Türk Tarımı Dijital Tarıma Geçiş Yapabilecek mi? 

Dünya gündemini takip etmeye çalışanların rahatlıkla görebilecekleri paylaşımlardan birisi de gelecekte birçok meslek dallarının ortadan kalkmasıdır. Aslında bu yeni bir görüş değil. Teknolojiyi takip edenlerin 15-20 yıl öncesinden görebilecekleri bir durum.  

Bu süreç oldukça da kısalmış durumda. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir değerlendirme yazısında önümüzdeki 5 yılda birçok meslek dalını zor günler beklediği ifade ediliyor. Yani yeni teknolojik gelişmeler insanların işini yapacak. Yapay zeka tanımlamasıyla konu kavramlaştırılmaya çalışılıyor.  

Gelecekte önemini kaybetmeden devam edecek meslek dallarından birisinin de ziraat mühendisliği olduğunu düşünüyorum. Diğer bir ifade ile insan oldukça beslenme olacak, beslenme oldukça da tarımsal üretim devam edecek. Tarımsal üretim varsa ziraat mühendisliği de işini yapmaya devam edecek.  

Ancak her ziraat mühendisi mi, sorgulamak gerekiyor. Sadece diploma için okuyan ziraat mühendisleri ya da klasik ürün pazarlama için diploma peşinde olanların vb. durumlardakilerin işlerinin zor olduğunu belirtmek gerekiyor.  

Tarım sektörünün dijitalleşmesi için sürekli yeni çalışmalar ve desteklemelere devam ediliyor. Bunun adına akıllı tarım da diyoruz.  

Türk çiftçisini akıllı tarıma nasıl geçirebileceğiz diye düşünmeden edemiyorum. Mevcut tarım sektörü yapımızla bunu başarabilmek zor görünüyor.  

Tarımda kullanılmak üzere geliştirilen muazzam tarım teknolojilerine rağmen kullanılabilirliği çok az. Büyük işletmelerde ya da kazancı yüksek işletmelerde kullanımı daha yaygın. Ancak sektörünün geneline bakıldığı zaman bizde küçük işletmeler hakim. Bu da ekonomik olarak zayıflığı gösteriyor.  

 

Dijital tarıma geçişi zorlaştıracak konuları başlıklar halinde ifade edecek olursak:  

-Teknolojik ürünlerin birçoğu ithal ediliyor. Haliyle şu ortamda oldukça pahalı durumdalar. Ucuzları ise güveni zedeliyor.  

-İşletmeler küçük olduğu için yeterli ekonomik güç elde edilemiyor. Bu da yatırımları azaltıyor.  

-Açık alandan ziyade seracılık sektöründe dijital tarımın yaygınlaşması yüksek potansiyele sahip. Sera alanlarında sulama sistemlerini tam olarak otomasyona geçiremedik. Teknolojiye bağlı diğer uygulamaları kolayca elde etmek oldukça zor.  

-Sulama ve gübreleme sistemi otomasyona geçiremeyen üreticiler karbondioksit gübrelemesi, topraktaki mineral kontrolü, terleme, seraların sensörlere bağlı açılıp kapanmasını sağlayacak teknolojiyi nasıl sağlayacaklar? Bunların sebepleri akıllıca irdelenmeli.  

-Çiftçilerimizin yaş ortalaması artık yüksek. Bu da teknolojiye ayak uydurabilmeyi zorlaştırıyor. Teknolojinin kullanımını sağlamak da ayrı bir iş.  

- Kış aylarında hava sıcaklıklarını kontrol etmek için asılan dijital termometrelere güvenmeyen çiftçi diğer teknolojilere nasıl evet diyecek? Yani çöp durumundaki bazı dijital aygıtları da denetlemek gerekiyor. En zayıf noktamız ise uygun denetim.  

-Ekonomik belirsizlik içinde üretime devam eden çiftçi yatırama cesaret edemez. Ekonomik belirsizlikler en aza indirilebilmeli.  

-Çiftçilerimiz ortak hareket edebilme koşulları üzerinde çalışılmalı. Arazileri birleştirilemese bile akılların birleştirilmesinin bir yolu bulunmalı.  

Velhasıl mevcut haldeki üretim sistemi, kontrolü, denetimi, girdi temini vesaire alt yapı ile dijital tarıma geçişimiz kolay olmayacaktır.