Türk Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Oğuz Öztürk, ücretli öğretmenlerle ilgili araştırma sonuçlarını açıklayarak, “Türk Eğitim-Sen, her yıl olduğu gibi 2021-2022 eğitim-öğretim yılında da ülkemizde ücretli öğretmen sayılarını araştırdı. Genel Merkezimizin 81 il valiliğinden istediği bilgiler neticesinde ülkemizde 2021 yılında ücretli öğretmen sayısının pandemiden bu yana en yüksek noktaya ulaştığı tespit edildi. 81 ilden gelen veriler doğrultusunda ülkemizdeki ücretli öğretmen sayısı 69 bin 326 idi. Geçen yıldan bu yana ücretli öğretmen sayısında 16 bin 187 artış olması çok dikkat çekicidir. İstanbul’u 5 bin 19 ile Ankara takip etmektedir. Türk Eğitim-Sen varsa umut vardır, Türk Eğitim-Sen varsa çözüm vardır” dedi.
Yüksek olduğu iller
Ücretli öğretmen sayısının yüksek olduğu diğer illeri sıralayan Öztürk, “Bursa 3 bin 881, Şanlıurfa 3 bin 217, İzmir 3 bin 303, Kocaeli 2 bin 285, Gaziantep 2 bin 447, Antalya 1.840, Tekirdağ 1.610, Diyarbakır 1.562, Mersin 1.370, Hatay 1.265, Manisa 1.184, Kahramanmaraş 1.118, Mardin 1.111. Antalya’da görev yapan 1.840 ücretli öğretmenin 1.077’si eğitim fakültesi, 647’si lisans, 116’sı ön lisans mezunudur. Bursa’da görev yapan 3 bin 881 ücretli öğretmenin 1.532’si eğitim fakültesi, 2 bin 214’ü lisans, 135’i ön lisans mezunudur.
Gelinen noktada yapılması gereken; 2022 yılında en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılmasıdır. Norm açığının 120 bine, ücretli öğretmen sayısının 86 bine yaklaştığı bu zamanda yapılan 15 bin atama ile sorun çözülemeyecektir. Hele ki, eğitim fakültesi mezunu olmayan, hatta yüksek okul mezunu ücretli öğretmenlerle eğitim hizmeti vermek yeni sorunlara neden olmak demektir” diye konuştu.
Eğitimde tasarruf olmaz
Eğitime yapılacak öncelikli yatırımlara dikkat çeken Öztürk, “Şu gerçek unutulmamalıdır ki, eğitimde tasarruf olmaz. Eğitime yapacağımız yatırım ve ayıracağımız kaynak doğrudan ülkemizin geleceğini inşa eden bir husustur. Eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonu da öğretmendir. Sınıfta öğretmeniniz yoksa eğitime yapacağınız diğer yatırımların pek bir anlamı kalmayacaktır. Dolayısıyla eğitime yapılacak öncelikli yatırım ve alınacak öncelikli tedbir, öğretmen açığını gidermek olmalıdır. Öte yandan neredeyse asal öğretmen istihdam modeli haline gelmiş olan ücretli öğretmenlerimizin aldıkları ücretler de kabul edilebilir değildir. Bu arkadaşlarımızın tamamı, asgari ücretin dahi yarısı kadar bir aylıkla görev yapmaktadırlar. Bu durum, öğretmenlik hizmetinin haysiyetiyle de bağdaşır bir tablo değildir. Bu emek sömürüsü sonlandırılmalı, tüm öğretmenlerimiz, mesleğin saygınlığına ve insan haysiyetine yakışır ücretleler çalıştırılmalıdır. Ayrıca bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliğin ‘ücretli’ unvanıyla anılması da doğru değildir. Bu konuda da MEB tedbir geliştirmeli ve elzem durumlarda görevlendirilen bu öğretmenlerimizi 657 Sayılı DMK’ya dayalı olarak ‘vekil öğretmen’ unvanıyla çalıştırmalıdır” diye konuştu.
Üniversitelerde kadro problemi
Üniversitelerdeki kadro problemine dikkat çeken Başkan Öztürk, “YÖK Genel Kurulu’nun almış olduğu kararlar ile üniversitelerin kadro problemlerinde nispi oranda bir rahatlama sağlanacaktır. Fakat öğretim görevliliğinden ve araştırma görevliliğinden öğretim üyeliğine ilk geçişte uygulanan sınırlama hala devam etmektedir. Yapılan düzenlemeyle, yeni kurulan üniversitelere yeni doktor öğretim üyesi kadrosunda sınırlamanın kaldırılmış olması nedeniyle yaşanan sıkıntılı durum sadece yeni açılan üniversiteler itibariyle çözüme kavuşturulmuştur. Talebimiz bütün devlet yükseköğretim kurumlarında bu sınırlamanın kaldırılmasıdır. Bütün yükseköğretim kurumlarında akademik unvanlarını alan, çalışmalarını ve yayınlarını tamamlayan tüm akademisyen ve akademisyen adaylarının objektif kriterlere göre değerlendirilerek kadro probleminin kalıcı ve köklü olarak çözülmesi üniversitelerimiz ve Türk bilim hayatının yararına olacaktır. Üniversitelerimizde akademik ve idari personellerimizin kadro problemleri kalıcı olarak çözülene kadar bu konunun takipçisi olacağız” dedi. Öztürk, “2021-2022 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde 46 bin 174, Antalya’mızda ise 1348 eğitim çalışanı üye olarak Türk Eğitim-Sen’e güç verdi. Eğitim çalışanları, her durum ve koşulda ve hiçbir denge hesabı gütmeden her daim çalışanın yanında saf tutan Türk Eğitim-Sen çatısı altında toplanıyor. Türk Eğitim-Sen emin ve kararlı adımlarla yetkiye koşuyor. Israrla diyoruz ki, Türk Eğitim-Sen varsa umut vardır, Türk Eğitim Sen varsa çözüm vardır” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES
Yüksek olduğu iller
Ücretli öğretmen sayısının yüksek olduğu diğer illeri sıralayan Öztürk, “Bursa 3 bin 881, Şanlıurfa 3 bin 217, İzmir 3 bin 303, Kocaeli 2 bin 285, Gaziantep 2 bin 447, Antalya 1.840, Tekirdağ 1.610, Diyarbakır 1.562, Mersin 1.370, Hatay 1.265, Manisa 1.184, Kahramanmaraş 1.118, Mardin 1.111. Antalya’da görev yapan 1.840 ücretli öğretmenin 1.077’si eğitim fakültesi, 647’si lisans, 116’sı ön lisans mezunudur. Bursa’da görev yapan 3 bin 881 ücretli öğretmenin 1.532’si eğitim fakültesi, 2 bin 214’ü lisans, 135’i ön lisans mezunudur.
