Üniversite ve ‘güneşi balçıkla sıvama’ yarışı..
Sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın gözü Antalya’daydı..
Çünkü..
Uşak’ta beyin ölümü gerçekleşen 39 yaşındaki Ahmet Kaya’nın yüzü 19 yaşındaki mermer işçisi Uğur Acar’a nakledildi..
Kolları ile sağ bacağı ise Atilla Kavdır’a takıldı..
Türkiye’nin ilk yüz nakli ameliyatının yanı sıra daha önce kol ve bacak nakli operasyonları ayrı ayrı yapılmıştı..
Ancak..
Aynı hastaya iki kol ve bir bacak nakli, dünyada bir ilkti..
İşte, bunu sağlayan Türk hekimlerin adı tıp tarihine altın harflerle yazıldı..
Ve..
Akdeniz Üniversitesi, “kadavradan rahim nakli gibi, iki kol nakli gibi başarılarına bir başarı daha ekleyerek” o da tarihe geçti..
Bunu başaran Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ve Estetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ile ekibini yürekten kutluyorum..
…
Bu başarı kolay gelmedi..
Rektör Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe’nin önderliğindeki Üniversite yönetimi..
“Beyin göçü”nü tersine çevirerek, bilim insanlarına kapılarını açtılar..
Bu sayede dünya çapındaki çok önemli isimler Akdeniz Üniversitesi’ne geldi..
Bilim insanlarının önlerindeki engelleri kaldırdılar ve bilimsel her türlü çalışmaya sonsuz destek verdiler..
Bu arada..
Bilimsel çalışmaların daha iyi yapılabilmesi için “fiziki imkanları” da sağladılar..
Sonuç?
Sadece Tıp alanında değil, “teknoloji ve uzay, hatta tarım” alanlarında da Akdeniz Üniversitesi dünyaca tanınır, takdir edilir hale geldi..
Bunu başaranları da yürekten kutluyorum..
…
Neyi anlayamıyorum biliyor musunuz?
Dünya çapında başarılara aç bir ülkenin Antalya’daki bir Üniversitesi..
Yaklaşık 4 yıldır tarihindeki en başarılı dönemini yaşıyor ve bu başarıları dünyaca izleniyor, takdirle anılıyor..
Ama..
Antalya’daki bazı gazeteciler, “yönetimin değişmesini isteyen bazıları” tarafından yönlendirilerek bu başarılara gölge düşürmeye çalışıyor..
Koskoca bir kent haline gelmiş 30-40 bin nüfuslu Üniversite’de olabilecek birkaç münferit hata, adeta cımbızla bulunarak, yönetimi başarısız gibi göstermek için ellerinden geleni yapıyor..
…
İşte size iki manzara..
Bir tarafta, mucizeler yaratarak tarih yazan bir Üniversite yönetimi ve ekibi..
Bir tarafta, tarih yazanları yok etmek için belaltı vuruşlar yapan bir başka ekip..
Ve..
Asıl görevleri “araştırmak” olan gazetecilerin, araştırmadan “dedikodu”ları gerçekmiş gibi kamuoyuna aktarmaları..
Yani..
Bir çeşit “güneşi balçıkla sıvama” yarışı..
Şunu bütün Antalya bilsin istiyorum..
Akdeniz Üniversitesi, şu anda Türkiye’nin belki de en “şeffaf” üniversitesi durumunda..
Gazetelerde “Üniversite’de skandal” türünden yazılan her türlü haberin gerçeğini öğrenme imkanına sahipsiniz..
Arayın rektörlüğü, neyi öğrenmek istiyorsanız sorun..
Cevabını mutlaka alırsınız..
…
Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun..
Bu üniversite yönetimini alkışlayalım mı, bir-iki münferit hatası var diye yerin dibine mi sokalım..
Karar sizin..