Uluslararası Enerji Zirvesi, 21-24 Kasım tarihlerinde Belek’te Port Nature Luxury Resort Hotel’de gerçekleştirilecek. Düzenleme Kurulu adına Prof. Dr. Fikret Akınerdem yaptığı açıklamada, “Antalya’da enerji ile ilgili pek çok yerli ve yabancı firmanın yanı sıra dünya çapında ilim insanı, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini bir araya getirecek olan kongre, Selçuk Üniversitesi ve Enerji Federasyonu ortaklığında düzenlenecektir” dedi. Kongrenin amacı hakkında bilgi veren Akınerdem, “Çeşitli enerji kaynaklarının ve enerji piyasalarının tüm boyutları ile değerlendirilmesi ve yanı sıra enerji verimliliği ile en son gelişmeler ile uygulamaların pek çok açıdan tartışılıp ele alınabileceği bir ortam oluşturmak ve sektörü çözüm ortaklığında bir araya getirmek olacaktır. Düzenleyeceğimiz bu kongrede her türlü enerji kaynağına, kaynak kullanımına, dönüşümde teknoloji kullanımı, tüketim tercihi ile yeni kaynakların tespitinde yeni modellemelere tartışma alanı veren bir kongre olması önceliğimizdir. Kongre dünyada ve Türkiye’de enerji ile ilgili çok çeşitli konuların tartışılacağı bir platform olacaktır” şeklinde anlattı.
Her canlının temel ihtiyacı
Prof. Dr. Fikret Akınerdem, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Modern çağda kaynağı ne olursa olsun enerji her canlının temel ihtiyaçları arasındadır. Enerji, insanlık, barınma ve ısınma, sanayileşme ve de modernizasyonun devamı için gerçek bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere gıda kaynakları da dahil birçok sektör harekete geçirilmiştir. Buna bağlı olarak her enerji kaynağı da kendi teknolojisini üretmiştir ve durum insanlık için geri dönülmez bir hal almıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda nüfus artışının ve endüstrileşmenin getirdiği bazı sıkıntılar oluşmuştur. Enerji kaynakları ve enerji çeşitlendirilmeleri,insanlığı tehdit eden, sağlığı ve medeniyeti zora sokan uygulamalar olarak da görülmektedir. Bu nedenle de devletler kendi kaynaklarına göre politikalar üretme yoluna gitse de küresel temelde tartışmalar üst düzeylere çıkmış durumdadır. Son yıllarda sera gazlarının yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan küresel ısınma ve çevre problemlerinde artışlar olduğu bir gerçektir. Öte yandan fosil kaynaklı yakıtların tüketilir olması, enerjide yeni kaynak arayışlarına veya kaynak çeşitlendirmelerine gitmeye zorlamaktadır. Tartışmaların odak noktası da buradan çıkmaktadır. Fosil kaynaklarını günah keçisi ilan edenler yanında, yeni-yenilenebilir kaynakların yeterliliği sanayileşmenin sürekli arttığı dönemde tartışma konusudur. Her iki ana kaynağın yeterliliği bir yana, ortaya çıkan sorunlarla, üretim ve tüketim çeşitlendirilmeleri ve kullanım teknikleri de sorgulanır olmuştur. Böylece temel enerji kaynaklarından fosil yakıtlar, nükleer ve kaynağı tarıma dayalı biyoyakıtlar günümüzün en çekişmeli konuları arasında yer almaktadır.”
Umut ÖZEN
Her canlının temel ihtiyacı
Prof. Dr. Fikret Akınerdem, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Modern çağda kaynağı ne olursa olsun enerji her canlının temel ihtiyaçları arasındadır. Enerji, insanlık, barınma ve ısınma, sanayileşme ve de modernizasyonun devamı için gerçek bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere gıda kaynakları da dahil birçok sektör harekete geçirilmiştir. Buna bağlı olarak her enerji kaynağı da kendi teknolojisini üretmiştir ve durum insanlık için geri dönülmez bir hal almıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda nüfus artışının ve endüstrileşmenin getirdiği bazı sıkıntılar oluşmuştur. Enerji kaynakları ve enerji çeşitlendirilmeleri,insanlığı tehdit eden, sağlığı ve medeniyeti zora sokan uygulamalar olarak da görülmektedir. Bu nedenle de devletler kendi kaynaklarına göre politikalar üretme yoluna gitse de küresel temelde tartışmalar üst düzeylere çıkmış durumdadır. Son yıllarda sera gazlarının yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan küresel ısınma ve çevre problemlerinde artışlar olduğu bir gerçektir. Öte yandan fosil kaynaklı yakıtların tüketilir olması, enerjide yeni kaynak arayışlarına veya kaynak çeşitlendirmelerine gitmeye zorlamaktadır. Tartışmaların odak noktası da buradan çıkmaktadır. Fosil kaynaklarını günah keçisi ilan edenler yanında, yeni-yenilenebilir kaynakların yeterliliği sanayileşmenin sürekli arttığı dönemde tartışma konusudur. Her iki ana kaynağın yeterliliği bir yana, ortaya çıkan sorunlarla, üretim ve tüketim çeşitlendirilmeleri ve kullanım teknikleri de sorgulanır olmuştur. Böylece temel enerji kaynaklarından fosil yakıtlar, nükleer ve kaynağı tarıma dayalı biyoyakıtlar günümüzün en çekişmeli konuları arasında yer almaktadır.”
Umut ÖZEN