Bilinçli tüketici ve bilinçli toplum olma yolunda bir katkımız olursa Tüketici Başvuru Merkezi görevini yapmış demektir.
UZMAN EKİBİMİZ
Köşemize destek veren Uzman Ekibimiz’den
-Av. İbrahim Güllü,
-Ferruz Mutlucan,
-Ahmet Turan Çetindere,
-Özgür Bükcüoğlu,
-Mehmet Tulga Düldül,
-Av. Seyfullah Yıldırım,
-Ahmet Saki Mertoğlu’na teşekkür ederiz.
SORULARLA TÜKETİCİ HAKLARI
Soru :Parkmetre uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte midir?
6502 sayılı Kanun’un “Kuruluşu ve görev alanı” başlıklı 66 ncı maddesi uyarınca tüketici hakem heyetleri, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulmuştur.
Kanun’un, “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde: “Tüketici işlemi” mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi; “Sağlayıcı” kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanun’un, “Başvuru” başlıklı 68 inci maddesi uyarınca, her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere, o yıl için tespit ve ilan edilen parasal sınırlar altında kalan tüketici uyuşmazlıkları için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılması zorunlu olup, Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin “Görev alanı” başlıklı 6 ncı maddesi gereğince, görevli tüketici hakem heyetinin tespitinde başvuru tarihindeki parasal sınırlar dikkate alınmaktadır.
6502 sayılı Kanun'un “Kuruluşu ve görev alanı” başlıklı 66 ncı, “Başvuru” başlıklı 68 inci maddeleri ile Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin “Görev alanı” başlıklı 6 ncımaddelerinde, 6502 sayılı Kanun’un uygulanmasından kaynaklanan ve aynı Kanun’un “Başvuru” başlıklı 68 inci maddesinde düzenlenen parasal sınırların altında kalan tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin başvuruların, tüketici hakem heyetleri tarafından kabul edilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu hükme bağlanmış ve bahsi geçen maddelerde tüketici, satıcı veya sağlayıcı ayrımı yapılmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, belediye başkanlıkları ile imzalanan kira sözleşmesi uyarınca yapılan parkmetre uygulamasının bir hizmet ve hizmeti verenin sağlayıcı olduğu; araç sahibinin tüketici olması şartıyla, kira konusu yere park edilmesinin tüketici işlemi kapsamına girdiği; kira konusu yere park edilmesi nedeniyle araç sahibi adına tahakkuk ettirilen ödenmemiş parkmetre borcuna ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün tüketici hakem heyetlerinin görev alanına girdiği değerlendirilmektedir.
Soru :İstenmeyen ticari elektronik iletilerin iptali talebi tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte midir?
Bilindiği üzere, ticari elektronik iletiler 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’la düzenlenmiş olup, adı geçen Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde “ticari elektronik ileti”, telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
6563 sayılı Kanun’un,“Ticari elektronik ileti gönderme şartı” başlıklı 6 ncı maddesinde, ticari elektronik iletilerin, tüketici alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebileceği; bu onayın, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabileceği; kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla tüketici alıcının iletişim bilgilerini vermesi hâlinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişikliğe, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmayacağı;
“Alıcının ticari elektronik iletiyi reddetme hakkı” başlıklı 8 inci maddesinde, alıcıların diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilecekleri; hizmet sağlayıcının ret bildiriminin, elektronik iletişim araçlarıyla kolay ve ücretsiz olarak iletilmesini sağlamakla ve gönderdiği iletide buna ilişkin gerekli bilgileri sunmakla yükümlü olduğu; talebin ulaşmasını müteakip hizmet sağlayıcının üç iş günü içinde alıcıya elektronik ileti göndermeyi durduracağı;
“Bakanlık yetkisi” başlıklı 11 inci maddesinde, Bakanlığımızın 6563 sayılı Kanun’un uygulanması ve elektronik ticaretin gelişimiyle ilgili her türlü tedbiri almaya ve denetimi yapmaya ve ticari elektronik ileti onaylarının alınmasına ve reddetme hakkının kullanılmasına imkân tanıyan bir elektronik sistem kurmaya veya kurdurmaya yetkili olduğu; alıcılar tarafından reddetme hakkının bu sistem üzerinden kullanılacağı; sistemin kurulması, onayların sisteme aktarılması, saklanması, reddetme hakkının sistem üzerinden kullanılması ve sistemin işleyişine ilişkin diğer usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir.