Gelinen noktada yapılması gereken; 2022 yılında en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılmasıdır. Norm açığının 120 bine, ücretli öğretmen sayısının 86 bine yaklaştığı bu zamanda yapılan 15 bin atama ile sorun çözülemeyecektir. Hele ki, eğitim fakültesi mezunu olmayan, hatta yüksek okul mezunu ücretli öğretmenlerle eğitim hizmeti vermek yeni sorunlara neden olmak demektir” diye konuştu.
Eğitimde tasarruf olmaz
Eğitime yapılacak öncelikli yatırımlara dikkat çeken Öztürk, “Şu gerçek unutulmamalıdır ki, eğitimde tasarruf olmaz. Eğitime yapacağımız yatırım ve ayıracağımız kaynak doğrudan ülkemizin geleceğini inşa eden bir husustur. Eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonu da öğretmendir. Sınıfta öğretmeniniz yoksa eğitime yapacağınız diğer yatırımların pek bir anlamı kalmayacaktır. Dolayısıyla eğitime yapılacak öncelikli yatırım ve alınacak öncelikli tedbir, öğretmen açığını gidermek olmalıdır. Öte yandan neredeyse asal öğretmen istihdam modeli haline gelmiş olan ücretli öğretmenlerimizin aldıkları ücretler de kabul edilebilir değildir. Bu arkadaşlarımızın tamamı, asgari ücretin dahi yarısı kadar bir aylıkla görev yapmaktadırlar. Bu durum, öğretmenlik hizmetinin haysiyetiyle de bağdaşır bir tablo değildir. Bu emek sömürüsü sonlandırılmalı, tüm öğretmenlerimiz, mesleğin saygınlığına ve insan haysiyetine yakışır ücretleler çalıştırılmalıdır. Ayrıca bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliğin ‘ücretli’ unvanıyla anılması da doğru değildir. Bu konuda da MEB tedbir geliştirmeli ve elzem durumlarda görevlendirilen bu öğretmenlerimizi 657 Sayılı DMK’ya dayalı olarak ‘vekil öğretmen’ unvanıyla çalıştırmalıdır” diye konuştu.
Üniversitelerde kadro problemi
Üniversitelerdeki kadro problemine dikkat çeken Başkan Öztürk, “YÖK Genel Kurulu’nun almış olduğu kararlar ile üniversitelerin kadro problemlerinde nispi oranda bir rahatlama sağlanacaktır. Fakat öğretim görevliliğinden ve araştırma görevliliğinden öğretim üyeliğine ilk geçişte uygulanan sınırlama hala devam etmektedir. Yapılan düzenlemeyle, yeni kurulan üniversitelere yeni doktor öğretim üyesi kadrosunda sınırlamanın kaldırılmış olması nedeniyle yaşanan sıkıntılı durum sadece yeni açılan üniversiteler itibariyle çözüme kavuşturulmuştur. Talebimiz bütün devlet yükseköğretim kurumlarında bu sınırlamanın kaldırılmasıdır. Bütün yükseköğretim kurumlarında akademik unvanlarını alan, çalışmalarını ve yayınlarını tamamlayan tüm akademisyen ve akademisyen adaylarının objektif kriterlere göre değerlendirilerek kadro probleminin kalıcı ve köklü olarak çözülmesi üniversitelerimiz ve Türk bilim hayatının yararına olacaktır. Üniversitelerimizde akademik ve idari personellerimizin kadro problemleri kalıcı olarak çözülene kadar bu konunun takipçisi olacağız” dedi. Öztürk, “2021-2022 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde 46 bin 174, Antalya’mızda ise 1348 eğitim çalışanı üye olarak Türk Eğitim-Sen’e güç verdi. Eğitim çalışanları, her durum ve koşulda ve hiçbir denge hesabı gütmeden her daim çalışanın yanında saf tutan Türk Eğitim-Sen çatısı altında toplanıyor. Türk Eğitim-Sen emin ve kararlı adımlarla yetkiye koşuyor. Israrla diyoruz ki, Türk Eğitim-Sen varsa umut vardır, Türk Eğitim Sen varsa çözüm vardır” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES