Uyanın dostlar, seçime gidiyoruz!

Abone Ol

Şimdi, seçim tekrarlanacak. Halk diliyle ‘Erken Seçim’ diyoruz ama, teknik olarak ‘Seçim tekrarı’ deniyor. Yani, koalisyon filan olmayacak. Orta veya uzun vadeli bir hükümet kurulmayacak. Dolayısıyla, Erken Seçim olması için ortada kurulmuş bir hükümet olması gerekiyor. Bu hükümet üyeleri erken seçim kararı alır ve uygun olan en yakın tarihte seçime gidilir. Eh, böyle bir evlilik olmayacağına göre ‘Erken Seçim’ değil, ‘Seçim tekrarı’ olacak.

İlk günden beri bu meclis tablosundan koalisyon çıkmayacağını net bir şekilde söylüyorum. Muhalefet liderlerini ve onların akıl hocalarını iyi bildiğimden olsa gerek, bu öngörümü her fırsatta deklare ediyorum. Liderler de sağolsunlar bendenizi mahçup etmemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Koalisyon ortağı olmamak için bin dereden su getiriyorlar. Hükümet kurulmasına destek vermemek için önlerine aşılmaz duvarlar örüyorlar. Mesela CHP, daha hükümet kurma görevi verilmemiş Ak Parti’nin önüne ayın 14’ü gibi 14 maddelik listeler koyuyor. Maddelere bakıyorsunuz ve anlıyorsunuz ki bunların hükümet kurmak gibi bir niyetleri yok. Bu çok net.

Yani, aşeren hamile kadınlar bile kocalarından daha makul şeyler istiyorlar. İlkbaharda Mandalina, kışın ortasında Karpuz isterler. Vallahi CHP ve MHP’nin şartlarının yanında bu istekler daha makul!

Onun için, rahat olun ve hatta müsterih olun sevgili dostlar. Bu tablodan koalisyon çık-ma-ya-cak!

 

MHP’nin seçim aşkı!

Son 20 yıldır, yani 1995 yılından beri seçime sevdalı bir partiyi izliyorum. Hadi lafı dolandırmayayım, bu parti MHP. Baraj altında kaldığı seçim öncesinde de hararetle ‘Erken Seçim’ istemişti MHP. Baraj altında kalmamak için de seçim istemişti. DSP-ANAP-MHP koalisyonunda da Erken Seçim isteyerek merhum Ecevit’i bile şoke etmişti.

İktidar olma ihtimalinin yanından bile geçmeyen bir partinin ısrarla “Erken Seçim” istemesi, ilginç ve garip bir durum. Hatta işin garip tarafı, MHP’nin seçimlerden hemen sonra “Erken Seçim”i dillendirmesi ve gündemine alması. Yani, “Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü!?” misali, seçimden yeni çıkan bir partinin erken seçim istemesi sizce de garip bir durum değil mi?

Üstelik, mevcut milletvekili oranını arttırmış ve yeni bir seçimde elindekileri de kaybetme riski bulunan bir parti, neden erken seçim istesin?

Sahi, Milletvekili Aday Adayları başvuru için partiye kaç bin lira ödüyorlar? MHP’ye kaç aday adayı başvuru yaptı? Açıklanan 550 Milletvekili Adayı partilerine ne kadar “bağış(!)” yapıyorlar? Devletin Hazinesi, MHP’ye ne kadar seçim ödeneği veriyor?

MHP yönetimi, bu toplanan paraların ve hazine yardımının ne kadarını harcıyor seçimlerde?

Bu kadar çok “Erken Seçim” muhabbeti olunca, insanın aklına neler geliyor değil mi?

 

Zırtapozlar!

Salyangoz satıcılarına bir kaç soru sormuştum. Küfür etmeden, hakaret etmeden, iftira etmeden sadece soru sordum. İdris Özyol gibi naif bir insan değilim belki ama, hakaret etmeden soru sormasını bilirim. Bildiğim şeyi yaptım ve cevabı basit olan kolay sorular sordum. Cevap vermek yerine, bayat replikler ve tehditlerle dolu basın açıklamaları yapmışlar. Bendenizi hedef göstermekle kalmayıp, dava açmakla tehdit etmişler.

Hele de, yazılarımı yayından kaldırmamı ve özür dilememi istemeleri de tam bir “yavuz hırsız” vakası..

Ee, ben boşuna o fıkrayı anlatmadım size sevgili dostlar. “Ben hırsızı bıraktım, ama hırsız beni bırakmıyor!”