6563 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan “Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik”in, “Şikayet” başlıklı 14 üncü maddesinde, istenmeyen ticari elektronik iletilere ilişkin şikayet başvurularının, elektronik ortamda e-Devlet kapısı veya Bakanlığın internet sitesi üzerinden veyahut yazılı olarak şikâyetçinin ikametgâhının bulunduğu yerdeki il müdürlüğüne yapılacağı belirtilmiş, ticari elektronik iletilere ilişkin şikâyet başvurularına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Diğer taraftan adı geçen Yönetmelik kapsamında istenmeyen ticari elektronik iletilere ilişkin şikayet başvurularının alınabilmesine imkan tanıyan Ticari Elektronik İleti Şikayet Sistemi (https://tiss.gtb.gov.tr) oluşturularak e-Devlet sistemine entegrasyonu tamamlanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, istenmeyen ticari elektronik iletilerin iptali taleplerinin tüketici hakem heyetinin görev alanına girmediği değerlendirilmektedir.
İndirim kampanyalarındaki aldatmaya dikkat
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, dünyayla beraber Türkiye'yi de saran büyük indirimlerin yapıldığı çılgın alışveriş kampanyalarının çoğunun tüketicinin zaaflarını suistimal ettiğini söyledi. Ağaoğlu, iki gündür devam eden '11.11' ve 'Efsane Cuma' olarak bilinen Kasım ayı indirimlerinin de aldatmacadan ibaret olduğunu söyledi.
Ağaoğlu, “Çoğu mağazanın indirim dönemlerinde, önce ürünlerin fiyatını artırıp sonra indirim uygulayarak tüketiciyi aldattığını, dürüst esnafın da bu nedenle töhmet altında kaldığını” belirtti. Ağaoğlu; "Yok 11.11 diye bir şey. 11.11 bahane. Aslında önce ‘bindirim’, sonra indirim var, tüm senenin bir bahane ile indirim kampanyalarıyla geçtiğini” belirterek, "Ayın birinci günü indirim, sezon başladı indirim, sezon bitiyor indirim, yılbaşı geldi, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü, 365 gün bakın vitrinlere; indirimsiz etiket göremezsiniz. Satıcılar bizim bir zaafımızı gördüler. O zaafımız, marka düşkünlüğümüz. Özellikle marka ürünlerde 70 liralık ürün 200 liradan aşağı satılmıyor. Onun da fiyatını önce 400 lira yapıp, sonra 200'e indirdikleri zaman tüketici olarak hepimizin dikkatini çekiyor ve biz o ağa gidip takılıyoruz" diyerek tüketicilere uyarılarda bulundu. .
Tüketicinin bu durum karşısında haklarını da anlatan Ağaoğlu; çarşıda, pazarda, AVM'lerde vs 365 gün indirimle karşı karşıyayız. Tüketiciler kanunun kendisini koruduğunun bilinciyle yalancı indirme kanmasınlar. Tüketici kanununda da bu hususta ciddi düzenlemeler var. Öyle aldatıcı indirim yapıp da tüketiciyi kandırmak mümkün değil. Bu noktada tüketiciler bilinçli ve dikkatli olsunlar. Gerçek indirimin kanıtı, daha önce yüksek fiyatlı ürünün satıldığını satıcının kanıtlayabilmesidir. Nitekim tüketici kanununun 54'üncü maddesi üçüncü fıkrası da burada ispat yükümlülüğünü satıcıya yüklemiş durumda. Satıcının etikete kendi yazdığı fiyat, ispat belgesi sayılamaz. Tüketici şayet indirimli yazılan fiyatın yüksek olduğu kanaatinde ise satıcıdan o ürünün indirimsiz fiyatını kanıtlanmasını istesin. Bu nasıl kanıtlanır? Satıcı der ki ben bundan geçen hafta, yüksek fiyattayken beş tane sattım, bunlar da faturası. Böyle bir ispat belgesi yoksa, tüketici satıcıdan o indirimli denilen fiyat üzerinden indirim yapmasını talep edebilir, bu talebi kabul görmediği takdirde 8 bin 480 liraya kadar tüketici hakem heyetlerinde hak arayabilirler. Tüketici hakem heyetine başvuru artık zor değil. İnternet üzerinden de başvuru olabiliyor. Kaymakamlıklara veya illerde Ticaret İl Müdürlüklerine giderek ücret ödemeden başvurmak mümkün. Üstelik tüketici hakem heyetlerinin verecekleri kararlar da mahkeme karar hükmündedir.
