bindiğinizde ikinci veya üçüncü ücret alınmayacak..
Halkçı Başkan, “Halkkart”ı bunun için kurmadı mı?
…
Diğer taraftan..
Tramvay güzergahında lastik tekerlekli araçların çalıştırılmaması gerekiyor..
Zaten, tramvayın amacı bu..
Projenin sahibi Menderes Türel bunu defalarca söyledi..
Ama..
Akaydın dinlemedi..
Şimdi de (sanki yeni bir şey bulmuş gibi) “güzergahta dolmuş otobüs çalıştırılamayacak” şeklinde açıklamalar yapıyor..
Açıklamayı duyunca da..
2 yıldır o yollarda çekilen çileleri düşünüp acı acı gülüyor insan tabii..
…
“Halkkart ile sistemin kontrol altında tutulacağı” konusuna gelince..
Halkkart daha kendini kontrol edemez durumda iken..
Topladığı paralar için fiş-fatura veremez iken..
Havuz’daki paraların hesabını nasıl yapacak?
Toplu ulaşım sistemini nasıl kontrol altında tutacak?
Bu da ayrı bir handikap..
…
Özetle..
Akaydın’ın açıkladığı o “uygar ve kaliteli ulaşım sistemi” bana pek inandırıcı gelmedi..
Tıpkı partisinin “her kadına maaş” gibi, “2B’yi çözme sözü” gibi bir “seçim vaadi”ne benziyor..
Söylediklerini keşke yapsa..