Kendisinin de aynı sorunla karşılaştığını belirten Aydın Ağaoğlu, hakkını nasıl aradığını şu cümlelerle anlattı:
"Cep telefonuma gelen yüzde 70'e varan indirim mesajı ile ünlü bir mağazaya ceket almaya gittim. Kasada bin 400 lira dediler. İndirimi nerede diye sorduğumda 4 bin 45 liradan bin 400 liraya indirdiklerini söylediler. O halde dedim, tüketici kanuna göre siz bunu daha evvel 4 bin 45 liradan sattığınızı kanıtlayın. Kanıtlayamazsanız bana bin 400 lira üzerinden yüzde 65 indirim yapmak zorundasınız. Nitekim kanıtlayamadılar, etikete yazmışlar 4 bin 45 TL, üzerini çizmişler, tek kanıtları bu. Ben tüketici hakem heyetine internet üzerine başvurumu yaptım, 40 gün sonunda bana karar geldi, o kararla 915 liramı geri aldım. İşini dürüst yapan, gerçek indirim yapan satıcılar da arada kaynıyor. Çünkü tüketici onlara da şüpheyle bakıyor."
Tüketici Başvuru Merkezi: Tüketicinin DostuHazırlayan: Av. İbrahim GÜLLÜ
UZMAN EKİBİMİZ
Köşemize destek veren Uzman Ekibimiz’den
-Av. İbrahim Güllü,
-Ferruz Mutlucan,
-Ahmet Turan Çetindere,
-Özgür Bükcüoğlu,
-Mehmet Tulga Düldül,
-Av. Seyfullah Yıldırım,
-Ahmet Saki Mertoğlu’na teşekkür ederiz.
SORULARLA TÜKETİCİ HAKLARI
Soru :Parkmetre uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte midir?
6502 sayılı Kanun’un “Kuruluşu ve görev alanı” başlıklı 66 ncı maddesi uyarınca tüketici hakem heyetleri, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulmuştur.
Kanun’un, “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde: “Tüketici işlemi” mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi; “Sağlayıcı” kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanun’un, “Başvuru” başlıklı 68 inci maddesi uyarınca, her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere, o yıl için tespit ve ilan edilen parasal sınırlar altında kalan tüketici uyuşmazlıkları için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılması zorunlu olup, Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin “Görev alanı” başlıklı 6 ncı maddesi gereğince, görevli tüketici hakem heyetinin tespitinde başvuru tarihindeki parasal sınırlar dikkate alınmaktadır.
6502 sayılı Kanun'un “Kuruluşu ve görev alanı” başlıklı 66 ncı, “Başvuru” başlıklı 68 inci maddeleri ile Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin “Görev alanı” başlıklı 6 ncımaddelerinde, 6502 sayılı Kanun’un uygulanmasından kaynaklanan ve aynı Kanun’un “Başvuru” başlıklı 68 inci maddesinde düzenlenen parasal sınırların altında kalan tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin başvuruların, tüketici hakem heyetleri tarafından kabul edilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu hükme bağlanmış ve bahsi geçen maddelerde tüketici, satıcı veya sağlayıcı ayrımı yapılmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, belediye başkanlıkları ile imzalanan kira sözleşmesi uyarınca yapılan parkmetre uygulamasının bir hizmet ve hizmeti verenin sağlayıcı olduğu; araç sahibinin tüketici olması şartıyla, kira konusu yere park edilmesinin tüketici işlemi kapsamına girdiği; kira konusu yere park edilmesi nedeniyle araç sahibi adına tahakkuk ettirilen ödenmemiş parkmetre borcuna ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün tüketici hakem heyetlerinin görev alanına girdiği değerlendirilmektedir.
Soru :İstenmeyen ticari elektronik iletilerin iptali talebi tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte midir?
Bilindiği üzere, ticari elektronik iletiler 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’la düzenlenmiş olup, adı geçen Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde “ticari elektronik ileti”, telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
6563 sayılı Kanun’un,“Ticari elektronik ileti gönderme şartı” başlıklı 6 ncı maddesinde, ticari elektronik iletilerin, tüketici alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebileceği; bu onayın, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabileceği; kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla tüketici alıcının iletişim bilgilerini vermesi hâlinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişikliğe, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmayacağı;
“Alıcının ticari elektronik iletiyi reddetme hakkı” başlıklı 8 inci maddesinde, alıcıların diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilecekleri; hizmet sağlayıcının ret bildiriminin, elektronik iletişim araçlarıyla kolay ve ücretsiz olarak iletilmesini sağlamakla ve gönderdiği iletide buna ilişkin gerekli bilgileri sunmakla yükümlü olduğu; talebin ulaşmasını müteakip hizmet sağlayıcının üç iş günü içinde alıcıya elektronik ileti göndermeyi durduracağı;
“Bakanlık yetkisi” başlıklı 11 inci maddesinde, Bakanlığımızın 6563 sayılı Kanun’un uygulanması ve elektronik ticaretin gelişimiyle ilgili her türlü tedbiri almaya ve denetimi yapmaya ve ticari elektronik ileti onaylarının alınmasına ve reddetme hakkının kullanılmasına imkân tanıyan bir elektronik sistem kurmaya veya kurdurmaya yetkili olduğu; alıcılar tarafından reddetme hakkının bu sistem üzerinden kullanılacağı; sistemin kurulması, onayların sisteme aktarılması, saklanması, reddetme hakkının sistem üzerinden kullanılması ve sistemin işleyişine ilişkin diğer usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir.
6563 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan “Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik”in, “Şikayet” başlıklı 14 üncü maddesinde, istenmeyen ticari elektronik iletilere ilişkin şikayet başvurularının, elektronik ortamda e-Devlet kapısı veya Bakanlığın internet sitesi üzerinden veyahut yazılı olarak şikâyetçinin ikametgâhının bulunduğu yerdeki il müdürlüğüne yapılacağı belirtilmiş, ticari elektronik iletilere ilişkin şikâyet başvurularına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Diğer taraftan adı geçen Yönetmelik kapsamında istenmeyen ticari elektronik iletilere ilişkin şikayet başvurularının alınabilmesine imkan tanıyan Ticari Elektronik İleti Şikayet Sistemi (https://tiss.gtb.gov.tr) oluşturularak e-Devlet sistemine entegrasyonu tamamlanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, istenmeyen ticari elektronik iletilerin iptali taleplerinin tüketici hakem heyetinin görev alanına girmediği değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ GÜNDEMİ
İndirim kampanyalarındaki aldatmaya dikkat
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, dünyayla beraber Türkiye'yi de saran büyük indirimlerin yapıldığı çılgın alışveriş kampanyalarının çoğunun tüketicinin zaaflarını suistimal ettiğini söyledi. Ağaoğlu, iki gündür devam eden '11.11' ve 'Efsane Cuma' olarak bilinen Kasım ayı indirimlerinin de aldatmacadan ibaret olduğunu söyledi.
Ağaoğlu, “Çoğu mağazanın indirim dönemlerinde, önce ürünlerin fiyatını artırıp sonra indirim uygulayarak tüketiciyi aldattığını, dürüst esnafın da bu nedenle töhmet altında kaldığını” belirtti. Ağaoğlu; "Yok 11.11 diye bir şey. 11.11 bahane. Aslında önce ‘bindirim’, sonra indirim var, tüm senenin bir bahane ile indirim kampanyalarıyla geçtiğini” belirterek, "Ayın birinci günü indirim, sezon başladı indirim, sezon bitiyor indirim, yılbaşı geldi, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü, 365 gün bakın vitrinlere; indirimsiz etiket göremezsiniz. Satıcılar bizim bir zaafımızı gördüler. O zaafımız, marka düşkünlüğümüz. Özellikle marka ürünlerde 70 liralık ürün 200 liradan aşağı satılmıyor. Onun da fiyatını önce 400 lira yapıp, sonra 200'e indirdikleri zaman tüketici olarak hepimizin dikkatini çekiyor ve biz o ağa gidip takılıyoruz" diyerek tüketicilere uyarılarda bulundu. .
Tüketicinin bu durum karşısında haklarını da anlatan Ağaoğlu; çarşıda, pazarda, AVM'lerde vs 365 gün indirimle karşı karşıyayız. Tüketiciler kanunun kendisini koruduğunun bilinciyle yalancı indirme kanmasınlar. Tüketici kanununda da bu hususta ciddi düzenlemeler var. Öyle aldatıcı indirim yapıp da tüketiciyi kandırmak mümkün değil. Bu noktada tüketiciler bilinçli ve dikkatli olsunlar. Gerçek indirimin kanıtı, daha önce yüksek fiyatlı ürünün satıldığını satıcının kanıtlayabilmesidir. Nitekim tüketici kanununun 54'üncü maddesi üçüncü fıkrası da burada ispat yükümlülüğünü satıcıya yüklemiş durumda. Satıcının etikete kendi yazdığı fiyat, ispat belgesi sayılamaz. Tüketici şayet indirimli yazılan fiyatın yüksek olduğu kanaatinde ise satıcıdan o ürünün indirimsiz fiyatını kanıtlanmasını istesin. Bu nasıl kanıtlanır? Satıcı der ki ben bundan geçen hafta, yüksek fiyattayken beş tane sattım, bunlar da faturası. Böyle bir ispat belgesi yoksa, tüketici satıcıdan o indirimli denilen fiyat üzerinden indirim yapmasını talep edebilir, bu talebi kabul görmediği takdirde 8 bin 480 liraya kadar tüketici hakem heyetlerinde hak arayabilirler. Tüketici hakem heyetine başvuru artık zor değil. İnternet üzerinden de başvuru olabiliyor. Kaymakamlıklara veya illerde Ticaret İl Müdürlüklerine giderek ücret ödemeden başvurmak mümkün. Üstelik tüketici hakem heyetlerinin verecekleri kararlar da mahkeme karar hükmündedir.
Kendisinin de aynı sorunla karşılaştığını belirten Aydın Ağaoğlu, hakkını nasıl aradığını şu cümlelerle anlattı:
"Cep telefonuma gelen yüzde 70'e varan indirim mesajı ile ünlü bir mağazaya ceket almaya gittim. Kasada bin 400 lira dediler. İndirimi nerede diye sorduğumda 4 bin 45 liradan bin 400 liraya indirdiklerini söylediler. O halde dedim, tüketici kanuna göre siz bunu daha evvel 4 bin 45 liradan sattığınızı kanıtlayın. Kanıtlayamazsanız bana bin 400 lira üzerinden yüzde 65 indirim yapmak zorundasınız. Nitekim kanıtlayamadılar, etikete yazmışlar 4 bin 45 TL, üzerini çizmişler, tek kanıtları bu. Ben tüketici hakem heyetine internet üzerine başvurumu yaptım, 40 gün sonunda bana karar geldi, o kararla 915 liramı geri aldım. İşini dürüst yapan, gerçek indirim yapan satıcılar da arada kaynıyor. Çünkü tüketici onlara da şüpheyle bakıyor."
Tüketici Başvuru Merkezi: Tüketicinin DostuHazırlayan: Av. İbrahim GÜLLÜ